TANITIM VE BAŞLANGIÇ

7.8K 418 115
                                    



                    ✖️ Başlangıç tarihinizi bırakabilirsiniz.
2024 - Nisan / Gözlem

Üzerimdeki atlet terimden dolayı sırtıma
yapışmıştı. Soluk soluğa kalmıştım ama sabahları ormanda yaptığım koşunun yerini başka bir şeyin dolduracağını sanmıyordum. Güneşin doğmasına çok az bir süre kalmıştı. Kendimi çimenlerin üzerine atıp, gökyüzündeki kızıllığı seyretmeye başlamıştım. Sabahın ilk saatleri olduğundan havadaki sis bulutları henüz yer yüzünden kalkmamıştı. Orman ve sessiz oluşu sebebiyle daha çok ürkütücü bir hal alan ormanda tek başıma kalmak beni biraz daha korkutsa da burayı seviyordum.

Elimle çimenle dolu olan zeminden destek alarak ayağa kalktım ve kafamın üzerinden geçen kargaya, o  iğrenç sesi eşlik edince kafamı eğerek kulaklarımı tıkamıştım.

Ormanın aşağı taraflarından gelen dal çıtırtı sesiyle dikkatimi o tarafa doğru verdim. Orada birisi olduğuna adım gibi emindim fakat bu saçmalık son bir aydır oluyor ve artık umursamamaya başlıyordum.

Benimle uğraşan okuldan bir sürtükte olabilirdi veya başka birileri ama oraya gidecek kadar aklımı kaçırmadım!

Elimdeki ter  havlusunu boynuma atıp, koşar adım tempoda evime doğru ilerlemeye başladım.  Ayağımı bir kaç yaprak yığının üzerine bastığımda çıkan ses ormanda yankılanınca ister istemez arkamı dönüp, benden başka kimsenin görünmediği ormana göz atıp yoluma devam ettim. Son zamanlardaki paranoyaklığım canımı sıkmaya başlamıştı artık.

Belki de sevgili abimin demesiyle ders çalışmaktan kafayı yemiş olabilirdim. Son iki haftadır spor salonuna da uğramıyordum. Muhtemelen oraya gittiğimde Koç beni tekmeleyerek dışarı atacaktı. Yinede eve gidip, duş alıp gidecektim.

Hızlı adımlarla evimizin  ormana bağlı olan arka bahçesinden kapıya ulaştım. En büyük zevkim zile basılı tutmak olduğu için zile basılı tutarak, abimin söylenerek aşağı inmesini duyuyordum.

Kolumdaki saate göz attığımda saat 6'ya geliyordu. Bizimkiler uyanmasa bile bu zile basma şeklimden dolayı uyanmışlardır bile.

"Sabah sabah kafayı mı yedin! Anahtarın yok mu?" diyerek beni azarlayan abimi umursamadan yanından geçerek "Sırf seni böyle göreyim diye anahtarımı almadım" dedim yüzümdeki yapmacık sırıtışı bozmadan.

"Didişmeyin!" diye bağırarak aşağı inen anneme baktık.

"Anne al şu kızını başımdan!"

"Anne asıl sen şu oğlunu al başımdan!"

"İkinizde sesinizi kesip kahvaltıyı hazırlamaya başlayın" dedi ve abimle aynı anda "of!" diye bağırmamıza sebep oldu.

İkimizden annemden korktuğumuz kadar başka bir şeyden korkmuyorduk. Bakıldığı zaman annem bulaşmanız gereken son kişi olurdu. Hatta o kişi listesine bile giremezdi. Bu yüzden abimle mutfağa girip kahvaltıyı hazırlamaya başladık.

Abimin elindeki salatalıklar başka bir şekle bürününce "Şunları düzgün doğrasana!" diye bağırdım.

"Çok biliyorsan, buyur al" dedi ve  dilimlediği salatalıklardan alıp, üzerime fırlattı.

"Zaten yıkanacaktım" diyerek bana attığı salatalığı çöp kutusuna yollayarak "Hallet şunları abiciğim, hadi bakayım!" dedim ve omzuna vurarak mutfaktan çıktım.

Koşar adım üst kattaki koridora çıkıp, en sondaki odama girdiğimde penceremin perdesi  açıktı. Pencerenin açık olmasından da anladığım kadar annem pencereyi açmıştı. Hiç dokunmayarak dolabıma yaklaştım, duş için havlumu ve kıyafetlerimi  aldım. Havlumla iç çamaşırlarımın üzerini örttüm ve pencerenin önünden geçerken içimi titreten hisle kendimi pencereden bakmaya alıkoyamadım.  Sokağa göz attığımda hiç kimse yoktu. Bu ne saçma bir histi böyle!

Hızlıca camdan uzaklaşıp, koridorun sonundaki banyoya yöneldim. Banyoya girip, ardımdan kapıyı kilitledim. Banyomuzdaki küçük pencerenin ufak perdesini de kapattıktan sonra, kıyafetlerimi çıkarıp kirli sepetine basket atarak, skorumu kırmış oldum.

Hemen duş kabinin içine girip kapıyı kapattım. Saçımı ıslatıp, elime şampuanı döküp saçlarımı köpürtmeye başladığım sırada yine o içimi titreten his oluşmaya başlamıştı. Duşa kabinin kapısını açıp köpüklü saçımla sağa sola bakındığımda küçük pencerenin açık olduğunu görüp, hızlıca duş kabininin kapısını kapattım.

Nefesimi düzene koyup, tekrar kafamı dışarı çıkardığımda bu sefer pencere kapalı  ve perdesi de çekilmişti.

Bu iş garipleşmeye başlıyor. Ya ben kafayı yiyordum, ya da biri benimle dalga geçiyordu.

GÖZLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin