7. Bölüm Yarım Kalan Hikaye (Amaç)

145 15 1
                                    

"Baban mı? Nasıl yani, öz baban mı? Nasıl olur da bir oğlunu öldürüp, ötekisini sırf acı çeksin diye öylece bırakır." Soruyu hiddetle ve merakla soran Spike'dı.
"Evet, sorunun cevabını bende bilmiyorum ama evet öz babam. Babamla 5-6 yıl öncesine kadar zaman geçirirdik sonra bir yere gideceğini duydum oradan sonra babam değişti ve daha nadir görüşmeye başladık. Annemle, arkadaşlarıyla kısacası tanıdığı herkesle arasındaki ilişki değişmişti babam sanki biraz tuhaf ve ruhsuzca davranıyordu. Son 3 senedir'de yani gittikten 2 sene sonra kadar bir daha hiç dönmedi, ta ki geçen haftaya kadar. Saldırıdan sadece bir kaç saat önce köye geldi. Evimize geldi, tuhaftı ama yemek yedik ve döneceğini söyleyerek çıktı, sözünü de tuttu, geri geldi. Birde hiç bir şey olmamış gibi en azından benimle birlikte yemek yediler dedi, şerefsiz."
Öz babasının böyle bir şey yapması herkesi şoke etmişti, bu kabul edilemez bir gerçekti. 2 gün gidecek yer aradıktan sonra yollarının üzerinde bir motel bulup dinlenmeye başlayabildiler.

...........

Spike bir süre odanın ucunda oturduktan sonra, birbirleriyle konuşmakta olan arkadaşlarına doğru hareketlendi. Bu sırada.
"Kesinlikle intikamımı alacağım, bir gün çok güçlü olacağım ve o gün koruyamadığım annem ve küçük kardeşimin intikamını alacağım." Yaşadıklarından sonra tamamen aklını kemiren şey bu olmuştu istediği tek şey intikamdı. Ancak bu çocuğun geçmişiyle, bu hale gelmeden önce nasıl yaşadığıyla ilgili kimse bir şey bilmiyordu. Bunu anlatmamıştı ama aynı zamanda soranda olmamıştı.
"Sahi, Shinsen senin hakkında pek bir şey bilmiyoruz. Artık grubumuzda olduğunu düşünürsek, seni tanımak güzel olurdu." Diye Tokoyagi'ye kim olduğu ile ilgili soruyu sordu Nagako. Ağır adımlarla odanın diğer ucuna gelen Spike koltuğun köşesine geçip biraz yayılarak oturdu.
"Sorman iyi oldu başka konu hakkında konuşmak daha iyi olacak, 19 yaşındayım, köyüm katledilmeden önce kardeşimle ve arkadaşlarımla oyun oynardık bazen annemle kasabaya gidip, alış-veriş yapardık dönerken kullandığımız bir yol vardı, tüm köyü görürdü, yeşil, sıcak ve insanlarla dolu köyümüzü izlemek harikaydı. Bazende kendim kendime vakit geçirirdim, elime geçen şeylerle gördüğüm her hedefi vurmayı denerdim, bu konuda iyiydim de. Sonra bu zevkimi daha sık yapmaya başladım, ta ki köyümüze saldırılana kadar."
Kawazaki "Gerçekten üzücü bir hikayen var." Dedi.
"Evet, ve hikayemi bu noktaya getiren adamın canını almadan asla gülmeyeceğim. İntikamımı alacağım, bu yüzden size katıldım." Haklıydı, babasına olan öfke ve intikam arzusu zaman geçtikçe büyüyordu Tokoyagi'nin.

Sözlerini duyduktan sonra Spike ayağa kalktı ve Tokoyagi'nin yanına doğru yöneldi. Suratında bir ifade bile yoktu öylece Tokoyagi'ye bakıyordu bir süre sonra bu duruşunu bozdu ve kaşlarını çattı.
"İntikam istiyorum, bu yüzden size katıldım ha? Bak, başına gelenler ağırdı ve babandan intikam alma isteğini anlayabiliyorum ama bu sırf intikamın için bize katılacağına göz yumacağım anlamına gelmez. Hiç bir amacın olmadan, sadece intikamını alabilesin diye bize katılacaksan hiç durma git ve başka takıma katıl. Çünkü böyle yaparak hem kendi hayatını mahvediyorsun hemde inandığım şeyin üstünde leke bırakıyorsun. Davamın üstünde, intikamdan başka amacı olmayan kendi yolunu bile göremeyen birisine arkadaşım demem. Eğer sadece intikam için katılacaksan durma ama bu yolda kendi amacın ve inancın olacaksa seve seve sana arkadaşım derim."
Tokoyagi, Spike'ın söylediklerinden sonra biraz kafasını açmaya ihtiyacı olduğunu söyleyerek, dışarı hava almaya çıktı. 2 saate yakın içeri girmedi bu sırada içerideyse sadece günlük konuşmalar yapılıyordu.
"Diğer elemanın nerede olduğunu bilmiyor musun?" Dedi Kawazaki
"Biliyorum, biliyorum. Ama babam sizden ve Miwa'dan başka sadece bir kişinin elemanın adını yazmış o'da ligin olacağı kasabadan biraz uzaklıkta yaşıyor. Bu demek oluyor ki, 5 kişiyi kendimiz bulacağız. Eğer Tokoyagi kalırsa, okçumuz olacak ve uzak dövüş konusunda bir kişi olacak. Ama daha mühür tipi, sezgisel tip bir kişi bile yok ve mühürcülerden en az 2 kişi istiyorum. Sizlerin ve Miwanın dışında, 1 mühür ustası daha 1 sezgisel tip 1 tanede dövüşçü bulacağım diğer ikisini düşünmedim. Ama buradan sonra gideceğimiz kasabalardan birinde mutlaka bir kaç dost edineceğiz." Bu sırada kapı açıldı ve Tokoyagi içeri girdi.

"Kararımı verdim, intikam almayı hala istiyorum ama artık daha iyi bir amacım var, dünyanın en iyi keskin nişancısı olmak. Sana ne istersen o şekilde dövüşürüm dedim ama, benim en iyi yaptığım şey ok atmak."
"Harika. Kararının böyle olmasına çok sevindim, keskin nişancımız zaten yoktu bu yüzden keskin nişancı olarak ve bildiğin işi yaparak bize daha çok yardımın dokunur. Sıradaki durağımız... Sıradaki kasaba olacak, hangisi olacağına karar vermedim daha."
"Dövüş konusunda da iyisindir umarım, keskin nişancılık çok önemli ama uzak mesafe dövüşçülerinin yakın dövüşte kötü olduklarını bildikleri için bu yönüne çalışacaklardır hep, bu yüzden bu yanını da geliştirmelisin. Tokoyagi, Nagako'nun sözlerine katılıyordu o'da bu açığına sürekli vuracaklarını farkındaydı ve başını salladı.
"Merak etme, ben, sana yetecek kadar dövüş öğretirim. Tabii bir dövüş ustası kadar çalışmazsın ama bir keskin nişancıya yetecek hatta artacak kadar, dövüşçü olacaksın merak etme."

Rotaları belli değildi ancak artık yeni bir arkadaşları daha vardı, grubun en uzun üyesi olarak boyu Spike'dan 1-2 santim uzundu. Saçları grubun en koyusuydu, Kusogami kardeşlerin açık ve koyu kahverengi, Kawazaki'nin gümüş rengi saçlarının yanında koyu siyah saçlara sahipti. Bir sonraki kasaba aslında çok uzakta değildi, kaldıkları motelin bir kaç km ötesindeydi, yürüyüş mesafesiyle yarım saatte sıradaki kasabaya vardılar.
"At almamız gerekiyor. Kesinlikle at alcağız, yürümekten bıktım çok sıkıcı. Sürekli yürüyerek bu yolu bitiremiyoruz, ve terzi sadece dördümüzde palto var gelecek diğer arkadaşlarımızı da diktirmeliyiz." Spike yürümekten dert yanarken bir yandan da çayıyla birlikte söylediği köftesini bekliyordu.
"At iyi olur ama daha mühür ustamız yok ağabey, atları nerede tutacağız gittiğimiz her yerde atların kalabilecekleri yerlerden yok ve onları sadece dışarıya bağlarsak çalınabilirler bir mühür ustası onları güvende tutabilirler." Nagako doğru noktaya değinmişti tekrar hızını Tokoyagi kesti.
"Nasıl, mühür ustaları atlara ne yapabilir ki?" Kawazaki ayaklarını masanını köşesinden çekti ve bir bacağını ötekisinin üstüne koyarak konuşmaya başladı.
"Yapacağımız veya yaptıracağımız bir şeyi işini iyi yapan bir mühür ustası mühürleyerek yanımızda taşımamızı sağlayabilir."
"Bunu nasıl yapıyorlar, güzele benziyor."
"Evet harika olacak aslında. Yaptığımız ahırda sadece atlarımız değil diğer dostlarmız da kalabilir. Aynı zamanda bu motellerden de bıktım, bir tür baraka yapıp istediğimiz bir yerde kendi evimizde gibi kalabiliriz. Sen sormadan ben söyleyeyim, bu zor olacak tabii ama bildiğim kadarıyla yeteneği varsa bizim ve dostlarımız için baraka yapabilir bir mühür ustası, liderimizin dediği gibi ikinci mühür ustası da bize bu konuda çeşitlilik kazandıracak. Ha birde, nasıl taşıyacağımızı merak ediyorsan, baraka ve ahırın yapımı bittikten sonra, mühür ustası....


Will of Fire; Efsaneler LigiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin