8

86 13 2
                                    

Çoktan bitmiş bir şey.

Başlamadan bitmiş.

Eğer o beni içinde bitirebiliyorsa başlatmadan,ben de onu bitirebilirdim başlamış olsa bile.

Duvarlar resmen üzerime geliyordu.Nefes alıp vermek hiç bu kadar zor olmamıştı.

Bundan on yıl önce yetimhaneden bu okula getirildiğimde farklı umutlarık vardı.Yalnız olmayacağımı düşünmüştüm fakat bir süre sonra okuldan nefret etmiştim.

Race Hudson'ı gördüğümde içimde kıpırdanan şeyler bir anda ölmüştü.Çünkü o da herkes gibi terk etmişti beni.

Katildi.

İçimdeki güzel duyguların katili.

Artık göz yaşım akıyor muydu bilmiyordum.Tek kestirebildiğim çok uzun süredir odamda olduğumdu ve Jessica'yı birden bire odamdan çıkarmamın onda şok etkisi yarattığıydı.

Aklıma geldikçe yüzüm ağlama pozisyonuna bürünürken Hudson'sız kalan ilk Yüce olduğumu hatırlıyor ve ağlamaya başlıyordum.Hemen ardından Race'in bana sürekli Yüce'yi istemediģini söylemesi geliyordu.Sesi kulaklarımda çınlıyordu ve o istenmeyen Yüce'nin ben olduğumu hatırlayıp hıçkırık krizlerine giriyordum.

"Yeter!"diye bağırdım kendime."Ağlama..."

Kendi kendimi teselli etmeyi öğreneli çok olmuştu.

Fakat bu sefer işe yaramıyordu.

Ağlamaya devam ettim.Elimden tek gelen şey buydu ve elimden gelen tek şeyi de yapıyordum.

Şu an ölümüne ağlıyordum.

"Megan??"Kapım çaldı ve Bayan Ledwick'in sesiyle panikledim.

Ona söylersem anında beni konseye götürürdü.

"Efendim?"dedim sesimi değiştirmeye çalışarak.

"Ağlıyor musun?"diye sordu.

"Evet."dedim yalan söylemeyerek."Yalnız kalabilir miyim buna ihtiyacım var.Sonra size anlatacağım."Yalan olmayan bir şey bulmam gerekiyordu.

Bayan Ledwick gitti ve ona yalan söylememek için neye ağladığımı bulmam gerekti.

Gözüme kestirdiğim vazoyu tek hareketimle yere attım ve bir hiç düşünmeden avcumun içine batmasını sağladığım parçayı camdan fırlattım.

Canım çok yanmıştı fakat bir yandan da Bayan Ledwick'e yalan söylemeyecektim ve Yüce olduğumu söylemek zorunda kalmayacaktım.

Canımın acısına ağlamaya başladığımda kendimi bir psikopat gibi hissettim.

"Aģlıyorum,çünkü elime kırılan vazonun parçası battı."dedim kendi kendime.İçindeki çiçeğe baktığım an daha suçlu hissettim.Hatta bir an...o çiçek gibi hissettim.

Az önceki olay ilk kez olmuyordu.Yine de ilk kez canımı çok acıtacak bir şey yapmıştım.

Sanki diğer acıyı bastırabilirmiş gibi.

Neyseki Bayan Ledwick konseye gitti ve birbirimizi görmedik.

"Yesene."dedi Jessica.Akşam yemeği vaktiydi ve Jessica hiçbir şey olmamış gibo davranıyordu.Onu şiddetle kovmamıştım elbette ama "çıkar mısın,yalnız olmalıyım" derken ki ses tonumun ne kadar sert olduğunu hatırlayabiliyordum.

Belkide yanlış hatırlıyordum.

"Aç değilim pek."

"İyi misin peki?"diye sordu.

YüceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin