Eve gider gitmez kendimi yatağa attım bütün düşünceler kafamı karıştırıyordu .Akşam yemeğini yemek için annem beni çağırdı babamın işinin biraz daha uzayacağını gecikeceğini söyledi .Beraber yemek yedikten sonra yorgun olduğumu söyleyerek odama çıktım.Kafamı olanları gözden geçirmeye zorluyordum çünkü çıldıracakmışım gibi hissediyordum. Hayatım çok saçma bir yere doğru gidiyordu babamın işi nedeniyle taşındığımız yerden birkaç ay sonra benimle aynı kaderi paylaşan bir adama aşık olup onunla göz göze gelmek dışında tek bir laf bile edemedim.
Bazen babamın çok zalim olduğunu düşünürdüm beni oraya buraya sürüklemesi hoşuma gitmezdi ama bugün ilk kez babamın benim çalışıp çabalamasını anladım her ne kadar bizim ilişkimizde diğer baba kız ilişkileri gibi yakın olmasa da babamdı işte ona mecburdum .
Düşüncelerimi bir mesaj böldü daha önce tanımadığım bir numaraydı açıp açmamak arasında kalmıştım mesajı açtım.
GİZLİ NUMARA:
Yarın ilk işin bana Macchiato almayı unutma okul'un terasına getir TOPRAK
Bir de başıma kahvesi çıktı adam bir de en pahalısını istiyordu .Kimse de demiyor paran var mı diye neyse yarın paramı isterim en iyisi uyumak deyip bütün yaşadıklarımı düşünerek uyudum. Sabah annemin sesiyle uyandım babam beni okula bırakmayı teklif etse de kabul etmedim çünkü daha kahvesini alıcaktım bir de bunu babama açıklayamazdım
Bir kahve dükkanın önüne geldim biraz bekledikten sonra
" Bir tane macchiato alabilir miyim lütfen ?" dedim parasını ödeyip dükkandan çıktım ve okulun yolunu tuttum . Tam okula girecekken bir adet beni dikizleyen Toprakla karşılaştım.Yüzünde beni sinir eden sırıtışı vardı hemen gidip teras kata çıktım kafeyi ona uzattım
" 15 tl ver" dedim
" Ne?"
" 15 tl ver kahvenin parası" dedim bana 20 tl uzattı
" Al " dedi.
" Bana 5 tl ver " dedi.
" Ne ?" dedim
" Kahveden artan paramın üstünü alayım ?" dedi .Bende benim yanımda cüzdanımı çantamdan çıkaracaktım ki kitapların altında kalmış kitaplarımı döktüğümde Toprak ise gidiyordu.
" Hey nereye gidiyorsun paranın üstünü almadın daha "
" Üstü sende kalsın " dedi ve gitti .
Bu çocuğu anlamıyorum cidden kendini bir şey mi sanıyor acaba kendini beğenmiş egoist işte kendini herkesten üstün tutan bir insan pardon hayvan .
Ders zili çalmasıyla sınıfa geçtim .Tam Büşra'nın yanına oturacaktım ki
" Hey Asel yanıma gel otur " dedi toprak . Mecbur bende kabul etmek zorunda kaldım Büşra mırın kırın etse de ona herşeyi anlatacağıma söz verince beni bıraktı.Bende toprak'ın yanına geçtim ders müzikti Aysel hoca geldi .
" Günaydın çocuklar biliyorsunuz ki bugün şarkı söyleyeceksiniz ona göre enstrüman çalacaksınız ilk kim başlamak ister" diye ben ise tam kafamı sıraya gömmüştüm ki Toprak el kaldırıp
" Hocam Asel'in sesi güzeldir ilk o başlasın " dediği anda kafamı sıradan kaldırıp Toprak 'a baktım
" Evet Asel arkadaşlarında senin söylemeni istiyor hadi bize bir şarkı söyle" dediği anda bütün sınıf adımı tezahürat etti .Mecburen ayağa kalktım tam ayağa kalkarken toprak 'a ölümcül bakışlar gönderdim . Uras ise önündeki kağıda birşeyler karalıyordu kısacası dersle alakası yoktu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAH BAZ MAT
General FictionEskiden bize masallar anlatılırdı. Bir varmış bir yokmuş başlardı girişleri. Sonra bir prens gelir ve prensesini bulur ve evlenip sonunda mutlu mesut yaşarlardı . Adı üstünde masallar var ile yok arası başlayan şeylerdi ne beklersiniz ki sonraları...
