MİRA ' NIN AĞZINDAN
Otobüsün kalkacağını duyduğum an yerimden kalkıp
otobüse doğru yürümeye başladım. Genellikle abimlerle
yaptığım seyahatlerde hep arka tarafı seçerdim galiba şimdi de arka tarafı seçmem gerekiyor babam ağa olduğu için belki tanıyan olur.Arka taraflara doğru ilerleyip
boş bir yere oturdum. Şuan ki mutluluğumu kimse bozamazdı. Buralardan kurtuluyordum. Evet belki ailem beni hiçbir zaman affetmiyecek ama bunu yapmak zorundaydım. Abimin
buraların adetlerini bilmesine
rağmen yaptığı hatanın bedelini ödemek istemiyorum.
Ben töreye karşı kurbanlık koyun gibi verilen bir kız olmak istemiyorum.Artık bunların bir öneminin olmadığını anlayıp camdan dışarıyı seyretmeye başladım.
Arka koltukta bir kıpırdama olsa da önemsemeyip etrafı seyretmeye devam ettim derken kulağımda bir nefes ve son söylediği şeyle yere çivilenmişçesine sindim.Selim : benden kaçabileceğini
mi sandın küçük.İşte bu sözler yutkunmama sebeh olurken ben bir hışımla
arkamı döndüm ve gördüğüm kişiyle şok oldum. Karşımda sinirden küplere binmiş bir selim duruyordu. Tam ağzımı
açıp cevap verecekken selim kolumdan tutup otobüsün içinden sürükleyerek çıkartıyordu. Hayvan kolumu koparırcasına sıkıyordu. Ben ise etrafa bana yardım edin diye bağırıyordum. Ama selim ağa olduğu için kimse birşey diyemiyordu. Sinirden selimin koluna vurmaya başladım. Ama tık yok. Bu sefer bağırarak konuşmaya başladım.Mira : ya bıraksana anlama kapasiten mi eksik senin canımı yakıyorsun estemiyorum tamammı seninle evlenmek senin karın olmak istemiyorum.
Selim söylediklerim üzerine arkasını dönüp bana okkalı bir
tokat indirdi.Tokadı yememle yerle öpüşmem bir oldu . Ağzıma doğru kan tadı geldiğinde dudağımın
patladığını anladım. Selim saçımı sertçe kavrayıp kulağıma doğru tıslarcasına konuştu.Selim : bana bak benim sabrımı zorlama yoksa sonu kötü olur. İstesende istemesende benimle evleniceksin anladın mı beni.
İlk başta cevap vermek istemedim ama selim saçımı daha sert çekmeye başladı. Dayanamayıp kafamı sallamakla yetindim. Benim kafamı sallamamla selimin suratında piç bir sırıtış oldu.
Selimin saçlarımı bırakmasıyla biraz olsun rahatladım diycem ama bu sefer de kollarımdan tutup
tekrar sürüklemeye başladı.
Ama bu sefer itiraz etmek istemedim çünkü saç diplerim
cayır cayır yanıyordu. Galiba
birkaç gün saçımı taramam gerekiyor.Selim beni bir hışımla arabanın ön tarafına itip kendi
de direksiyonda ki yerini alıp
arabayı sürmeye başladı. Elim hala saçımdaydı acısı dinmemişti. Ama korkuyordum selim arabayı delicesine kullanıyordu. Daha fazla gurur yapmamak adınaMira : dur
diye bağırdım. Söylediğim şeyi takmayıp aksine daha da hızlandı.Mira : dur Allah ' ın cezası öldüreceksin bizi yavaşla
Selim : kurtulmak istemiyir muydun bak işte birlikte sonsuzluğa gideriz.
Ne diyir bu gerçekten de öldürmeyi mi planlıyor bizi. Ama şuan ki hıza bakarsak bunu başarabilecek.Selim : benden kaçmak ne demekmiş bunu sana göstericem.
Araba ani bir frenle durunca öne savrulmamak adına kendimi son anda durdurdum.
Bunu nasıl başardığımı da anlamadım. Etrafa baktığım da
selim beni kendi konağına getirmişti. Bunu nasıl yapar diyicem ama bu manyaktan herşey beklenir. Selim arabadan inip hemen benim kapımı açıp arabadan indirip kolumdan tutup
sürüklemeye başladı. Benim zaten o sırada gözyaşlarım akmaya başlamıştı.