Gezegen Aşkı

9. Sınav

   "Damat Bey, kizum sana emanet." Babam Uranüs ve bana hafif tebessümle bakıyordu. Uranüs'te aynı şekilde gülümseyerek "Kızınızı hiç merak etmeyin Mustafa Baba."  Dedi.

Ne oluyor lan! Uranüs hangi ara babamla bu kadar yakın oldu?! Uranüs'e 'Ne sikim yaptın lan?!' Bakışı attım. O da her zaman ki gibi piççe sırıtarak cevap verdi.

  Annem ve babamın 'Kendinize dikkat edin.' temalı konuşması bitince ikisinede sarılıp vedalaştık. Her ne kadar annem ve babamdan uzak durmaya alışkın olsam da vedalaşmalarda hep huzursuz olurum. Sanki bir daha hiç buluşamayacakmışız gibi gelir bana. Hafif gözüm dolunca annem ve babam anlamasın diye daha fazla durmayıp Uranüsle beraber dışarı çıktık. Arabamız yanımız da değildi bizdi de taksiye binmek yerine yürümeyi tercih ettik.

  "Uranüs annen beni sever mi?" Kıkırdadı ve "Sevmez olurmu bayılır bile." dedi.

☆☆☆☆☆☆

   "Aşkım annen çok pis bakıyor."  Uranüs kolunu omzuma attı. "Rahatla aşkım ve de gülümse yoksa annemin 'Bu kız çok somurtkan bununla evlenemezsin.'  demesine az kaldı." Beynim Uranüs'ün dediklerini idrak eder etmez dudaklarıma zoraki bir tebessüm kondu. 
 
 
    Tümay  Teyze bana sert bakışlar yollarken "Kizum sende kahve yap da içelum." Dedi. Aha şimdi sıçtık. Cafer bez getir!

    "Tamam." Deyip gülümsedim ve mutfağa gittim. Zorlu bir cezve ve kahve arayışından sonra zafere ulaşıp kahveyi yapmaya başladım.
 
    Bittiğinde gayet güzel ve köpüklü gözüküyordu. Fincanları tepsiye koydum. Tam salona girecektim ki konuşma sesleri duydum ve dinlemeye başladım.

  Uranüs kahkaha atarak "Anne gerçekten bunu  yapacak mısın?" Dedi. Ne yapacaktı acaba? "Bak oğlum, Dünya kizumi çok sevdum ama biraz zorlayayım bakayum." Uranüs hala kahkaha atıyordu. Neydi komik olan? "Anne sapıkmısın?" Tümay Teyze ona yastık attı. "Sadece küçük bir sınav Uranüs." Ohh be demek sınav yüzünden bana öyle bakıyordu bende beni sevmiyor sanmıştım. Hafiften rahatlayarak içeri girdim. İnşallah yapacağı sınavda başarılı olurum..

~Uranüs'ün ağzından~

  Dünya ilk geldiğinden daha rahat gözüküyordu. Önce annemin kahvesini verip sonra benimkini ve kendininkini aldı. Yanıma oturdu. Biraz gergin gibiydi. Ona iyice sokulup yanağına bir öpücük kondurdum. Fazla kızarmıştı. Allah'tan babam yoktu yoksa Dünya 'Güneş'e dönecekti.

  Annem bana dönüp gözünü kırptı ve kahveyi döktü. Ahh! Bu kadın beni çıldırtacak. Dünya hemen ayağa fırladı. Bez istedi. Annem kalkıp getirdi. Tam yere eğilmiş döktüğü kahveyi silecekken Dünya annemin elinden bezi aldı ve "Ben silerim Tümay Teyze otur sen." Dedi.  Ee kimin müstakbel hatunu? Yere eğilip kahveyi silmeye başladı. Bizde annemle beraber kalçalarına bakmaya başladık.
 
   Nedenini sorarsanız babaannem anneme böyle yapmış. Kalçalarına bakıp ne olup olmadığını anlarlarmış. Benim bakma nedenim ise tamamen sapıklık eheheheh! Dünya  işi bitince kalkıp banyoya gitti. Annem de bana gülümseyip "Beğendum ben gelinumi aferun sağa!" 32 diş sırıtp Dünya'ya mesaj attım.

"Annem seni seçti pikaçu ;)"

   Çok geçmeden mesaj geldi.

"Anlamıştım zaten hıh :D"

Gülüp telefonumu cebime attım.

☆☆☆☆☆☆

  "Anne biz artık gidelim." Annem az daha kalın deyip duruyordu. Daha bir günümüz daha vardı ama Dünya'yı bir yere götürmek istiyordum.
 
   En sonunda annemi ikna ettik ve ona sıkıca sarıldım. Benden sonra Dünya'ya baktı.
 
   "Gel buraya gelinum." Deyip Dünya'yı göğsüne çekti. Dünya şok olmuştu ben ise sırıtıyordum.
 
   Vedalaştıktan sonra dışarı çıktık ve yolda yürümeye başladık. "Aşkım otobüs biletlerini aldın mı?" Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hayır, bir gün daha buradayız. Pazartesi okula gitmeyeceğiz." Merakla gözlerime baktı ama yinede bir şey sormadı.

  Taksiye bindik ve başını göğsüme yasladı. Taksiciye gideceğimiz yeri söyledim. Gideceğimiz yere ulaştığımızda parayı ödeyip indik. Dünya'nın dudakları 'O' şeklini aldı.  Gülümseyip kolundan tuttum ve sürüklemeye başladım.

   "Oha!" tepkisine karşı gülümsedim. Murat'ın evi boş olduğundan onu buraya getirmiştim ve bu ev mükemmeldi! Dünya'ya baktım gerçekten çok komik duruyordu. Hafif bir kahkaha attım. İçeri girdiğimizde her şey tamdı. Aferin lan Murat!
 
   Masa hazırdı. Çantanın içinde de gereken malzemeler vardı. Yani bikini, şort, havlu vs. Dünya'nın ağzı hâlâ 'O' şeklindeydi ve böyle kalmasından korkuyordum.  Yanına gidip dudağını düzeltmek adına öptüm. Geri çekildim ve kolundan tutup bir sandalyeye oturttum.

   "Ne ara oldu bunlar ve burası kimin evi?" Gülümsedim. "Arkadaşımın evi, bizim için özel bir gece olması için burayı hazırlattım." Kaşlarını kaldırdı. "Burada mı kalacağız?" Eğilip burnunu öptüm. "Hıhı." Onun karşısındaki yerime oturdum ve yemeğe gömüldük.

 
   Yemeğimizi yedikten sonra çantayı alıp bodruma indik. Havuzun olduğu bölüme girdik. Çantanın içinden bikiniyi ve şortu çıkarttım. Dünya kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Bikiniyi ona uzattım. Tiksinircesine bikiniye baktı "Ben bunu giymem öğk." Deyip bikiniyi ittirdi. Bikini kırmızı ve biraz dekolteliydi. "İyi çıplak gir o zaman." Koluma vurup bikiniyi elimden aldı ve beklemeye başladı. 'Ne' anlamında başımı salladım.  "Çıksana" ona 'Hadi canım' bakışımı attım. Sinirle arkasına dönüp soyunma odasına girdi. Bende tişörtümü ve pantolonumu çıkardım. İç çamaşırımdan da kurtulup şortumu giydim.

  Piçlik olsun diye "Giriyorum." Diye bağırdım. "Hayır!!" Diye cırladı. "Oha kulağıma sıçtın!" Hızla kapıyı açıp  yanıma geldi ve anlıma vurdu. "Terbiyesiz." Kahkaha atıp onu omzuma attım. Geriledim ve hızla suya atladım. Dibe battık. Yukarı çıkınca tek kaşımı kaldırıp "Yarım kalan işimizi  bitirelim." Dedim ve cevap vermesini beklemeden dudağına yapıştım. İkimizi yavaşça dibe indirdim. Dudaklarını dudaklarımın arasına aldım. Bacaklarını ve kollarını bana sarmıştı.

  Nefesimiz bitene kadar öpüştük. Sonra da yukarı çıktık. "Seni çok seviyorum." Dünya bunu dedikten  sonra ağlamaya başladı. Onu kendime çekip sarıldım.  "Bende  seni çok seviyorum. Herşeyden çok. En fazlası neyse o kadar. Sen benim Dünya'msın." Hâlâ ağlamaya devam ediyordu. Başını omzuma koydu. "Ben senin beni bırakmandan çok korkuyorum, herşeyim sensin." Alnını öptüm. "Seni asla bırakmayacağım. Bunu asla aklına getirme."  Yanağına kocaman bir öpücük bıraktım. "En başa ilk giden kazanır." Onu yavaşça itip hızla başa yüzmeye başladım. Kulvarı bitirdiğimde arkama baktım. Dünya hâlâ bıraktığım yerde bekliyordu. "Sorun ne?" Ona dikkatle baktım. "Ebenin.. Üranüs arkanı dön." Moralim bozulmuştu. "Ne oldu aşkım söyle."  İnat ederek "Söyleyemem, dön işte Allah aşkına gelme." Uflayıp arkamı döndüm.  Dünya sudan çıkıyordu. Arkama döndüm. "Yaa bakma ama utanıyorum."

☆☆☆☆☆

"Ya ben nerden bulayım o şeyi."  Evet yine kızımız regl olmuştu. Kapının arkasından bağırdı. "Ya git al o zaman."  Uflayıp tişörtümü giydim.  "On dakikaya gelirim."  Homurdana homurdana anahtarı alıp çıktım. BİM'e girip kozmetik bölümüne girdim. Gidip alacaktım ki kızlar vardı. Hepsi gözünü bana dikti. Kıpkırmızı olmuşlardı. Sırıtarak "Hangisini önerirsiniz kızlar?" Dedim. Hepsi utanarak kaçtı. Arkalarından kahkaha atıyordum. Rastgele birini alıp kasaya gittim. Pedi poşete koydum ve eve gittim.

☆☆☆☆☆

  Dünya ile beraber televizyon izliyorduk. Ben yatmış izlerken o da kucağıma oturmuştu. Korku filmiydi. Bu filmi en az on defa izlemiştim. Dünya korktuğundan tırnağının yanındaki etleri yiyordu. Baktığımda korktuğunu anladım.  Bacağımı hafif yukarı kaldırdım. Otomatik olarak göğsüme yatmak zorunda kaldı. Kafasını göğsüme gömdü. "Senin sayende uyuyamayacağım." Kumandayı elime alıp filmi kapadım. Beraber üst kata  yani misafir yatak odasına girdik. Güller her şey hazırdı. Ama o da ne!? Murat ağzına sıçıcam senin!

☆☆☆☆☆
  

Tuba&Zeynep