Biliyorum bölüm biraz geç geldi ancak ilham perilerim kaçmıştı. Her neyse sizi daha fazla bekletmeden:Bölüm playist; little mix-little me (multide)
~~
Mısra'nın ağzından;Her kızın bir zamanlar düşlediği o beyaz atlı prens, benim için çok farklı boyutlarda ve şekillerdeydi. Benim beyaz atlı prensim babamdı. Ben beş yaşındayken yani dünyaya saf bir edâ ile bakarken, babam herkesin babasından güçlü ve yenilmezdi. Kahramandı. Benim kahramanım. O zamanlar dünyanın bu kadar pis ve kirlenmiş olduğunu bilmiyordum. Herşey gökkuşağı gibiydi. Ancak bir şeyler farklıydı bunu yavaş yavaş büyüyerek ve deneyimleyerek öğrenmiştim. Tek başıma. Kahramanım beni terk etmişti. Çünkü o sadece beynimin bana oynadığı pembe bir oyundu. Hayaldi.
Trafik kazasında ölen bir ailem vardı benim. Umursamadığımı sanıyorlardı. Beni değiştirmeye çalışıyorlardı. Ben bunu istemiyordum. Biliyordum ki, eğer kendi benliğimden vazgeçersem kaybolacaktım. Ben neysem oydum. Ben, griydim. Kimse boğuştuğum siyahları ve beyazları bilmiyordu.
Onlar ölmeden önce hayatımın muhteşem olduğunu söyleyemeyeceğim. Ancak yoklukları şaşırtıcı bir şekilde beni üzmüştü.
Sekiz senedir onlarsız ayakta durabiliyordum ben, onlar olmadanda yaşabilirdim. En azından şimdiye kadar öyle sanıyordum.
Soğuk tenime karışırken düşüncelerim bir toz bulutu gibi etrafa dağılmış ve yerine silik ama buğulu sisleri bırakmıştı.
Paraya ve okumaya ihtiyacım vardı. En azından şimdilik yapacağım bir iş vardı. Belkide bir sene bile sürmeyecekti. Ancak imzaladığım belgelerde bir yıllık bir kontrat olması gerekiyordu. Yani sanırım. Kağıtların hepsini okumamıştım. Ne var? Üşenmiştim işte..
Arkama dönerek benden bir metre kadar geride duran evime baktım. Ailemi kaybettiğimde geçirdiğim krizler ve geceleri gördüğüm kabuslar yüzünden Tanem'in ısrarları üzerine gittiğim psikolog sorunlarımı anlattığımda;
'oturduğun evi değiştirmelisin' demişti. Ancak ben yine dik başlılığımı kullanarak bildiğimin üzerine gitmiştim.
Biliyordum ki, eğer ailemle çok olmasa da iyi kötü anılarımızın geçtiği bu evi değiştirseydim onları unutacaktım. Öte yandan acı çekecektim. O an bir karar vermem gerekti. hayatımda ilk defa karar almıyordum sadece bu kararın sonunu merak ediyordum ve korkuyordum. Herşeyin sonu mutlu bitmezdi. Benim hayatım zaten baştan beri berbattı. Olacakları bile bile kendimi bir uçurumdan atıyordum. Kafam çok karışıktı. İncelenmesi gereken dosyalar vardı ve beynimin içinde dört dönüyorlardı.
Oturduğum semtin sokağının başında siyah bir range rover belirdi ve ardında lastik izlerini bırakarak önümde durdu. Ben daha ne olduğunu anlamadan arabanın içinden çıkan Semih hızla bavulumu bagaja yerleştirip kapımı açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ürkek Çocuk (Ölü Bir Ruhun Vaveylası)
Fiksi Remaja© Tüm hakları saklıdır! © -Genç Kurgu- Soğuk kelimelerin çınlayan sesleri bedenimde uğuldarken, göğüs kafesine çarpan kalbinin dokunuşları parmak uçlarımda can buluyordu. Ruhumda filizlenen ağacın dalları büyük bir hüsran ve gök gürültüsüne benzeyen...