Bu hikaye 05.08.2015 tarihinde yazılmaya başlanmıştır.
Yağmurlu bir gündü.Ben her zaman ki gibi dükkanımı açmak için yola koyulmuştum. Yerdeki su birikintisi üzerinden geçerken,botlarımın çıkardığı o rahatlatıcı sesi dinliyordum. Kitap evimi özlemiştim. O sıcacık kitaplarımı okumaya sabırsızlanıyordum.
Ben,kitaplarına aşık olan kız Selen Demir.Babasının ölümünden sonra kendisine bir garip buzlar ören kız.Eski hayatımı geride bırakıp, kendimi babamın emanetleri olan kitap evine adamıştım.
Liseyi birincilikle bitirmiştim. Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum. Maddi durumumuz çok iyiydi,sınavı kazanamasam bile özel üniversitelere kayıt olabilirdim. Kısacası hayat bizim için toz pempeydi. Babamın ansızın ölümü, hayatımızı adeta karanlığa sürüklemişti.
Ben,babamın küçük kızıydım daha büyüyememiştim.O küçük güçsüz bedenime ağır bir yük binmişti.Dışarısı çok soğuktu üşüdüğüm için elektrikli sobayı açıp ısınmaya başladım.Günlük rutinim olan Kahve makinesini çalıştırdım.Kitap evime kahvenin rahatlatıcı kokusu yayılmış,burnumu doldurmuştu.Bu kokuyu seviyordum.Bu koku beni yansıtıyordu.
Babam bir sene önce vefat etmişti. Annemin ve kız kardeşimin sorumluluğu bana kaldığı için üniversiteye gidememiştim. Babam gibi işletme okuyup,çok çalışıp Holding sahibi olacaktım.Babam ölünce şirketimizi satıp geriye kalan borçları ödemiştik. Babam kitap okumayı çok sevdiğinden kitap evi satın almıştı.
Babamın bana bıraktığı, ondan hatıra olan kitap evini artık ben işletiyordum. Babamın kitap evi bana emanetti.Bunları düşününce her zaman gözlerim doluyor ama ağlıyamıyordum. Sanki göz yaşlarım içime akıyor ve beni eritip bitiriyordu.
Bu düşüncelerden hemen silkelenip kahvemi almaya gittim.Kahvemi fincana döktükten sonra yudumlamaya başladım.Şekersiz kahvenin sert tadı beni kendime getirmişti.En alt raftan Reşat Nuri Güntekin'in ''Dudaktan Kalbe'' adlı kitabını aldım.Bu kitabı her elime aldığımda bir başka oluyordum.Bu babamın en sevdiği kitaptı.Babamdan bana kalan bir hatıraydı.
Kahvemi yudumlamaya devam ettim.Yağmur yine kendini gösterdi. Gök gürüldüyordu,bügün gök yüzü öfkeliydi.Tıpkı benim hayata olan öfkem gibiydi. Bir kapı sesi geldi "Selen!" diyerek bağırıyodu Tahminimce Denizdi.Canım arkadaşım benim her zaman yanımda oluyordu. Deniz liseden arkadaşımdı.
Koşarak kapıyı açtım,bir demet sırılsıklam olmuş Deniz ile karşılaştım. Saçları sarıydı tıpkı bir güneş gibiydi,gözleri maviydi ıslanınca gözlerinin iri olduğu belli olmuştu. Deniz bana bağırarak.
''Şu kapıyı biraz daha hızlı açamaz mısın? Senin yüzünden sevdiceğimin yanına sırılsıklam olmuş çirkin ördek yavrusu gibi gideceğim.''dedi.
İçimden Olamaz nasıl unuturum bugün beni Deniz sevgilisiyle tanıştırıcaktı. Eğer gitmezsem Deniz'in beni bıçaklayıp gelinlik giydirip,bir göl kenarına atacağı kesindi.Hemen iç sesime teşekkür edip kendime geldim.
''Selen! Beni dinlemiyorsun galiba, yine daldın başka bir yerlere!''dedi bağırarak.
"Yok canım dinliyorum ben seni, gel hadi soba yanıyor üzerini kuruturuz."dedim.Deniz benim koltuğumun tam karşısındaki koltuğa oturdu.Ellerini sobaya doğru uzattı.Her zaman ki gibi yine güzeldi.
İşte hazırdık artık çok merak ettiğim,Deniz'in sevgilisiyle tanışıcaktım .Arkadaşımı üzmesine asla izin vermeyecektim...
Vote verirseniz çok sevinirim ayrı zamanda yorumlarınızıda bekliyorum :) ;)
Vote vermeden geçmeyin canlar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitapların Arasında #Wattys2016
Teen FictionKitapları herşeyden çok önemseyen bir genç kız... Kitapların onda ayrı bir yeri var... Babasının ölümünden sonra,aile geçimini üstlenen... Ve bir erkek... Yakışıklı,cesur,gri mavi gözleri olan,ailesi için her şeyi göze alabilen bir hırsız... Ant...