BÖLÜM 9 - HİSSİZLİK

223 43 1
                                    

Bekledim.

Ayaklarım benden bağımsız hareket etmeye başladığında, yorgun gözlerine baktım.

Yavaşça kapanan gözleri...

Işığın düğmesine bastığımda duyduğum iç çekişi dudaklarımın yukarı doğru kıvrılmasına sebep olmuştu.

Elimde ki tişörtü yattığı yatağın yanında yanında koltuğa bırakıp ona döndüm.

O karanlıkta aydınlanan bir adamdı.
Ve ben artık bunu biliyordum.

Sustum ve izledim.

"Buraya kadar, Gece Madra."

Az sonra buradan gidecek ve bir daha karşısına çıkmayacaktım.
Ona ait olan hiç bir şeyi görmeyecek, onun isminin geçtiği hiç bir şeyi duymayacaktım.

Dengemi bozmasına izin veremezdim.
Yoktu.
Daha fazlası yoktu.

Bir anda değişen yavırları beni korkutuyordu.
Karanlıktan korkmadığım kadar...

Bileğimde hissettiğim elle irkildim.
"Arya belası?"

Sesi, sarılma isteği uyandırıyordu.

Koyu gözleri karanlıkta parlarken dudaklarım tekrar aralanmıştı.

"Gece.."

Ne diyeceğimi bilemiyordum. Kendime söz vermiştim.
Bu kez izin vermeyecektim.
Bir anda sinirden kendini kaybetmesi beni yıkıp geçiyordu.
Bunu 2 kez yaşamıştım. Bir kez daha yaşamayacaktım.

"Ne işin var burada?" Uykulu sesine karşılık fısıldayarak konuşuyordum.

"Dağhan burada olduğunu söyledi. O geldiğinde uyuyormuşsun."

Başını onaylar anlamda sallayışını izledim.

Arkamı dönüp adım atacağım sırada kavramış olduğum bileğimi daha sıkı tutup kendine çekti.
Üzerine düştüğümde, kokusunun etrafımı sarması saniyeler almıştı.

"Ge-gece..."

Koyu gözleri gözlerimin önünde adeta dans ederken yapabildiğim tek şey kekelemekti.

"İlk kez kaybettim, Arya belası."
Sesi yorgundu, güçsüzdü.

Biliyordum, yarın böyle olmayacaktı.

Biliyordum, gitmem gerekiyordu.

"Gitmem gerekiyor." Sesim kısık çıkmıştı. Kekelememek için verdiğim çaba sesimi yoruyordu.

Gözlerini tekrar kapattığı sırada kalkmak için yaptığım hamle son hamlem olmuştu.

Karanlık beni içine çekerken kıvranıyordum,
O karanlıktı.
O, o karanlıktı.
Nefesimi kesen nefesi zaten var olmayan aydınlığıda yok etmişti.
Dudakları dudaklarımı aralarken bedenimi yakıp kavuran ellerini hissettim.
Parmakları usulca vücudumda ki yerini bulmuştu.
Bir karanlık nasıl içine sürükleyebilirdi böylesine?
O sürüklüyordu.
Ben sürükleniyordum.

Sıcak dudakları, benimkileride hareketlendirdiğinde kısılan gözlerim tamamen kapanmıştı.
Ilık nefesini hissedebiliyordum.

Parmakları saçlarımda ki yerlerini almış, yavaşça hareket ediyordu.

Karnımda ki kelebekler birbirinden bağımsız uçarken, birbirlerine çarptıklarında yerlere savruluyorlardı.

"Yanlışım, Arya Zorluay."

İLK KARANLIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin