17.BOLUM

97 12 11
                                    

O sacma salak olan kafasıyla cok güzel olduğumu söyledi bana. Emre'de böyle hissetmiyordum. Suan sanki utanctan ölecek gibi olmamın yanında son olarak ellerimi tutunca bende kayışlar koptu ve aşkla Kaan'a baktım.

Kendi kendine mırıldanıp anlamsız seyler söylüyordu. Ne dedigi anlamaya çalışırken sesli olarak

"Ellerimi hiç bırakma sen tutunca unutuyorum yalnızlığımı."

Deyince sadece sırıtarak karşılık verdim. Kaan şimdiye kadarkilerden farklıydı ve insan onun yanında güvende hissediyordu.
Ee neydik şimdi biz sevgilimi? Hayır Dünya sacmalama hemen kaptırma kendini! Yaa ama cocuk ne dedi bee bence oda beni seviyo... olsun Dünya sen yinede hemen bağlanma. Ben kendimce ic savas yaşarken Kaan'ın telefonu çaldı. Ses hoparlörde olmamasına rağmen duyuluyordu.

"Efendim?"

Karşıdan kalın bir erkek sesi cevap verdi

"Abi kız işini hallettik hiçbir sıkıntı yok"

Cevap vermeden kapattı ve

"Hadi kalkalım benim gitmem gerek güzelim" dediğinde ne olduğunu anlamamıstım ve Kaan'a güvenmemem gerektigini hatırlamıştım. Sadece gülmeye çalışarak

"Peki" diye cevap verip kalktım.

Arabaya bindigimde Kaan çoktan anahtarı çevirmişti bile. Beni teyzemlere bırakıp gitti. Eve girmedim biraz yürüdüm istanbulda iken sürekli tek başıma dışarı çıkar gezerdim. Burda ilk defa tektim bu duyguyu ozledigimi fark ettim. Sedef'i arayıp nerde olduğunu sorduğumda yeni tuttuğumuz evde olduğunu öğrendim.

Teyzemin evine gidip eşyalarımı topladım. Onun benim icin aldığı kıyafetler ve makyaj malzemeleri olmasa hic eşyam olmayacaktı. Teyzeme hersey için teşekkür edip evden çıktığımda taksi coktan gelmis kapının önünde beni bekliyordu. Beni görünce 40 yaşlarındaki adam arabadan inip valizlerimi bagaja koydu.

Arka koltuga yerleşip başımı koltugun arkasına koydum. Şoföre adresi söyleyip gozlerimi kapattım. Buraya geldigimden beri yaşadıklarımı düşündüm. Bana yabancı şeylerdi bunlar.

*

Gözlerimi açtığımda farklı bir yerdeydim. Sabah güneşi gözüme gözüme vururken etrafımı zor secebiliyordum. Aşağıda mutfaktan geldiğini düşündüğüm sesleri birisi "şşş sessiz ol uyanmasın" diyerek susturmaya çalışıyordu. Duvarlarım maviydi dolabım simsiyahtı ve bu hoşuma gitmişti. Fark ettimde yeni evimdeydim buraya nasıl geldiğimi düşündüm en son takside gözlerimi kapatmış hayata isyan ediyordum.

Ve evet az biraz hatırlıyorum taksiciye söyleyip adresi degistirdim Kızılay barlar sokağı demiştim. En son jack dayı iciyodum ve suan burdayım yatakta doğruluğumda bi an başımı taşıyamayacağımı düşündüm. O kadar ağırdı ve zonkluyordu. Kimbilir dün ne rezaletler yaptım aqu yaa malsın Dünya diye iç sesimle savaşırken Sedef odaya girdi.

"Oo saha uyursun diye düşünmüştüm hayatım erkencisin"

Gülümseyerek bana bakıyordu.

"Günaydın. "

Bende ona gülümsedigimde bana karşılık

"Günaydın, hadi kalk kahvaltı hazırladık sana"

"Hemen geliyorum. "

Sedef odadan çıkınca zar zor kalkıp dolabın önünde yere oturdum. Giyicek biseyler aradım. -Bugun Sedef'leri Kızılay'da gezdirmeyi düşünüyorum.- Yırtıklı kot şortumu giyip üzerine büyük siyah bi t-shirt giydim. Kolları uzun olduğu icin biraz kıvırdım. Saçlarımı tepeden bol bağlayıp aynadaki yansımama baktım. Eski bene hic benzemedigimi kendime milyon kere söylerken suçlunun Emre olduğunu düşünüyordum. Aşağıya inip kokulardan mutfağı bulmayı başardığımda karşımda oturan Buse'yle tekrar büyük bi şok yaşadım.

PEKİ YA SONRA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin