Bölüm 14 "Ölmüş Bir Ruh"

6.8K 345 63
                                    

Bölüm blacklovepurple 'a ithaf edilmiştir.

Herkes cennete gitmek ister.
Ama kimse ölmek de istemez.
Ölümden daha fazla korkamam.
Defalarca kez öldüm zaten.

Yolun sonuna geliyorum. Uzakta zerre kadar ışık görüyorum. Girdiğim bu karanlık yolculuk bitmek üzere, ama ışığı gördüğüm an kaçmak istiyorum. Işığı bulmak için çıktığım bu yolculukta, nihayet ışığı bulduğumda ondan kaçıp karanlığa sığınıyorum.

Benim ruhum ölmüş.

*

Denizin dalga sesini dinliyordum. Gözlerimi kapatmış, suyun sesinin huzur verici melodisini dinliyordum. Kuma oturmuş, dizlerimi kendime çekmiştim. Kuzey yanımda oturuyordu. Omuzlarımız birbirine değiyordu.

Rüzgardan dolayı belime gelen kumral saçlarım yüzüme geliyordu. Ama umursamıyordum, çünkü Kuzey yanımda durmuş, konuşmadan sadece saçlarımı yüzümden çekiyordu. Sanki ben çığlık atıyordum, bütün dünyada beni kimse duymuyor, sadece Kuzey duyuyordu. Beni duyabiliyordu, çünkü o da çığlık atıyordu.

Mayısın ortasındaydık. Havalar hafiften ısınmaya başlamıştı. Ama hala rüzgar vardı. Okul bittiğinde yaz tatilinde babamın yanına, İngiltere'ye dönecektim. Türkiye'ye geri döndüğümde yani üç ay öncesinde, biri bana yaz tatilinde geri döneceğimi söyleseydi son ses müzik açıp oynardım herhalde. Ama şimdi geri dönme düşüncesi bile yüreğimde hafif sızı yaratıyordu. Kuzey'den uzaklaşmak istemiyordum.

"Daha iyi misin?" diye mırıldandı Kuzey, kulağıma doğru. Bu sabah okula gitmemiş, Kuzey'i aramış ve onu da peşimden sahile götürmüştüm. Ona bir şey söylemesem de, ruhen iyi olmadığımı biliyordu. Onu ilk gördüğüm anda ondan hoşlanmıştım zaten. Görünüşünden hoşlanmış, ama tam bir gıcık olduğunu düşünmüştüm. Bu yüzde, 'onu ilk gördüğüm an ondan hoşlandım' düşüncesi pek de doğru değildi.

YALANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin