8. Bölüm Marangoz ve Çırak

114 14 2
                                    

Marangoz arayan grup kasabanın batı yakasına vardıklarında dikkatlerini bir heykel çekmişti, işin tuhafı bir heykelde kasaba'ya doğu yakasından girerken görmüşlerdi fakat bu seferki, saçları yüzüne doğru uzanan bir erkekti.
Nagako: "Bu heykellerde neyi nesi acaba?" Kawazaki heykele doğru yöneldi ve önündeki yazıyı okudu.
Kawazaki: "30 yıl öncesine ait, eleman 20'li yaşlardaymış muhtemelen yaşıyordur hala, umarım görürüz onu." Maket ve ahşaplarının dikkatini çektiği bir marangozhane görürler ve içeriye yönelirler. İçeride yaşlıca bir adam vardı, siyah saçlarının neredeyse yarısına ak düşmüştü. Yaşlı adamla Spike konuşmaya başladı.
Spike: "Merhaba, kalacak yer ve ahır için neredeyse tüm kasabayı dolaştık ama açıkçası sizin ki kadar iyi işçilik görmedik. Bu yüzden bize kalacak yer ve ahır yapmanızı istiyoruz." Yaşı adam önce Spike'ı sonra diğerlerine baktı.
Yaşlı Adam: "İltifatın için teşekkürler genç adam. Pekala, size ahır ve kalacak yer yaparım ama boyutlarını söylerseniz size fiyatını ve zamanını söylerim."
Spike: "Ahırımız, 100 metre eninde ve 75 metre boyunda. Evimiz ise ikisi 80x80 diğer ikisi de 60x60 boyutlarında 4 oda, 120x120 boyutlarında bir salon ve 75x75 boyutlarında bir depo istiyorum. Büyük odalar için 3 küçükler için 2'şer yatak istiyorum." Yaşlı adam gözlerini Spke'tan çekti ve elindeki maketi oymaya devam etti.
Yaşlı Adam: Hmm, bakalım. Normalden daha iyi bir tarife uygulayacağım sizi sevdim, 700 lira ahır için isterim lüks eviniz için ise 8000 lira isterim. Ahır kolay ama asıl olay eviniz 2 aydan önce bitiremem." Spike süreyi duyduktan sonra telaşlandı.
Spike: "Hayır, olamaz paranın fazla bile olacağını düşünüyordum bu fiyat tahminimden de iyi ama süre çok uzun, bizim yeni arkadaşlar bulmamız ve lige katılmamız gerekiyor burada, hatta hiç bir yerde bu kadar zaman kaybedemeyiz." Yaşlı adam elindeki maketi bitirdi ve vitrine diğerlerinin yanına koydu, arkasını dönüp Spike'a dikti gözlerini.
Yaşlı Adam: "Buralarda bu fiyatta ve bu sürede bitirecek başka marangoz yoktur. Lige katılacağınızı söylediniz, bundan emin misiniz? O lige yüzlerce, hayır binlerce katılım olur. Bir çoğu da diğer karşılaşmaları görünce vazgeçip girmez bile, çok güçlü rakiplerden oluşan çetin bir ligdir. Bu lige katılmak demek canınızı tehlikeye atmak ile aynı şey. Buna hazır mısınız?" Spkye yaşla adama doğru bir kaç adım atar.


Spike: "Hayır değiliz! Biz ölmeye falan hazır değiliz, hepimizin hayalleri var ve hiç birimiz bu hayalleri gerçekleştirmeden ölmeye hazır da değil niyetli de! Lige gelince, zor olduğunu biliyorum. Bu yüzden takımımı bir önce toplayıp çalışmalara başlamak istiyoruz. Bu ligi kazanacağız. Çünkü günün birinde gelmiş geçmiş en iyiler olduğumuzda o ligi kazanamamış olmak bize yakışmaz." Yaşlı adam Spkye'ı pür dikkat dinler ve tebessüm eder. Bu sırada içeriye bir kız girer, 17 yaşında falan olmalıydı. Alımlı, iri göğüslü, kızıl uzun saçlı bir kızdı.
Kız: "Indigo-San! Mick amcanın siparişini teslim ettim." Kawazaki bir anda kulak kabartır ve.
Kawazaki: "Indigo mu? Sen o heykeli dikilen adam mısın?" Yaşlı adam, kıza teşekkür ettikten sonra.
Indigo-San: "Demek gördünüz, evet o benim geçmişte belli bir olaydan sonra dikildi o heykel." Nagako meraklanıp.
Nagako: "Hangi olay? Ve doğu girişinde bir kadın heykeli vardı oda kim?" Bu soru Indigo'nun hoşuna gider.
Indigo-San: "Merak ettin he? O kadın heykeli de aynı olaydan sonra dikildi ve şu gördüğünüz güzel kızın annesidir. İsmi Blumelle. Gördüğünüz kız ise annesi gibi mühür ustasıdır. Olaya gelince gerçekten uzun bir hikayedir. Dinlemek ister misiniz ki?" Spike atılır.
Spike: "Evet, hem merak ettik, hemde kasabada uzun süre kalacaksak, hakkında bir şeyler bilelim isteriz."
Indigo-San: "Merak etmeyin söylediğimden daha az burada kalacaksınız, sizin için daha sıkı çalışacağım ve en öne geçeceksiniz aynı zamanda ahırın yapımını çırağıma vereceğim, bu sayede ahırı bitirdikten sonra bana ev için yardım eder böylece 1 aya bitirebiliriz."
Millane: "20 gün, beni hafife alma usta! Ve kendini de. Alında 15 dakikadır buradayım, ne istediklerini duydum o ahır benim 5 günümü alır. Bu sana ahır için harcayacağın 2 günü kazandırır. Daha sonra 15 günde başladığın evi bitiririz. Zaten 5 güne iki büyük odanın birisini bitirmiş diğerini yarılamış olursun. Ben ilk gün yatakları ve küçük odalardan birisini bir kısmını bitiririm. Sende salona başlarsın. Ben odaları bitirdiğimde yarıladığın depoyu aynı gün bitiririz. Tahmin ettiğim hızla gidersek 15 günde bile bitebilir." Spkye şaşırıp kalır.


Spike: "Bunların hepsini ne ara hesapladın. Gerçekten çok etkileyici, bunları hesaplamak benim en az 1 haftamı alırdı. Bize katıl!" Nagako iç geririr. Sonra gülümser. Indigo-san Spike'ın omzuna dokunur ve kahkaha atar.
Indigo-san: "Evet Millane benim her şeyimdir, marangozluk ve mühür yetenekleri bir yana harika bir hesaplama uzmanıdır. Bu kadar zamanlık usta olmama rağmen onun kadar iyi tahmin yapamam. Eviniz ve ahırınız bittikten sonra size katılmasında bence bir sorun yok, zaten o dünyayı merak eder hep. Yalnız, o kabul etmedi ama etse bile size güvenmem gerekir, kişiliğinize güvendim ama gücünüz? Onu da görmem lazım." Millane içten içe hoşuna giden bu teklifi ilk etapta kabul etmek istediğini fark ettirmemeye karar verir.
Millane: "Henüz tekliflerini kabul etmedim. Ayrıca size neden katılayım?" Kolarını bağlar ve Spike'a çevirir kafasını.


...........
Spike: "Çünkü bizim mühür ustamız yok." Millane iç çeker.
Millane: "Senin açından değil lan! Benim açımdan neden." Spike güler.
Spike: Çünkü biz güçlüyüz. Millane tekrar iç çeker.
Millane: "Bu böyle olmayacak. Tam bir mankafasın, böyle bir lidere ihtiyacım yok sağ ol ama almayayım." Indigo-san aceleci davranma şeklinde bir hareket yapar. Ve ardından aniden elinin altındaki bıçağı tam Spike'ın kafasına fırlatır. Spike elini kılıcına atar ve kınından tamamen çıkartmadan bıçağı savuşturur.
Spike: "Testi geçtim sanırım ha?" Kahkaha atar.
Indigo-san: "Benim için bir sorun yok, güçlü olduğuna, daha doğrusu iyi bir kılıç ustası olma potansiyelin olduğuna ikna oldum. Bunu anlamam için uzun testler veya seninle dövüşmeme gerek yok. Onun içinde uygunsa benim için uygun."
Millane: "Ne! Test bu mu? Hızlı bile atmadın bıçağı." Indigo-san tekrar gülümser.
Indigo-san: "Gerek yok, önemli olan savuşturması değil. Bir kılıç ustası olarak şunu söyleyebilirim. Daha kılcını tutup, kınından çektiği anda yetneğini fark ettim. Bu gözler bir çok şey gördü, inan bana. Bir adamın kılıcı tutuşundan bile sana yeteneğini söyleyebilirim. Senin yeteneğin analiz ve hesaplama konusundaysa benimki de bu." Tokoyagi, en başından beri duvara yaslandığı pozisyonunu bozar ve Indigo-san'a yönelir.
Tokoyagi: "Tamamdır! Şimdi buldum, siz şu efsaneye dönüşen kişilersiniz. Heykellerinizi görünce şüphelenmiştim ama bu yetenek sadece onda vardı." Nagako, Tokoyagi'ye bakar.
Nagako: "Efsane mi? Hangi taraf ve nereden biliyorsun."
Tokoyagi: "Tabii ki iyi taraf. Kötü birisi böyle konuşmaz. Kasabamdayken bazı kitaplar okurdum, ve Indigo ismine çokça rastladım. Diğer elemanları da önemliydi ama 3 isim öne çıkarı gruplarında o kadın Blumelle ve liderleri Blane. Zamanında efsaneye dönüşmüş bir gruptur, lonca kurmadan efsaneye dönüşen tek grupturlar. Bir çok yerde saygı gösterilir ve sevilirler." Indigo*san elini ensesine atar.
Indigo-san: "Duydun demek, evet belli bir olaydan bir süre sonra üçümüz bu kasabadan ayrıldık ve grup kurduk. Blane harika ve korkusuz bir liderdi, onun liderliğinde bir çok zafere imza attık ve zamanla adımız efsane olarak anılmaya başlandı." Kawazaki yeter artık diyecek gibi oldu.
Kawazaki: Indigo-san! Hikayeyi bekliyorum hala.
Indigo-san: Anlatacağım, her şey 30 yıl önce başladı. O gün. Aslında Blane'in adı bizden daha önce, o gün efsaneye dönüştü.

---30 Yıl Önce---

Will of Fire; Efsaneler LigiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin