Aşk

1.3K 73 35
                                    

Bu konuya örnek olarak yakın ve sevdiğim bir arkadaşımın başına gelen bir olayı  onun dilinden yazarak anlatmak istiyorum.

O kadar boktan bi şekilde tanıştık ki, bitişinde bu kadar boktan olması pek şaşırtmadı aslında. İlk tanıştığımız zamanlar deselerdi ki bu çocuk senin hayatın olacak, sonrada hayatını ellerinden kaydırıp alacak inanmazdım. Ne alaka ulan der güler geçerdim. Öyle olmuyormuş, hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz biri hayatınızın merkezine öylece oturabiliyormuş. Geçen sene temmuzda tanıştık. Aramızda tam 387 kilometre vardı. Anlayacağınız üzere internetten işte. Ben o zamanlar öyle bir salmışım boşvermişim ki hayatı akşamdan sabaha kadar oyun oynuyorum kimseyle konuşmuyorum sonra da akşama kadar uyuyorum falan. Mutluyum, kafam cidden baya temiz. Konuşmaya başladık ilk günler 1-2 cümle kuruyorduk birbirimize. Okey oynuyoduk. Şarkılar atıyorduk falan. Derdimizi anlatıyoduk birbirimize. Dedikodu bile yapmışlığımız var hani. Nasıl oldu bilmiyorum ama o 1-2 cümle sayamayacak kadar fazla oldu biranda. Onun attığı şarkıları dinlemeden, o iyi uykular demeden uyuyamaz oldum. Ben resmen hoşlanmaya başladım abi hissediyorum, tabi durur muyum başladım yürümeye. Ama öyle böyle bi yürüme değil 7/24 elimde telefon onunla konuşuyorum. Tabi o da bana boş değilmiş. Eninde sonunda bu şeye bi isim koymaya karar verdik. Ekimde sevgili olduk. Kasımda yanıma geldi. Onu ilk defa görecektim, o otobüsteyken heyecandan ölmedim ya şimdi ona şükrediyorum. Kendimize buluşma yeri belirledik, ben tabi ona söylediğim saatten 1 saat önce çıktım kolay mı oğlum kız olmak fönüydü makyajıydı. Saçlarıma düz fön çektirdim, bi eyeliner pudra tamam. Hazırdım. Ona daha yeni evden çıktım dediğimde ben buluşacağımız yerde bekliyordum. Geldi. O da benim kadar stresliydi. Beni görmüyordu ama ben onu görüyordum. Sırt çantası vardı. Siyah bir montu. Tedirgin bir yüz. Geri dönmeyi falan düşündüm, teyzem öldü deyip görüşmemeyi falan. Sonra en fazla beğenmez deyip bi anlık deli cesareti ile çıktım karşısına. Öyle bi kokusu vardı ki kendimi sarılırken buldum ona. Omzuna kafamı gömmüş öyle dakikalarca kalmışım. Farkında değilim. Lan napıyon deyip geri çekildim tabi sonra. O bembeyaz yüzü kıpkırmızıydı. Utanmıştı. Masum masum bakıyodu öyle. İçimden tamam dedim oldu bu iş. Gezdik. Yürümekten nefret ederim. Ama onla farkında olmadan saatlerce yürümüşüm. Ellerinden tutmuş öyle salak salak yürümüşüm. En sonunda biryere oturmaya karar verdik. Çay söyledi bende meyvesuyu. 2 şeker attı, öyle izliyorum. Tavla oynayalım mı dedi. Hayatımda tavla oynamadım. Ve hiçte öğrenmek istemedim sıkıcı gelirdi bana hep. Çok saçma. Sanki hayatımda duyduğum en güzel cümleymişcesine olur deyip salak salak gülümsedim. Öğretti bana. O anlatıyor ama katiyen anlamıyorum. Neyse bir şekilde öğrendim 2 kerede yendim boru değil. Ayrılma vakti geldi. 3 4 saatliğine bi işim vardı, onuda mecburen yalnız bırakmak zorundaydım. Beni otobüse bindirdi, mal mal dolaşmış oralarda. Ben o 4 saati bitiremedim. Aynı evde kalıcaktık. OHA İLK BULUŞMADAN AYNI EV Mİ dediğinizi duyar gibiyim. Bende öyle düşünüyodum yanına gidene kadar ama sanki yıllardır yanımdaydı gibi hissetmeye başlamıştım. Ya seri katilse falan diye de korkmuyor değilim. Neyse bu eve gitmiş bir de uyuyakalmış. Anahtarıda paspasın altında koymuş. Adeta 12 yıllık evliymişizcesine. Aldım anahtarı girdim içeri, uyandı direk. Öyle oturduk biraz, sonra dışarı çıktık alışveriş yaptık. Peynir zeytin puding süt domates mandalina baya baya evimize alışveriş yaptık ya. Rüyada gibiydim. Abi adam sevgilim, aynı evde kalıcaz ve o an o eve alışveriş yapıyoduk. Aldık geldik eve, ben onları yerleştirirken o da duşa girdi. Sigara içmemden nefret ederdi. Yanında içmeyeceğime söz vermiştim. Ama fırsatı kaçırır mıyım çıktım cama yaktım bi tane. Duştan çıktığı an aldı kokuyu tabi. Bana öyle kötü baktı ki o sigara keşke götüme girseydide içmeseydim dedim içimden. Neyse gönlünü almak için sırnaşıyorum ben buna falan derken öptü beni. Yemin ederim öldüm kollarında cenneti gördüm çalıyodu kafamda. Unuttum dünyayı unuttum her şeyi unuttum. Aşıktım ve artık bundan emindim. Birlikte uyuduk. Saçımdan bir an olsun elini çekmedi. Ara ara uyanıp saçlarımı kokladı, öptü ve geri uyudu. Ben hiç uyumadım, uyuyamadım. Çünkü onu izlemek daha güzeldi. Adam horluyodu bana şarkı söylüyomuş gibi geliyodu. Sabah oldu. Hemen kalktım üstümü giyindim. Börek aldım sıcacık. Kıymalı böreği çok seviyor diye sabahın köründe birde kıymalısını aradım. Eve geldim, kahvaltılıkları çıkardım öyle bi hevesle hazırladım ki, hayatımda hiç kahvaltı hazırlarken böylesine mutlu olmamışımdır herhalde. Ama bizim öküzü uyandıramadım. Yol yorgunluğuydu falan adam katiyen uyanmıyor. Kıyamadımda zorlamadım. İçeri gittim televizyon izlerken bende uyuyakalmışım. Ben uyurken uyanmış, içeri gelmiş, masa da hazırladıklarımı görünce duygulandımı naptı başıma geçmiş öyle beni izliyordu, saçımı okşuyordu. Üstümü örtmesiyle uyandım. Tabi çaktırır mıyım. Hafif gözlerimi açtım, o kadar güzel bakıyordu ki bana, ordan kalkasım gelmedi ya. Ee tabi kalkmak zorundaydım. Kalktım birlikte kahvaltı yaptık, televizyon izledik, tekrar yattık falan filan derken artık eve dönmem gerekiyordu, döndüm. 1 gece daha burdaydı. Ertesi gün hemen uyanıp buluştuk yine. Sinemaya gittik birlikte. İki sevgilinin ilk gittiği film "DELİHA" olmasaydı hayat daha güzel olabilirdi tabi ama olsun. Normalde tebessüm etmeyeceğim bi filme kahkalarla güldüm. Onun göğsünde film izlemek yeterdi gülmem için. Çıktık filmden, dolaştık yine sokaklarda. Bir sürü fotoğrafımız vardı artık. Gitmesine 1 saat kalmıştı, terminale gittim onunla birlikte. Canım o kadar acıyordu ki gitmesin diye yere yatıp debelenicem utanmasam. Ona utandımda keşke ağlamayada utansaydım. Seni çok özlicem deyip başladım ağlamaya. Sarıldı, ellerimi tuttu abi o bakışlarını hala aklımdan çıkaramıyorum, adama iki ısrar etsem kalıcak gibi. Gözler dolu dolu kedi yavrusu gibi bakıyor bana. Son yarım saat. Sarıldım kokusunu iliklerime kadar çektim. Parfümünüde aldım çantama koydum. O da benim parfümümü aldı. Hiç bırakmadım yarım saat boyunca. Bindi otobüse, şöför bile halimizi görünce acıdı ulan. Otobüs hareket edene kadar bekledim orda. Hareket etti, ben yine gidemedim. Arayınca mecburen döndüm tabi. O günden sonra her şey daha güzeldi. Konuşacak konumuz hiç bitmezdi. Sabahlara kadar o telefon kapanmazdı. Birlikte para biriktirirdik, her ay sonunda yanıma gelirdi. Yine birlikte kalırdık, birlikte uyurduk, birlikte yemek hazırlardık. Vedalar hep biraz daha üzücü olurdu. Ağlamama hiç kıyamazdı. Üzülmeme hiç tahammül edemezdi. Kavga ettiğimizde hep ağlardım. Suçlu olsam bile kıyamaz huyuma giderdi. Ayrılmak istedim birkaç kere. Ben seni bırakmam dedi. Aklından bile geçirme dedi. Üzerdi beni, ama çok severdi. Bunu iliklerime kadar hissettirirdi. Defter hazırlamıştı bana sevgililer gününde. Bizim defterimiz. İçinde fotoğraflarımız vardı. Ben uyurken yazdığı satırlar. Bi kutu vermişti, içinde sayamayacağım kadar zarf. Hayatımda ilk defa bu kadar seviliyodum ya. Hayatımda ilk defa bu kadar seviyordum. Birlikte yaptığımız alışveriş fişleri, yanıma gelmek için aldığı otobüs biletleri, sinema biletleri, parfümü ulan sakız kaplarına kadar saklıyordum. Bilekliğini kaybederim diye takamıyordum, onu bile saklıyordum. Tamam dedim, kocayı buldun kızım dedim. Börek, kek falan yapıp kargoyla gönderdim bigün. Çok sever hamur işini diye. O kadar mutlu olmuştu ki. Daha buraya yazmadığım bir çok şey yaşadık. 7 ay benimdi. 7 ay onundum. Hiç küs kalamadık o 7 ay. Hiç konuşmaktan bıkmadık. Her şey ilk gün ki gibi mükemmeldi. Bigün bana söylememesi gereken bir yalan söyledi. Annemden babamdan daha çok güvendiğim adam göz göre göre beni kandırmıştı. Beni bi nevi aldatmıştı. İlk defa bitirmek istedim. Ondan ayrılmak istedim. Aradım telefonda ona senden nefret ediyorum dedim ilk defa. Ağlayarak bitti dedim. Cümleler kurdu, açıklamalar yaptı. Yarın geliyorum yanına dedi. Geliyorum dediği an beynim uyuştu bütün kırgınlığım bianda geçti sanki. Bu kadar mı güçsüzdüm ona karşı? Geliyorum dediği an yenik düşecek kadar mı. Adam kendini affettirmek için yanıma geliyor dedim, ben onu o an affettim. 7 ay boyunca tuvalete giderken bile çıkarmadığı bilekliğimi o 7 ayın sonunda çıkarmak için geliyormuş yanıma meğersem. Kendini affedememiş. Bu kötülüğü bana yapamazmış. Ben haketmiyormuşum sürekli üzülmeyi. BEN DAHA İYİLERİNE LAYIKMIŞIM. Ve daha bir sürü klişe cümle. Anlayacağınız elime bilekliği öyle verip gidecekti. Öyle de yaptı. Aldım bilekliği attım çöpe. Döndüm arkamı ben gittim. Ama yine ağlayan taraf bendim. Kıyamayan tarafta o. Geldi arkamdan, tuttu kolumdan, sarıldı yine. Ama artık bana eskisi gibi bakmıyordu. Hissediyodum. Artık onun içinde hiç bişey eskisi gibi değildi. O gün öyle gitti. Hiç bir şey düzelmemişti. Çok çabaladım. Ona cümleler satırlar döktüm. Asla gitmesin istedim. Her gece ağladım. Kabustayım sandım. Uyanmak için Allah'a her gece yalvardım. Kabus değildi. Gitmişti. Ağlıyor olmamda umrunda değildi artık. Bütün fotoğraflarımızı silmişti. Anılarımızı yok etmişti içinde. Artık istemiyorum demişti. Kıyamadım günlerce. Hiç bir şeye dokunmadım. Ama bigün öyle bişey oldu ki, sildim bende fotoğraflarımızı. Defterimizi, o zarfları fişleri her şeyi yırttım defterdeki bütün fotoğrafları yaktım. Ses kayıtlarımızı, videolarımızı her şeyimizi sildim. Şarkımızı dinleye dinleye ağlaya ağlaya yaptım bunları. O günden sonra da ona asla dönmeyeceğime, onunda zaten gelmeyeceğine inandırdım kendimi. Bugün neredeyse 1 bucuk ay oldu biteli. Benim canım hala yanıyor. Hala o boşluktan çıkamadım. İçim sökülüyor. Ne bileyim öyle bakan adamın, saçlarınıza dokunmuş adamın, öperken dünyayı unutturan adamın gitmiş olmasına inanamıyorsunuz işte. Ama malesef en güzel seven adamlar bile gidiyor. Hiç arkasına bile bakmadan gidiyor hemde.

Yani demek istediğim kimseyi çok sevmeyin arkadaşlar sonunda üzülürsünüz. En çok kendinizi sevin. Herkes gider arkadaşlar bunu öğrenin. Sizi benliğiniz ile seven sevgisine gerçekten inandığınız insanlar varsa bilmiyorum peşinden gidin ama gerçekten seviyorsanız. Bu arada birini seviyorsanız açılın arkadaşlar. Korkmayın bundan. Ama o gitmeyecek gibi de davranmayın. Yani kısaca demek istediğim kimi seviyorsanız açılın ama o sanki dünyada tek insan en mükemmeli gibi davranmayın sonra kıçları kalkıyor ve hepsi gidiyor arkadaşlar.

Neyse bu kadar yeter çok konuştum.

PsikolojiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin