Gördüğüm manzara karşısında
gözyaşlarıma engel olamıyordum. Selim karşımda tanımadığım bir kızla öpüşüyordu. Daha evlenmeden
aldatılma duygusu yaşıyordum
Biliyordum böyle hayvan gibi bir adamdan ne beklenirdi ki.
Kızla tutkulu bir şekilde öpüşüyordu. Adi herif. Kızla selim birbirlerinden ayrıldı ve
kız selimin boynuna atladı. Selim de zaten kıza belinden sıkıca sarılıyordu. Artık kendimi bu tablo karşısında çok ezikçe görüyordum. Kız selimden hala ayrılmazken selimin gözleri etrafı tarıyordu
ve allah kahretsin ki şuan göz göze birbirimize bakıyorduk. Ağladığımı görmemeli hele onu kıskandığımı düşünmesi hayır buna izin vermemeliyim.
Hemen camı kapatıp perdeleri
çekip odanın kapısına koşup kapıyı kilitleyip kendimi yatağa atıp ağlamaya başladım
Allah benim belamı versin ki bana değer vermeyen beni önemsemeyen bir insan için ağlıyordum.
Odamın kapısı kırılırcasına çalmasıyla yataktan sıçrayarak
kalktım. Tabiki kapıyı yumruklayan selimde.
Selim : mira aç şu kapıyı bak herşeyi yalnış anladın konuşalım. Yalancıya bak ya yalnış anlamışmışım. Küllüyen
yalan. Hem kızla tutkulu tutkulu öpüş hemde yalnış anlaşılma de utanmaz. Sinirle
kapıya doğru giderek
Mira : herşey apaçık ortada defol sesini duymak bile istemiyorum sen git o kızın kollarına koş deyip kendimi sırt üstü yatağa atıp tekrar ağlamaya başladım. Nasıl oldu
bilmiyorum ama o an ağzımdan şu sözcükler döküldü." Andım olsun ki selim ağa köpekler gibi peşimden koşucaksın ama ben sana asla ama asla yüz vermiycem çünkü
sen bugünden itibaren benim baş düşmanımsın ".
SELİM ' İN AĞZINDAN
Berivan ' ın boynuma atlamasıyla bende ona sıkıca sarıldım. Ne kadar da özlemiştim ama bir şey var nedense mira da bulduğum huzuru berivan da bulamıyordum. Napıyorum ben ya bizi biri böyle görürse of düşünemiyorum bile gözlerimle etrafı taradım ve siktir mira pencerenin önünde
öylece durmuş bizi izliyor. Mira ağlıyor mu. Ne yaptım ben hemde kına gecesinde ve yarın evlenecekken. Berivanı
hızlıca itip hemen koşarak miranın odasına doğru yol aldım.
Odanın kapısını açmak istediğim de kilitli olduğunu anlamıştım ve bu da benim sinirlenmeme sebep olmuştu. Kapıyı kırarcasına vurmaya başladım ama miraya ne kadar
dil döksem de olmadı. Daha fazla mirayı üzmemek adına hızla merdivenlerden aşağıya indim. Tam konaktan çıkıyordum ki arkamdan birinin bana seslenmesiyle durmak zorunda kaldım. Arkama dönüp baktığım da bir
çift gözü yaşlı berivan duruyordu. Yapmamalıyım berivanı teselli etmemeliyim ona karşı yumuşayan kalbimi biliyorum. Arkama bile bakmadan hızlıca konaktan ayrıldım. Ama eminim ki arkamda iki tane yıkım bıraktım.
İçiyorum deli gibi içiyorum bilmiyorum bu kaçıncı şişem ama içmek bana iyi geliyor. Birinin elimde ki bardağı hızla
çekmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Kim böyle birşeye cürret eder ki. Karşımda ki sandalyenin çekilmesi ve kardeşim keremle karşılaşmam bir oldu.
Kerem : napıyorsun sen allah aşkına leş gibi de içki kokuyorsun ya yarın düğünün var kalk konağa gidelim
Selim : evet evleniyorum değil
mi hem de nefret ettiğim asla sevmeyeceğim bir kızla ama görecek o baran abisi nasıl bizim adımıza lekelediyse bende onlara en ağır cezayı çektiririm özellikle de miraya
Kerem : saçmalama o kızla ne alakası var ki hem merak etme
mira da senin ondan nefret ettiğin kadar o da senden nefret ediyor haydi gidelim deyip beni oturduğum sandalyeden kaldırıp arabaya
bindirip konağa doğru yol aldık.
