Giden Aşkın Ardından

146 10 1
                                    

Güneş doğmuş, şehir yeni bir güne başlamıştı. Fırında kızaran ekmek kokuları, balkona çıkan insanlar ve bakkala gönderilen nice çocuklar. Ocaktan gelen sesler, açılan perdelerle birlikte Güneş ailesi de haftanın ilk gününe uyanmıştı diyebiliriz. İki uykucu hariç. Aylin kahvaltının son dokunuşlarını yaparken Mert banyoda dişlerini fırçalamakla meşguldü. Saat henüz 7 olmasına rağmen Pazartesi pazartesi olduğunu belli ediyordu. Her evde aynı telaştı yani. Okul servisi kornaları, anne bağırışmaları derken Aylin odanın kapısını araladı. Dinç bir sesle "Hadi bakalım sabah oldu. " dedi. Bir yandan etrafı toplamaya başlayan Aylin bir yandan da onlarca kez ertelenmiş telefon alarmları yüzünü güldürüyordu. Ama vazgeçmeden "Toprak hadi kalk" dedi biraz daha sert. Toprak ise sessizce "Anne biraz daha. " diye mırıldandı. Aylin bu sefer daha sert bir şekilde "Yeter artık saat kaç oldu uyanın. " diye bağırdı. Aylin' nin bu son bağırışı ikisini de yataktan zıplatmıştı. Telefonuna bakan Su saati görür görmez banyoya koştu. Hızla dişlerini ve yüzünü yıkayıp üzerini giyinmek için dolabını araladı. Formasını çıkarıp üzerine geçirdi. Saçlarını tarayıp, güzelce topladı. Çantasına kitaplarını tıkıştırıp kahvaltı için bahçeye inen Su babasının yanına oturup hemen karnını doyurmaya başlarken tam karşısına oturan Toprak 'ta tabağını doldurmaya başlamıştı. Hızlıca kahvaltısını bitiren iki kardes Mert'ten harçlıklarını alıp vedalaşırken dışarıdan gelen korna sesiyle kapıya yöneldiler. Toprak önden Su arkasından servise bindiler. Arka beşliyi en yakın arkadaşları Ela, Cenk ve Ata ile kadroyu tamamlayıp okula yolculuk başlamıştı.
....................................
Tören bitmiş sınıflarda öğretmenin gelmesi bekleniyordu. 12A öğrencilerinden Su, Nazlı, Ceyda Toprak , Ata ve Cenk arka sıraları birleştirmiş grup toplantısı yaparken sınıfa giren öğretmenle sıradan zıplayan ekip hemen yerlerine dağılırken öğretmen selam için bekliyordu. Yerlerine geçip ayağa dikilen öğrenciler selam verip yerlerine oturdular. Su sıra arkadaşı Ata ile tartışırken yoklama yapan öğretmenin "Su Güneş" demesiyle bir an şaşıran Su olayı anlayınca "Burada" diye yanıtladı. Su öğretmenin uyarıcı bakışlarıyla tartışmasına son verip kitabı karıştırıyordu. Su çalışkan bir öğrenciydi. Dersin başlamasıyla derse katılmaya başlayan Su, teneffüs zilinin çalmasıyla çantasından telefonunu ve kulaklıklarını alıp bahçeye indi. Gözü Ela'yı arıyordu aynı servistelerdi ama aynı sınıfta değillerdi bu tam bir şanssızlıktı. Ela'yı göremeyince bir banka oturup müziğin sesini son ses açtı. Neredeyse içinde bulunduğu gürültüyü bastıracak kadar. Ata yaklaştı yanına usulca belli ki bir söyleyeceği vardı. Ata "Su sana bir şey söylemem gerek. " dedi. Su şarkının ritmiyle başını sallarken Ata sözlerine devam etti. "Seni seviyorum benimle çıkar mısın Su? Biliyorum biraz ani oldu ama uzun zamandır bu anı bekledim. Rahatladım sonun da duyguları saklamak çok zor iş. " dedi Ata. Su Ata'yı fark edince kulaklıklarını çıkarıp "Sen burda mıydın Ata? Farketmemişim. " dedi şaşkınca Ata'nın söylediklerini duymamış olması Ata da hayal kırıklığı yaratmıştı. Tam cesaretini toplamış hislerini anlatmışken Su'yun hiç birini duymamış olması kaderin igrec bir şakası mıydı? Su "Ata bir şey mi söyleyecektin yoksa?" Diye sordu hiç bir şeyden haber sizce. Ata ise "Yok bir şey seni görünce yanına geleyim dedim sadece. " dedi Ata üzgünce. "İyi hadi gel sınıfa çıkalım. " dedi Su. Bu teklife "Sen git ben sonra gelirim" diye yanıtlayan Ata giden aşkının ardından öylece baka kalmıştı.

O Benim KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin