3. Kavga

244 20 1
                                    

Multimedia : Dünya

*****************

"Uranüs kurtar onu. Jüpiter!" Gözlerimi açmamla bir çift mavi gözle karşılaştım. En sevdiğim tonuyla.

"Tamam güzelim, sakin ol. Bak Jüpiter'e bir şey olmadı." deyip anlımdan öptü.

"Su getirebilir misin?" başını sallayıp, dışarı çıktı. Ayak ucumdaki kedimi alıp başını okşadım. "Sana bir şey olacak diye aklım çıktı" deyip başını okşamaya başladım. Kapının açılma sesiyle başımı kaldırdım. Uranüs yine harika beceriksizliği ile acemice kahvaltı tepsinini tutuyordu. Kahvaltı tepsisini mi? Şaşkınca kaşlarımı kaldırdım. "Ölecek miyim?" gülümsedi. "Hayır kahvaltı yapacağız." tepsiyi sehpaya koyup, yanıma oturdu. Beraber kahvaltı yaptık.

"Uranüs sen her kabus gördüğümde kahvaltı hazırlayacaksan ben hep göreyim." bana el hareketi çekip yine tepsiye gömüldü. Normalde bana getirip ben yerken benim gözlerime bakması gerekmez mi? Niye böyle yapmıyor bu yahu?

***

Okula adımımızı atmamızla her zaman ki gibi yavşak Cansuyu görmemiz bir oldu.

"Uranüs hala bu sürtükten ayrılmadın mı?" deyip küçümsercesine beni süzdü. Sinirlerime hakim olamayıp üstüne atladım. "Ben onun sürtüğüyüm belki ama sen herkesin kaşarısın." deyip saçını tutup duvara yapıştırdım. Uranüs şok geçiriyordu. Savaş ise 'Ooo' tarzı kelimeler kullanıyordu. Cansu'nun saçını yeniden çekiştirip "O benim sevgilim, ve kimle dolaşıyorsa sanane. Şıllık." Uranüs kahkaha atıp karnını tutuyordu. Cansuyu bırakıp aşağılarcasına bakış atıp Uranüs'ün koluna girdim.

"Demek benim sürtüğümsün..." deyip sapık sırıtışını sergiledi. "Sürtüğüm olman için bana farklı şeyler vermen gerekiyor." Karnına dirseğimi geçirdim.

+*+*+

"Çocuklar quiz yapacağım." Selim Hoca' nın özlediğimiz quizleri. İngilizcemiz iyiydi. Soruları tek tek çözüyordum.

45 dakika sonra

"Benim ki iyi geçti. Uranüs aynen dermişcesine kafasını salladı. "Kantine gidelim karnın acıkmıştır. Sabahtan beri yemek yemedin." başımı salladım.

"Önce ben çişe gideyim." gülüp önüne döndü. Koşar adımlarla lavaboya girdim. Gerekli şeyi yapıp elimi yıkadıktan sonra saçımı toplayacaktım ki kapının aniden açılmasıyla döndüm. Karşımda Savaş duruyordu. 'Ne oluyor lan' dememe kalmadan duvara yapıştım. Allah'ım buralar pis ya.

"Benim için kavga etmeni çok isterdim. El hareketi çektim.

"Beni rahat bırak artık. Ayrıldık biz tamam mı? BİTTİ!" başını olumsuzca salladı. "Hayır canım peşini bırakmayacağım. Sen aslında beni seviyorsun. Uranüs'ü beni unuttursun diye tutuyorsun" alayla başımı salladım. "Sen delirmişsin kaçıksın." Sinirlenip bağırmaya başladı.

"SENİN İÇİN LAN! SENİN İÇİN DELİRDİM. SENİ GÖRÜNCE VÜCUDUMUN HALA YANDIĞINI BİLİYORUM. SEN HER URANÜS'E BAKTIĞINDA Kİ YANAN KALBİM GİBİ!"

"Bırak peşimi." deyip ağlamaya başladım. Eski halinden ayrı olarak gülümsemeye çalıştı. "Asla" diye fısıldadı. Bağırmasındansa daha bir koydu kalbime. Üzerime gelmeye başladı. Kapı açıldı. Yine kahramanım gelmişti. Ulan nasıl sıçtı-" lafını bitiremeden Savaş'ı gördü. "Ait olduğun yere dönmüşsün buna çok sevindim ama Hatunumun yanında olduğun için seni sikeceğim" başımı onaylamazca salladım. Uranüs beni arkasına alıp Savaş'a uzunca baktı. Gözleriyle iletişim kuruyor gibiydiler. Uranüs ayağının dibine tükürüp beni alıp dışarı çıktık. Hocadan özür dileyip yerimize oturduk. Yaklaşık iki dakika sonra Savaş içeri girdi. Hocamız notları açıklarken sıra bana geldi. Kağıttan başını kaldırıp bana uzun sayılacak şekilde baktı. Uranüs biraz kasıldı. Oha yaşlı başlı adamdan mı kıskanıyordu?

"Dünya kızım siz Uranüs' le kopya çekmişsiniz." başımı olumsuzca salladım. "Hayır hocam çekmedik." Uranüs rahat bir edayla "Kanıt?" diye sordu. Hoca Savaş'a bakıp bize döndü. "Savaş sizi görmüş." Savaş'a benim değimimle öldürücü bakışlar atıyordum.

"Dünya oradan kalkıp başka yere geç kızım." Selim Hoca'nın sözüne karşılık boş yer aramaya başladım. Erkekler çantasını kenara çekmekle meşguldü Uranüs zilden sonra ne yapacağını çocuklara anlatıyordu. Selim Hoca parmağını Savaş'a tuttu. Huzursuzca ona ilerledim. Yamuk ağız sırıtışını yapıyordu. Zilden sonra kıyamet kopacaktı.

+*+*+

"Hele bir onla konuş. Şuracıkta sikerim seni." Uranüs'ün kolunu çekmeye çalışıyordum.

"Aşkım hadi boş ver, Gidelim." ona bakıp konuşuyordum ama o Savaş'a dik dik bakıyordu. "Ona aşkım deme Dünya." Savaş'ın sözünden sonra Uranüs "SANANE LAN PİÇ!" deyip Savaş'a atacağı yumruğu ben yedim. Yerele öpüşmeyi özlemişim. Savaş Uranüs'e karşılık vermeyip yanıma geldi. Ellerini bacağımda ve belimde hissettim. Uranüs griye dönmüş gözlerini bana çekti. Savaş'ı itip beni kucağına çekti. Başımı boynuna sakladım. "Şurada miniğim olmasaydı... Gerçekten sikerdim." arkasını döndü. Ben adem elmasıyla oynarken o sinirli bir şekilde ilerliyordu.

+*+*+

"Jüpiter ne yaptın bu odaya?" Jüpiter yatak odasına girmiş. Yorgan çarşaf ne varsa yırtmıştı. "Lan anan bir şey diyor dinlesene! Bu yatak odasında mükemmel olacaktı."Uranüs'ün lafına sinirlenip yastığı yüzüne çaktım. O da yastığı alıp kafama vurmaya başladı. Ve yastık savaşı başladı. Gözüme yastık attığında yastığı yatağa attım. Gözümü açıp kapatıyordum. Yanıma gelip gözüme kocaman bir öpücük kondurdu. Yemiş de olabilir.

"Yastık yanağıma mı gelseydi ne?" deyip gülümsedim. Yeniden eğilip yanağımı öpecekken dudağıma öpücük kondurdu.

Somurttum "Sen doğru düzgün öpemiyorsun" deyip Uranüs'e yavşayan Jüpiter'i kucağıma aldım. Başına minik minik öpücük kondurdum. Uranüs sinirle bakıyordu. Yok artık kedi be bu! Piçlik yapıp "Ben Jüpiter'i alıp banyoya giriyorum. İhtiyacın olursa... olmasın." deyip banyoya ilerledim. Kapıyı kilitleyip Jüpiter'i yere bıraktım. Tahmin ettiğim gibi iki dakika sonra kapı kırılacak şekilde tekmeleniyordu.

"Dünya o kediyi bırak benden önce olmaz. Bırak lan beni kötü kötü konuşturuyor. " Patlayıp kahkaha atmaya başladım. "Saçmalama mal." kapıyı açtım. Yüzüne baktığımda yeniden hönkürdüm.

"Ödümü sıçırdın." deyip su armetörünü alıp beni ıslatmaya başladı. Jüpiter ışık hızıyla kaçtı. Armetörü elinden zorla alıp yerine koydum.

"Bana bir öpücük bahşeder misin?" Ona mükemmel bir şey bahşedip orta parmağımı kaldırdım. Üstümü değiştirmeye kıyafet odasına girdim. Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra içeri girdiğimde lamba kapalıydı. Işığı açtığımda Uranüs yere çökmüş, iki elini birleştirmiş başını yere eğmişti.

"Gelecekteki hatunum, şimdi ki laz güzelim; beni affet." Benim koca çocuğumdu. Herkesin yanında ne kadar ciddi, olgun, kaslı, yakışıkl-... işte neyse benim yanımda küçük bir çocuk gibiydi. Kocaman gülümsedim. "Seni affediyorum; gelecekteki odunum, şimdiki sevgilim." dedim ve onu kaldırım boynuna yetişebildiğim kadar kollarımı sardım. Elini belime dolayıp sıkıca sarıldı. Kafamı kaldırıp sahip olduğum yüze baktım. Bende değişik duygular uyandıran, benim kalbim olan adama. Birbirimize anlamla bakarken zil çaldı. Uranüs'ün ağzından sessiz bir küfür duydum. Kapıyı açmamla çığlık atmam bir oldu. HADİ ORDAN!

+++++++++++++++++++++

Umarım beğenmişsinizdir.

Tuba&Zeynep

Gezegen AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin