18. BÖLÜM

70 9 0
                                    

Küçücük dünyamda büyük bir yalnızlıktı benimkisi. Uzun zamandır kendimi yalnız hissediyorum. Sevgilisizlikten değil doğru düzgün hic kalmayan arkadaslarimdan ötürü hissettigim bi duygu benimkisi. Ailemin olmamasından dolayı hissettigim yalnızlık.

Buse bana ne yaparsa yapsın dışarıdan herkes beni ona karşı sinirli zannetsede açıkçası kızamıyordum ona.

Hiçbişey demeden kahvaltı masasına oturdugumda üçünün gözleride dikkatle beni izliyordu. Gülesim gelsede caktirmayıp sinirli gibi davrandım. Bartu masum bi ses tonuyla

"G-günaydın" dediginde sırıtıp karşılık verdim. İçinden derin bi ohh çektiğini anlamak mümkündü.

Kahvaltı masasında ne varsa hepsinden çokça tabağıma alıp kafamı hic kaldırmadan tabağımı bitirdigimde hala hepsi beni izliyordu. Tabağımı ve bardağımi alıp bulasik makinasına koydum ve yukarı odama çıktım.

Bu kız hep bizimlemi yasiycak amqu.

Odama çıktığımda valizlerden birini açtım. Kıyafetlerimi çıkarıp tek tek duzeltip askılara astım. Benden beklenmeyen hareketler Salime teyze benim odamı topladığımı görse ağlayabilirdi. Ha bide Salime teyze demişken babamıda onuda çok özlediğimi fark ettim. Babam beni hiç aramadı sormadı ölsem haberi olmayacak amqu. Asagıya inemedigim için odamdan Sedef'e mesaj atmamla odama gelmesi bir oldu.

"Ne oldu Dünya bi sorun mu var?" Dediğinde kaşlarını kaldırmış benden cevap bekliyordu.

"Sey ya Sedef senden bişey istiycem." Dediğimde tatlı tatlı sırıtarak ona baktim.

"Söyle bebeğim ne oldu?" Deyip guldugunde hic beklemeden konuştum.

"Beraber Istanbul'a gidelimmi?" Şaşırmışti. Sanki dünyayı feth edelim mi demişim gibi bana baktı.

"Ne zaman ?"

"Bugün? " dediğimde şaşkınlığı nı gizleyemedi.

Napıyım amk babamı özledim bakışı attığımda pekte anladığını düşünmüyorum. Sadece bana gülümseyerek bakıp "deli bu kız yaa" dediginde bende kıkırdadım.

"Bartu'yu sen halledersin demi kuzum yaa?"

"Tabiki güzelim oldu bil."

"Yaşa be" diye bağırıp birsürü öpücük attığımda çoktan odadan çıkmıştı. Hemen kalkıp yerde kalan kıyafetlerimi dolabıma tıkdım. Elime askıdaki siyah mini eteğimi alıp uzerine beyaz tül gömleğimi seçtim. Elimdekileri yataga atıp uzerimi degistirdim.

Aynanın karşısında saçımdaki tokayi çıkarıp saçlarımı serbest bıraktım. Şu son zamanlarda kendime hic bakmadıgımi farkedip sac diplerimdeki yağa tiksinerek baktım. Daha beynim komut vermeden ayaklarım lavaboya koştu. Saçlarımı lavabonun icine atıp sıcak suyu açtım. Yaklaşık on dakikada saçlarımı yıkayıp havluya sardım ve odama gittim. Kurutup saçlarımın uçlarını maşayla kıvırdım.

Odaya Bartu girip beni görünce şaşırdı. Islik çalıp sağ elinin bas parmağını vay be süper olmuşsun dercesine kaldırdı.

"Hadi çıkalım kanki."

"Ya Bartu kanki falan ne diyon eni yaa hehehehhe geliyorum hemen"

Kapıdan göz kırpıp çıktı. Seviyorum bu çocuğu yaa valla Sedef şanslı kız diye düşünürken odadan çıkıp aşağıya indim. Sedef ve Bartu kapının önünde beni bekliyorlardı ve Buse dış kapıya yaslanmış onlara bakıyordu. Kapıdan çıkıp Buse'ye döndüm gülümseyerek bakıp geri arabaya yürüdüm. Buse'yle birlikte Sedef ve Bartu'da şaşırmıştı. Hiçbirine bakmadan arabanın arka koltuğuna oturup kafamı koltuga yatırdım ve gözlerimi kapattım.

5 dakika bekledikten arabanın ilerlemeye başladığını hissedip oturur pozisyona geçtim. Bartu şoför koltugunda Sedef'te onun yanında oturuyordu. Yol boyunca arabada uyudum.

*

Gözlerimi Sedef'in yanımda anırmasiyla açtım. Gelmiştik benim evimin önündeydik. Onlar kendi evlerine gidiceklerini söyleyip gittiler. Anahtarımı çantada zor bulup kapıyı açtım. En cok merak ettigim sey babamın beni görünce ne tepki vereceğiydi. Yavasca kapıyı açıp içeri girdigimde babam salonda yoktu. Kesin işten yorgun gelip odasında uyumustu. Yavas yavas merdivenleri çıkıp babamın odasına dogru gittim. Kapının önünde durup derin bi nefes aldım. Kapıyı yavaşça açtığımda dikkatimi ceken babam değildi yanında oturan mor elbiseli kadındı. Ikiside dönmüş bana bakıyorlardı. Kadının yüzündeki şaşkınlık karanlık odada bile belliydi. Elleri babamın yanaklarındaydi bi anda ani bi hareketle ellerini indirdiğinde babam ayaga kalktı.

Peki neydi bu şimdi? 2 aydır beni aramayan babamın geçerli sebebi mor elbiseli kadınmıydı? Beni o kadın içinmi aramamış sormamıstı. Mor elbiseli kadınmıydı beni hayatımda tek varlığım olan babama unutturan? Yediğim kaçıncı kazıktı bu? Babam annem hastanede ölümle savaşırken söz vermemismiydi senden başkası haram bana dememismiydi? Ne çabuk unutuldu bu sözler?

Gözlerime dolan gözyaşlarım akmasın diye babama bakıp gulumsedigimde şaşırmıştı. Gözyaşlarım görüş açımı engellediginde arkami dönüp koşarak aşağıya indim ve dışarı çıktım. Gözyaşlarım durmadan ard arda akıyordu. Şuan yüzümün duygusuz göründüğüne emindim ama kalbim aciyordu. Gözlerim yaniyordu.

Hıçkırarak ağlamak falan bahane susarak ağlamak kalbinin üzerine benzin döküp ateşe vermekle eşit. Kalbim yanarken yanaklarımında yandığını hissettim. Evin arka bahcesine koşup duvara yaslanıp yere oturdum. Babam o kadınla beraber çıkıp arabaya koştu. Binip evden uzaklastıklarında ne yapmam gerektiğini düşünüyordum içim yaniyordu ve canım bişey istiyodu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken karşı büfenin önüne oturmuş sigara icen cocuga baktım. Yerimden kalkıp büfeye gittim bi paket kırmızı marlboro aldım. Evin arka bahçesine gidip aynı yerime oturdugumda ayaklarımı uzatıp paketi açtım. İçinden bir dal sigara çektim ve ağzıma koyup cakmakla yaktım. Kafamı kaldırdığımda babam bana bakıyordu.

PEKİ YA SONRA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin