11. BÖLÜM

974 147 3
                                    

Sabah güne kocamın neşeli sesiyle değilde hönkürmesiyle uyandım.

Selim : mira kalksana aşağıdakiler bekliyor. Selimin bu
cümleyi kurmasıyla yatakta oturur pozisyonuna geçip yatağımın yanında ki sehpadan telefonumu elime alıp saatin kaç olduğuna baktım saat daha 8 ' di.
Selimin söylediklerini aldırış etmeden dolaba yönelip elime kıyafetlerimi alıp banyoya yöneldim.

Onunla asla konuşmayacaktım çünkü berivana söylediği o sözcüklerden sonra boynuna atlayacak halim yoktu. Buralardan kaçmayı düşünmüştüm ama selimin gözlerimin içine bakarak o cümleleri kurması aşkı tanımlamasıyla ben aşkın ne demek olduğunu ve böylelikle de selime aşık olduğumu anladım.

Banyodan çıktığımda selimi koltukta oturur halde buldum. Kapıya doğru yönelmemle kolumun selim tarafından tutulması bir oldu. Yüzüm hala kapıya dönüktü. Gözlerine bakmak istemiyordum çünkü o gözlerde haps olacağıma eminim
Selim sinirle konuşmaya başladı.

Selim : yüzüme bak bunu demesiyle gülemeden edemedim.
Hem berivana seni seviyorum de
hemde yüzsüz bir şekilde yüzüme bak de.

Yüzümü selime doğru çevirmemle onun o ateş saçan gözleriyle karşılaştım. Ama o ateş saçan gözleri aldırış etmeden kurmak istediğim cümleyi kurdum.

Mira : seni seviyorum bu sözcükler sana bir yerden tanıdık
geldi mi mesela berivana söylediğin gibi deyip odayı terk ettim.

SELİM ' İN AĞZINDAN

Miranın söylediği şeyle öylece ayakta kalakaldım. Demek ki bervana söylediğim sözü duymuştu. O yüzden böyle davranışları soğuktu. Artık miraya ne yapsam ne söylesemde
beni asla affetmiyecekti bundan
adım kadar emindim.

Kahvaltı sofrasının olduğu yere gelmemle mirayı keremin yanında görmemle sinirlerime engel olamamıştım. Gülüşmelerinden daha benim geldiğimi anlamamıştı hanımefendi.

Masaya doğru ilerleyip sofradakilere günaydın deyip bende yerime geçtim. Miranın keremin yanında oturması fena halde canımı sıkmıştı. Artık kerem ne dediyse hanımefendi gülmekten kendisine hakim olamıyordu.

Yanımda ki sandalyenin çekilmesiyle bakışlarımı o tarafa
çevirdim. Berivan gülümseyerek
yanıma oturdu. Acaba mira kıskanmış mıdır diye dönüp baktığımda sanki dünya umrunda değildi öylece pür dikkat keremi dinliyordu. Şirkete gittiğimde ilk işim keremin kulağını çekmek olacak
Nujin ananın sesiyle sofradaki tüm bakışlar ona çevrildi herkez
pür dikkat söyleyeceği şeyi bekliyordu.

Nujin Ana : az önce burağım aradı akşama doğru burada olacak demesiyle bakışlarım mirayı buldu.

MİRA ' NIN AĞZINDAN

Biz öyle keremle şakalaşırken berivanın gelip selimin yanına oturmasıyla kıskançlık duyguma
engel olamamıştım. Pis şırfıntı fırsattan istifade edip selimin yanına oturdu. Şeytan diyor kalk
ayağa saçını başını yol ardından da bu konaktan gönder gitsin ama yok selimi elde edip ona bunu gösterene kadar sabredeceğim derken nujin ananın sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

Nujin : az önce burağım aradı akşama burada olacak. Allah allah selimin bu ismi duymasıyla
beti benzeri attı. Acaba burak denen çocukla bir anlaşmazlığı mı vardı yoksa kendisinden hazmı etmiyordu. Sofradaki herkezin bu ismi duymasıyla yüzlerinde güller açmıştı oysa ki.
Bu burak denen çocuğun kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu ve bunu bana söyleyecek kişi kerem. Keremin kulağına eğilerek

Mira : burak kim kerem biraz irkilsede bozuntuya vermeden konuşmaya başladı.

Kerem : ölen amcamın oğlu yani
kuzenim olur. İnsan hiç kuzeninden nefret eder mi oysa ki ben kuzenlerim için canımı bile verirdim onlarda benim için

Mira : selim sevmiyormu bu çocuğu

Kerem : yooo burak için canını bile vermeye hazır deyip önünde
ki tabağına geri döndü. Bakışlarım selime kaydığında öylece suratı beş karış şekilde önündeki tabağıyla oynuyordu.
Selimle göz göze gelmemle hemen bakışlarımı tabağıma çevirdim. Selim şimdi de onu dikizlediğimi düşünecek. Selimin
adımı seslenmesiyle ona döndüm

Selim : mira odaya gel deyip ayağa kalkıp merdivenlerden çıkmaya başladı tabi bende arkasından sofradan kalkıp peşinden yürümeye başladım.

Odaya geldiğimizde selim odanın
içerisinde dört dönüyordu. Ne kadar konuşmak istemesemde bir sıkıntısının olduğunu anladım ve dayanamadım konuşmaya başladım.

Mira : ah yeter başım döndü bir o yana bir bu yana ne söyleyeceksen söyle de kurtulayım

Selim : burak geldiğinde odadan dışarı çıkma

Mira : a-a delirdin herhalde nedenmiş o

Selim : ben sana odadan dışarı çıkma diyorsam çıkma deyip odayı terk etti. Ağamız birde emir veriyor yok ya ben o burak
denen çocuğu görmesem çatlarım hem belki yakışıklıysa zehraya ayarlardım sonuçta zehra da güzel kız

AKŞAM

BURAK ' IN AĞZINDAN

Sonunda senelerdir gelmediğim toprağıma ayak basmıştım. Ne kadar da çok özlemiştim. Havasını içime çekmeye başladım. Annem ve babamı kaybettiğimden beri bu şehre uğramayıp istanbulda kendime yeni bir hayat kurdum ama oradada yüzüm gülmedi çünkü sevdiğim kadın benim değilde istanbul toprağının olmuştu. Havalimanında beni bekleyen araca binip konağa doğru yol aldık. Onları da çok özlemiştim
sabırsızlıkla onlara kavuşmayı bekliyordum.

Konağın kapısından içeri girmemle karşımda tüm aileyi görmem bir oldu ama ben sadece
tek bir yüzde takılı kaldım. Kimseyi aldırış etmeden yanına doğru ilerledim ve ağzımdan şu
sözcük döküldü

Burak : melek

YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM...
BU ARADA YENİ BİR KİTAPA BAŞLADIM ADI " TÖRE (SAVNAZ ) " OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM...

BERDEL ( ASKIYA ALINDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin