15. BOLUM

88 14 6
                                    

Alp'e baktığımda saçma sapan herşeye güldügünü fark ettim. Bu bok insanı mutlu mu ediyordu yoksa içimdeki şeytan denemem için beni ikna etmeye mi çalışıyordu anlayamadım. Şuan ağlamak icin cok sebebim vardı. Çoğu zaman uzaklara dalıp gidiyor ve Emre'yle Buse'yi düşünüyorum. Acaba Buse beni hic düşünmedimi Emre'yle beraberken?

Aslında en zoru sevilmemek değildi, sevilmedigimi sonradan fark etmemdi.

Kaan'a baktığımda benden bi cevap bekliyordu. Yinede kendimi koruyarak

"Hayır" dedim. Israr etmemesi benim icin iyi oldu çünkü kendime güveniyorum. Peki derecesine kafasını salladıktan sonra kağıdı Alpin yaptığı gibi sardı. Masaya bir paket beyaz tozu döktü. Kağıdın küçük olan tarafını burnuna getirip masaya eğildi ve beyaz tozu burnundan çekti.

Yaklaşık 1 saat sonra herkes bi köşede uyumustu canım sıkılıp etrafı gezmek için ayağa kalktım. Etraftaki tabloları inceleyerek mutfağa geçtim. Dolaptan soguk su çıkarıp bardağa boşalttım ve bardağı alıp mutfaktan çıktım. Merdivenlerden yukarı çıkarken Kaan kızarmı diye düşünmedim bile.

Yukarısı uzun bi koridordan ibaretti. Karşılıklı 6 tane oda vardı. Bi odaya girdiğimde küçük bi soba ve bi koltuktan başka bisey yoktu. Diger odaya girdiğimde Kaan'ın odası olduğunu anladım. Büyük Fenerbahçeli bir yatak ve bi dolap vardı. Duvarda büyük bi resimde bir kız vardı. Siyah saçlı 20li yaslarda bi kız. Fotoğrafta gülüyor olmasına aldanmadım yapmacık bi gülümsemeydi sanki mutluymus gibi gözükmek icin gülmüştü.

Ama en cok dikkatimi ceken kızın alnının ortasında büyük ucu iğneli bir ok vardı. Fotoğrafın karşısında durmuş inceliyorken bi anda Kaan'ın bana baktığını fark ettim. Ona baktığımda sinirli ve biraz korkmuş gibiydi

"Hemen odamdan çık! "

"S-sey ben. Özür dilerim."

Hızlıca odadan çıkıp aşağıya indim. Arkamdan Kaan geldi. O gün benimle bir daha hic konuşmadı ama sürekli bana bakışlarını yakaladım. Evlere dagılıcagımızda berkcan'a "Dünyayı evine bırakır mısın?" dedi. Oda tamam derecesine kafasını salladı.

Kendimi fazlalık gibi hissettim. Beni buraya o getirmişti ve şimdi böyle umursamaz tavırları canımı sıkıyordu.

Berkcan beni eve bıraktığında teşekkür edip eve girdim.

Odama çıkıp babamı cok ozledigimi hatırladım. Tamam ben onu aramamistim ama oda beni hic aramadı. Arasammi aramasammi diye düşünürken bi anda telefonumun yesil olan kısmına dokunuverdim.

YAKISIKLI kişisi aranıyor...

Ve açmadı.

Babamla hiçbir zaman diger baba kız gibi olamadık hep bi yabancı gibiydik. Hayatım kısa sürede cok değişmişti. Sanırım alışmıştımda. Numaramı gizleyip Emre'yi aradım.

"Efendim?"

..

"Konussana???"

..

Kapattı. Sesini o kadar ozlemistimki gözlerini falan. Düşünüyorum da ben onu sonu böyle bitsin diye sevmemistimki...

Gece boyunca uzun uzun düşündüm ve bi ev tutmaya karar verdim. Sabah Sedef'i arayıp söyledim. Onlarda Bartu'yla beraber benim ev arkadaşım olacaklar. Yalnız olmadığıma sevinmistim.

Babama mesaj atıp herseyi anlattım ve bana para göndermesini istedim. Mesajıma cevap vermedi aramadı bile aksam paramı göndermişti. Teyzemlede konuşup onu ikna ettim. Sabah telefonun sesiyle uyandım sedef 16 kez aramıştı ve şuan halaa arıyodu.

"Efendim? " dedim uykulu bi sesle.

"Kızım çok şükür uyandın. Bi an kış uykusuna yattin sanmıştım. Saat 1 hadi hazırlan çık. Ankara'dayız ve bi ev bulduk"

"Hızına hayranım hemen hazırlanıyorum." dedim.

Üzerime siyah duz bi crop top altımada siyah pantolon giyip evden çıktım. Vedat Dolakay'da Sedef'in söylediği adresi sorarak buldum ve eve girdim. Ev eşyalıydı. Eşyalarıda begenmistim. Bu evi almamız iyi olabilirdi bu sayede esya alma derdinden kurtulacaktık. Odaları tek tek gezdim. Cok küçük bi ev değildi cok büyükte değildi. Ev gerçekten güzeldi. Son olarak bi odaya daha girdiğimde gözlerimi kocaman açıp gördüğüm şeyin hayal olması icin dua ettim. Donup kalmış karşımda duran Buse'ye bakıyordum. O kadar zaman arayıp sormayan, ona en çok güvendiğim zamanlarda arkamdan iş çeviren en yakın arkadaşım, dert ortağım, sırdaşım olan buse (!) O kadar yakındıkki yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Hatta oyle bir yakındıkki baktık olmuyo aynı sevgiliyi paylaştık...

Ona o kadar sinirliydimki nasıl olurda şuan hiç korkmadan titremeden utanmadan karşımda durabiliyordu?

PEKİ YA SONRA?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin