2. Bölüm Okul Bitiyor

367 38 5
                                    

Kalemini kağıdın üstüne bırakan genç derin bir oh çekti. "Son sınavda bitti, hafta sonu gelsede okul bir an önce bitse." Diye iç geçirdi. Öğretmeninin sınavı bitirmesiyle kalemini alıp sınıftan dışarı çıktı.



"Neredeyse 1 aydır buradayız. Kawazaki hakkında ne düşünüyorsun." Dedi adam, konuştuğu kişi kapüşonunu düzeltti ve çayından bir yudum aldı. "Gayet iyi, dövüş becerileri hoşuma gitti ondan başlamak hiç de kötü bir seçim değilmiş anlaşılan." Hemen sonra gelen çorbasını hızlı hızlı kaşıkladı. "Hadi, vakti geldi. Okulundan çıkmıştır şimdiye." İkili sandalyelerinden kalktı ve Kawazaki'nin eve dönerken kullandığı yola doğru yürümeye başladılar.




Kawazaki her zaman yürüdüğü yerde, elleri cebinde yürürken bir tuhaflık sezip durdu. "Sanki... Birisi var." Diye iç geçirdikten ellerini tekrar cebine koyup yürümeye devam etti. "Bir tuhaflık sezdiğinde, öylece boş verme Kawazaki." Arkasına dönüp baktığında, 4 kişinin önünde duran birisini gördü. geçen ay dövdüğü şişmandı bu. "Ne oldu, bu sefer arkadaşlarınla mı dayak yemek istiyorsun." Diye alay etti Kawazaki yolunu kesenlerle. Bu alaycı tavır karşısında sinirlerine hakim olamayan çocuk, dudaklarını ısırıp yumruğunu sıkmaya başladı. "Lanet herif, bu kez ben seni döveceğim."  Diye bağırdı tükürükler saçarak. Arkadaşlarına işaret ederek Kawazaki'nin üstüne yürümeye başladılar. Kawazaki üstüne gelen gruba doğru hızla koşarak üzerine gelen ilk rakibinin üstüne doğru zıplayarak, suratına sert bir tekme attı. Hemen önüne gelen diğer rakibine çelme takıp, sol elinin üstüne yüklenerek ayak topuğuyla vurduğu rakibinin ağzından kan getirdi. "3 kişi kaldı" Diye içinden geçirerek zıplayıp, dizini bükerek, mavi saçlı çocuğun suratına diz atıp, kollarını boynunun arasına sıkıştırarak suratını yere vurdu. Kawazaki geriye doğru bir hamle atınca kendisine vurmak isteyen rakibi sertçe duvara tosladı. "Geriye bir tek sen kaldın, beni döveceğini söylemiştin değil mi?" Üstüne doğru hamle yaptığı anda çocuğun çoktan kaçtığını fark etti. "Geri Zekalılar." Diye mırıldandıktan sonra yürümeye devam etti.


...


"Gerçekten de güçlü, öfkesini ne zaman dizginleyeceğini biliyor. Onu grubumuza dahil etmekte bir sakınca yok gibi." Dedi Uzun boylu paltolu adam ağacın tepesinde tek ayağını üst dala atmış bir şekilde, yanındaki arkadaşına bunları söyledi. "Senin aksine desene. Yaklaşık 1 Aydır buradayız zaten güçlü olduğunu biliyoruz ama buradaki rakipleri süprüntü kendisini geliştiremez." Çimlerde oturup sırtını ağaca yaslayan diğer adam da Kawazaki'nin yeteneğinin farkındaydı.




"Süprüntüydüler evet ama bu çocuğun tekniği harika. Dövüş Stilli bir arkadaş şart zaten." Dedi "Umarım teklifimizi olumlu karşılar." Diye ekledi heyecanlı ses tonuyla. "Demek heyecanlandın, çocuğun hayali zaten bu. Reddedeceğini sanmam." Kendinden emindi bu adam. "Umarım dediğin gibi olur, fazlaca vaktimiz yok. Grubu toparlayıp maceralara başlamalıyız." Grubun lideri niteliğindeki kişinin gözleri parlıyordu. "Hadi, Yawazaki-amca'nın yanına gidelim." Diye eklemesi, yanındakini şaşırtmıştı. "Torunundan bahsediyoruz, ona haber vermeliyiz." Demesiyle arkadaşı dikeldi, ağaçtan sıçrayarak atladıktan sonra, Kawazaki'nin dedesine doğru sakin adımlarla yürümeye başladılar. Kawazaki'nin dedesini yüz yüze tanımıyorlardı ancak 1 aydır burada olmanın avantajıyla iyi bir gözlem yapma şansları olmuştu.


...



Evde önceki akşamdan kalan çorbasını içtikten sonra, televizyonunu açtıktan sonra yatağına doğru uzandı. Yapacakları hakkında düşünmeye başladı, bir takımı olacaktı ve yaratıkları olacaktı nihayetinde'de Efsaneler Ligini kazanacaklardı. Bu hayali için ilk adımı sadece bir kaç sonra atacaktı. Bütün bunları düşünürken uyuyakalmıştı, bir iki saat sonra uyanıp dedesinin evine doğru gitti. 




"Torunun gerçekten yetenekli, seni bile geçebilir. Yawazaki-Amca." Kapüşonunu çıkartan gencin, renkli gözler, kısa sık sarı saçları, hafif kirli sakalları dikkat çekiyordu. Yaşlı Yawazaki, kahkaha patlatarak, "Demek torunumu takımına almak için benden izin istiyorsun he, Spike. Babanı andırıyorsun, sadece görünümün değil tavırların ve ön görü yeteneğinle'de Shizuko'ya benziyorsun." Yüzünde bir tebessüm vardı, iç çekerek ekledi "Zaten hayaliydi, onu ikna etmen için sana yardım ederim, Lige katılmak için can atıyor zaten, güvenilir birisinin takımında olması beni memnun eder." Diğer koltukta oturan adam konuşmaya başladı, dış görünüş olarak diğer adama fazlasıyla benziyordu. Renkli gözlü, uzun sarı saçlıydı fizik olarak diğerine göre, biraz daha kısa ve güçsüz görünüyordu. "Onu ikna etmen, onun içinde grubumuz içinde, harika olur. Yawazaki-Amca."




Bu sırada kapıdan içeriye Kawazaki girdi. "Dede, kim bunlar ?" Dedesinin evinde sürekli misafir olurdu fakat bu misafirler genellikle aynı yüzler olurdu, bir kaç arkadaşı yada dedesinden hikayeler dinlemek isteyen bir kaç kişi fakat bunları tanımıyordu. Söze uzun boylu adam ayağa kalkarak girdi, "Ben Kusagami Spike." Yüzünde güvenilir bir ifade vardı. "Ben de Kusagami Nagako." Kendini tanıttıktan sonra, birbirine geçirdiği parmaklarını çözüp ayağa kalktı. Kawazaki dedesine doğru yöneldi "Normal misafirlere benzemiyorlar dede. Buraya gelmek için bir amaçları olmalı." "Evet, Kawazaki seninde memnun olabileceğin bir amaçla geldiler. Tekliflerini dinlemeni istiyorum, kabul etmen senin için iyi olacak. Bu ikisi kardeş, babaları çok başarılı bir savaşçıydı. Fakat ne kadar güçlüyse de çocuklarının yanında durup onlarla ilgilenen gerçek bir baba değildi o. Ona her şey diyebilirim ama bir baba diyemem, oğulları için bile hayallerinden vazgeçmedi. Genede bu kimilerine göre takdir edilecek bir davranış. Ligi kazandığımızda takımımın kaptanı babaları Shizuko idi. Sen kabul edersen takımlarına katılır ve Lig için hazırlanırsınız. İkisi'de kılıç kullanıcısı." Kawazaki dedesinin sözlerinden sonra ikiliye bir süre göz gezdirdi. Katılacak olursa, Ligi kazanıp kendilerini ispatlaya bilirler miydi acaba. "Kabul edersen, sana bu dünya hakkında bir kaç şey anlatacağım." 




Dedesi Ligi kazandıktan sonra, ailesini yalnız bırakamamak istediği için macerasının başlayacağı zaman kasabasına dönmüştü. Ancak gerçek macereya başlamadığı halde bir çok kişi tarafından kabul gören biriydi, dış dünya hakkında bilgisi iyiydi ancak bir türlü anlatmıyordu. En azından kasabadan ayrılacağı zamana kadar anlatmayacaktı. Dedesi tarafından onay almış bu iki kişinin takıma katılmak için çok düşünmedi ve tekliflerini kabul etti. "Pekala, bende Kuroyi Kawazaki. Dedemin onayını aldığınıza göre güçlü olmalısınız. Grubunuza katılmaktan onur duyarım." Spike harika diye bağırdı. Yawazaki oturmalarını işaret ettikten sonra. "Anlatmaya başlıyorum."


Will of Fire; Efsaneler LigiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin