Selen'nin Arafı 2

330 29 5
                                    

Multimedyada Selen var :) İyi okumalar

Telefonumun alarm sesiyle bir hışımla uyandım.Elimi sehpa'nın üzerine atıp telefonumu buldum.Yüzümü yıkamak için ağır adımlarla lavaboya gittim.Suyu açtım su çok soğuktu yüzüme çarptım.Soğuk su beni kendime getirmeye yetmişti.Başımı kaldırdığımda bir çift yorgun ela rengi gözlerimi gördüm.Gözlerimin altı kızarmıştı,muhtemelen  uykusuzluktan olmuştu.

Deniz için çok üzülmüştüm.Gözlerimin içine baka baka Emir Deniz'e ihanet ediyordu. Belli ki amacı başkaydı.Bu düşüncelerden sıyrılıp lavabodan çıktım.Odama girip gardolabımı açtım.Elime gri bir kazak,siyah renkli pantolonumu aldım.Bir hışımla üzerime geçirdim.Saçlarımı tarayıp doğal halinde bıraktım.Saçlarım omuzlarımdan aşağıya süzülüyordu.Gözlerime beyaz silik bir far sürdüm. Kirpiklerimi rimelle süsleyip odamdan çıktım.

Merdivenlerden koşarak indim.Canım annem mutfakta kahvaltı hazırlıyordu.Yanağına bir buse kondurup kapıya doğru koşmaya devam ettim.''Selen kahvaltı etmeyecek misin?'' diyerek bağırdı.''Canım istemiyor anneciğim geç kaldım zaten'' dedim.

Dışarısı çok soğuktu.Gri şalımı boynuma geçirdim.Pudra rengi olan ceketimi ve siyah spor ayakkabılarımı giyip çantamı alıp dışarı çıktım.Yürürken müzik dinlemeyi seviyordum.Çantamdan telefonumu ve kulaklığımı çıkardım.

Kitap evim 10 dakikalık yürüyüş mesafesindeydi.Kulaklığımı telefona takıp müzik kütüphanesine girdim.Kalben'in "Sadace" şarkısı kulaklarımı doldurdu.

Bu kadını seviyordum.Yürümeye devam ettim.Yağmur yağmaya başladı çiselliğiyordu.Koşmaya başladım.Şemsiyemi almaya unutmuştum.Ne yazık ki ıslanacaktım.

Koşmaya devam ettim.Kitap evime her yaklaştığımda içime huzur kaplıyordu.Babamın kollarına koşuyordum.Ben onun kızıydım.Küçük prensesiydim,kitap kurtuydum.Kitap evimin önüne geldiğimde sırıksıklam bir vaziyeteydim.

Çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.Sırıksıklam olmuştum Hemen elektrikli sobayı açıp karşısına oturdum.Çok üşümüştüm kitap evim'deki günlük rutinim olan kahve makinesini çalıştırdım.

İçerisi ısınmaya başlamıştı ama ben hala üşüyor ve titriyordum.Kahvemi almaya gittim.İçimde,Kahvenin beni ısıtıcağı umudu vardı.Battaniyeyi alıp sobanın karşısında olan ikili koltuğa uzandım.Sessizdi çok sessizdi.Sessizlik beni derin düşüncelerin içine atıyor ama ben o düşüncelerden sıyrılamıyordum.

Emir bir şeyin peşindeydi.Deniz ile  ilgili değidi.Benimle ilgiliydi Deniz'i aracı olarak kullanmıştı.Düşünceler beni kendine daha çok çekiyordu, düşüncelerin içinde boğulacağım anda kapının sesi geldi.Hemen silkelendim düşüncelerden kurtulup kapıya doğru koştum.

Deniz'in erkek kardeşi Emre gelmişti her zaman ki gülümsemesiyle''Selam nasılsın Selen.'' dedi. ''İyim hadi gel daha fazla üşümek istemeyiz.'' diyerek içeri buyur ettim.Emre her zaman ki hoş tavrıyla hoşuma gitmişti.Gözleri maviydi gökyüzüne andırıyordu tıpkı kardeşi gibiydi.Saçları kömür siyahıydı uzun boyluydu.

Ne yazık ki 2 sene önce bir trafik kazasında sol ayağını kaybetmişti.Sol ayağında protez takılıydı.Emreyi her gördüğümde içim bir başka oluyordu.O benim arkadaşımdı kitap evime çok sık uğrardı.

Oturduğum koltuğun karşısında ki koltuğa oturmaya yeltendiğinde yerimden kalkıp Emre'ye yardım ettim.''Teşekkür ederim Selen.''dedi. ''Birşey yapmadım Emreciğim'' dedim. Gözlerinden anlıyordum bana karşı ilgiliydi.Ayrı bakıyordu bana belkide açılıcaktı ama cesaretini toplayamamıştı.Ben Emreyi sadece arkadaşım olarak seviyordum daha ilerisi olamazdı benim için.

''Selen,aslında ben buraya Deniz için gelmiştim.'' dedi.''Evet dinliyorum seni.'' dedim meraklı bir tavırla.''Deniz'e çok değer verdiğimi ve onun üzülmesini istemediğimi biliyorsun.''dedi.''Evet biliyorum en az senin kadar bende üzülmesini istemiyorum.''dedim.

''Deniz'in bir sevgilisi varmış sen onunla tanıştın mı?''dedi.''Evet Karşıyaka da bir Cafe de tanıştım.''dedim.''Peki nasıl biri''deyince.Ne diyeceğimi bilemedim.Beynim adeta durdu.Ya şimdi Emre'ye söyleyecektim ya da susup içime atacaktım.

''İyi biri Deniz'i üzeceğini sanmıyorum''dedim.Dudaklarımdan sözcükler bir anda çıkmıştı.Ben kendime bile inanamımıştım.Emre buna nasıl inanacaktı diye kendi kendime sormuştum.''İçimi biraz olsun rahatlattın Selen teşekkür ederim.''dedi.Gülümsemekle yetinmiştim.

''Biliyorsun Babam bizi terk ettiğinden beri Deniz çok hassaslaştı''dedi.''Evet biliyorum hala bunun üstesinden gelemedi.''dedim.''Seninde kafanı ütüledim kusura bakma Selen ben gideyim artık''dedi.''Olur mu öle şey Deniz'i bende çok seviyorum. Senin kadar bende onu düşünüyorum" dedim.

Emre gitmek için ayağa kalktı.Yürümekte zorlanıyordu hemen yanına gidip koluna girdim.Emre yüzünde acıklı bir gülümsemeyle bana baktı.Bende ona gülümsedim.Bana bir şey söylemek ister gibi bir hali vardı.

''Selen ben sa neyse boşver'' dedi.Anlamamazlığa vererek kapıya doğru ilerledik.''Görüşürüz Emre kendine iyi bak''dedim.''Sende kendine iyi bak Selen'' demişti.Kapının önündeki Honda Civic'e bindi tahminimce arkadaşıydı.Kitap evimden uzaklaşarak gözden kayboldu.

Akşam olmuştu saat 20:00 civarıydı.Ceketimi giyip dışarı çıktım.Kapıyı kilitledim ve yürümeye başladım.Sokak sessizdi hemde çok sessizdi yürüdüğümde spor ayakkabının çıkardığı sesi duyabiliyordum.Sokak sisliydi hava soğuk olduğundan civardaki herkes soba yakıyordu.Sokaktaki sisin sebebi sobanın dumanıydı.

Bir an eve gitmek istemedim.Bugün Emreyle yaşadığımız olay beni üzmüştü. Yalnız kalmak istiyordum.Sahil kitap evime yakındı.Sahile doğru yürümeye karar verdim.Sahile her yaklaştığımda Deniz'in kokusunu içime çekiyordum.Kokuyu içime çektiğimde bir nevi rahatlıyordum.

Sahile gelmiştim hava soğuk olduğundan pek kimse yoktu az ötede yan yana duran sevgili olduğunu tahmin ettiğim kişiler vardı.Ellerimi iki yana açıp ''Hayat sana meydan okuyorum.'' diyerek ufak çaplı bağırdım.Sevgili olduğunu tahmin ettiğim kişiler hiç oralı bile olmadılar.

Bugün Emre az kalsın cesaretini toplayıp bana açılacaktı.Peki ya ben ne cevap verecektim.Onu kırmadan incitmeden nasıl geri çevirecektim.Peki ya Emir benden ne istiyordu.Amacı neydi düşünceler beni yeniden kendine çekiyordu. Deniz'e söylememem gerektiğini annemle ve Sedayı tehdit ederek bunu belirtmişti.

Düşünceler beni kendine esir etmişti gözlerim buğulanıyordu.Bu yük omuzlarıma ağır geliyordu.Ya söyleyip kurtulacaktım yada susup içime atacaktım ben susup içime atmayı tercih etmiştim.

Gözlerim daha çok buğulanmış beynim bir şeyi idrak edemez hale gelmişti.Kendimi boşluğa doğru bırakmıştım boşluğa doğru adım adım ilerliyordum.En son baktığımda bulanık olan bir çift gri mavi olan gözleri görmüştüm bu gözlerin sahibi ise Emirdi...

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum yorumlarınız benim için önemli :) Hikaye hakkında görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim canlar :)

Kitapların Arasında #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin