Genç adam, karşısında ki kızın sorusuyla afallamış ve sinirle karışık gözlerle ona bakıyordu. Tam olarak bildiği şey neydi? Ya da biliyor muydu? Rush kafasında ki sorulardan kurtulmak için kafasını iki yana salladı. Sky karşısında ki adamın bir şey söylemek için açılan ağzıyla hemen saate baktı ve ondan önce lafa atıldı.
''Hey, çabuk burayı boşaltmamız lazım! ''
Rush, karşısında ki genç kıza ağzını açıp baktı. Bir konudan diğer konuya nasıl bu kadar çabuk geçiş yapabiliyor? diye düşünse de ona sorgulayıcı bakışlar gönderdi.
''Nedenmiş o? ''
''Aslında.. isterseniz burada kalmayı sürdürebilirsiniz. Ne de olsa 20 ve seninle beraber 21 silahlı adam ve üstünüze kalacak 2 cesetle mutlu mesut yaşayabilirsiniz ha? ''
dedi Sky kaşlarını alayla kaldırıp Rush'a bakarken.
''2 ceset? ''
Rush etrafa bakındıktan sonra sadece tek ceset olduğunu görünce iki ceset lafına takıldı.
''Burada sadece 1 ceset var ama? ''
''Şuradan bi çıkalım sana anlatırım. Yani.. sanırım. ''
Rush sinirle ağzından bir inleme çıkararak silahlı elini başına götürdü. Bu kız yüzünden delirebilirdi. Hatta bir an kendini gerilim filminde hissettiği bile olmuştu.
''Tamam eski postanenin iki sokak üstünde bir orman var. Oranın içinden 25 kilometre ilerlediğin zaman eski bir depo görüceksin. Orada olacağız. ''
''Olacağız mı? Hiç sanmıyorum yoksa senden 2 yaş küçük bir kızdan mı korkuyorsun? Merak etme ısırmam. ''
''Kes şu laubali konuşmaları. ''' Diye dişlerinin arasından tısladı genç adam.
''Neyse.. Tek olsan senin için iyi olur. Adamlarını yok etmekle uğraşamam. ''
Rush, adının ne olduğunu dahi bilmediği bu kızı takmadan ilerledi. Tabiki de tek olmayacaktı.
''Piç kurusu'' diye arkasından mırıldandı Sky. Bu adama cidden uyuz oluyordu. Hızla motorunun yanındaki kaskı alıp kafasına taktı ve ona doğru gelen arabaların arasından makas atarak ilerledi. Sanırım şuan duyduğu bu küfürleri ona saydırıyorlardı. Sky derin bir nefes alıp dua edin şuan işim var diye içinden geçirdi. Hava yavaş yavaş kararmaya yüz tutmuş karşıdan gelen arabaların farları gözünü alıyordu, ama o bunlara alışkındı. Hızla sürdüğü bir 20 dakikanın daha ardından ormanlık patika bir yola saptı. Lanet olsun o ormanlardan nefret ederdi. Her insana bu manzara huzurlu gelebilirdi belki ama o nefret ederdi. O normal bir insan değildi çünkü.. O insana huzur veren her yerden nefret ederdi, huzurdan nefret ederdi.. O insanlardan nefret ederdi. Eskiler aklına gelince mutlu olmaması için elinden geleni yapan en yakını sandığı insanlara tekrardan teşekkür etti, onlar sayesinde bu kadar acımasız bir hayalete dönmüştü. Sonunda yıkık bir binanın çatısını görünce az bir mesafesi kaldığını anlamıştı. Depoya yaklaşmadan önce durdu. Gece olmuştu ve onun prensipleri vardı, garip prensipleri. Çantasından kırmızı tebeşir boyalarını çıkarıp saçını ve kaşlarını kızıllaştırdı. İşte şimdi benliğini bulmuş gibiydi, gibiydi çünkü üstünde en nefret ettiği iki renk vardı. Sarı ve pembe. Hızla üstündekileri çıkarıp siyah üstünü tamamen saran deri takımlarını giydi. Tekrar motoruna binip hızla sürdü. Tam deponun önünde durup p90'ı alıp -multi amca da var :D- kapıyı iktirdi ama kapının kilitli olduğunu görmesi kısa zamanını aldı. Elini yavaşça çantasının gizli gözüne atarak mini bir el bombasını aldı. 10-11 adım gidip bombanın pimini çekti ve hızla deponun kapısına atıp öylece durdu. O bombadan korkmazdı. Sonunda kapı havaya uçunca yavaşça içeri doğru ilerlemeye başladı Sky. Rush ise arka kapıdan gelen yüksek sesi ve iki dakika bile geçmeden havaya uçan kapıya şaşkınlıkla baktı. Bir kaç dakika sonra elinde p90 olan kızıl kızı gördü.
''Ama bu imkansız: '' Diye mırıldandı Rush. Bu kız kızıl, acımasız ve fazla seksi görünüyordu. Elinde ki silahı ise açıkça ben tehlikeliyim diye bağırıyordu. Sky içeride 20 adamı görünce alayla kaşını havaya kaldırdı ve Rush'ı süzdü.
''Sana beni uğraştırma demiştim. Şimdi dışarı çık. ''
''Ne? ''
''Sadece 15 saniye? '
''Öyle olsun bakalım. ''
Sky, Rush gidene kadar bekledi ve aralarında ne oluyor diye konuşan adamlara çakma bir üzüntüyle baktı.
''Hayalet'i biliyor musunuz? ''Diye sordu tırnaklarına bakarken. Adamlardan ses gelmeyince onlara baktı.
''Bana öyle bakmayın sizi kimin öldüreceğini bilmeniz en doğal hakkınız. Ben hayaet hani şu kiralık katil olan. '' dedi ve onlara göz kırptı.
''Geliyorum! ''
''Gel. '' dedi Sky, gel de beni dinlememenin cezasını öğren bakalım dedi.
Rush içeri girince korkudan bembeyaz kesilen adamlarına ve keyifle sırıtan kızıla baktı.
''Bak Rush açık olucam. Ben takılmamaktan haz etmem ve şimdi bunu öğreniceksin. ''
Sky cümlesini tamamlar tamamlamaz 2 saniyelik silah sesleri ve 20 adamın yere yığılış sesleri etrafı sardı. Rush şok olmuş bir şekilde kıza baktı.
''Kimsin sen? İyi bir eğitim almayan biri bu silahı bu kadar iyi ve hızlı kullanamaz. ''
''Öğreniceksin Shancez, öğreniceksin ama ben sorularımın karşılığını aldığımda. İki gün zaman sana düşün ve burada ol terkar söylüyorum YALNIZ gel. Saaati telefonuna mesaj atarım. ''
Rush arkasından tekrar şokla baktı ve aklına gelen soruyu boşluğa karşı sordu.
''Hey.. Numaramı nereden biliyorsun? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kiralık Katil
Teen FictionSabahları enerjik ve neşe dolu gazeteci bir kız, geceleri acımasız bir kiralık katil. Tüm dünya onu ve cinayetlerini konuşuyor ama onun adını bile bilen yok. Peki ya ansızın biri onu fark ederse? KİRALIK KATİLE HOŞGELDİNİZ. Aşırı doz cinayetten ölm...