Yüreğin Alevi

165 11 1
                                    

Çeyiz sandığının içinde yazılmayı bekleyen bir defterden söz edeceğim size. Her genç kızın olur bunlardan. Aşklarını, sırlarını paylaştıkları bir defter. Yalnızlıktan mıdır bu? Gözyaşlarınla, sevinçle yazdığın bu özel kelimeler. Neyi, kime anlatır? Bilinmez. Aylin'de 19 yaşından beri kaydetti yaşadıklarını bu deftere. Mert'i ilk gördüğü anı, elini tuttuğu zamanı hatta ilk öpüşmesini bile yazdı bu sararmış kağıtlara. Ağabey'ini kaybettiği yağmurlu akşamı, Mert'e "Evet" deyip ayağına bastığı anı. Her şeyi, çocuğunun olmayacağını anne olamayacağını bile söyledi bu deftere. Tam umudu kesmişken iki güzel evlat edindiğini, ilk anne dediklerini, okula başladıkları ilk günü bile yazdı neşesiyle, acısıyla. Ömrünün 21 senesini yazdığı bu defter uzun zamandır açılmadı. Aylin bir harf bile yazmadı. Su ve Toprak'tan sakladığı bu defter bulunması kolay ama okuması acı verecek bir yerde. Çeyiz sandığının içinde...

......................................

"Su hadi gelmiyor musun?" dedi Toprak saatlerdir beklediği kardeşine. "Geldim işte." diye bağıran Su kapıyı kapatıp Toprak'ın yanına koştu. Çok güzel olmuştu yine. Çiçekli kısa elbisesi ve ayağındaki beyaz babetileri ile çok hoş görünüyordu. Toprak görmeden edemediği kardeşini baştan aşağıya süzdü. "Pikniğe özel mi?" dedi. Su önce gülümseyip sonra "Elbette" diye cevapladı. Gelen servise bilen iki kardeş için piknik yolculuğu başlamıştı. Sınavdan önce motive pikniği olsun diye 12A sınıfının öğretmeni Fulya Hanım böyle bir organizasyon yapmıştı bir kaç ay sonra mezun olacak çocuklarına. Her zamanki gibi arka koltukları arka ekip doldurmuştu. Su, Ata'nın hemen yanına geçti. Gelmesini hiç beklemiyor olsa da geldiğine sevinmişti. Ata "Harika görünüyorsun." dedi Su'ya. Su hiç bir şey diyemedi gülümsemekten başka.
.........................
Gölgelik bir yere oturdular. Elbirliği ile piknik sofrasını hazırlayıp keyifle yediler. Yemekten sonra ağacın gölgesinde toplaşıp, doğruluk, cesaret oynuyorlardı. Boş su şişesini Ceyda bir kez daha döndürdü. Şişenin bir ucu Ceyda'ya diğer ucu ise Su'ya deydi. Ceyda "Doğruluk mu cesaret mi?"
"Doğruluk. "
"Peki okuldan hoşlandığın biri var mı?"
Tüm gözler Su'ya çevrilmişti. Herkes farklı bakarken Ata bir başka bakıyordu Su'yun gözlerine.
"Evet var. " dedi hafif gülümseyerek.
"Kimmm?"
"11C den Efe. " dedi sakince. Herkes şaşırmışken birileri yüreğine düşen ateşi söndürmeye çalışıyordu. Erkekler ağlamazlar ama Ata'nın gözleri dolmuştu. Gözlerini kapatıp açsa belki de yaşlar yanağını ıslatacaktı. Bunu hiç beklemiyordu. Ama hayat acımadı yine sevdiği kız başkasını seviyordu. Buna nasıl alışacaktı işte orasını hiç kestiremiyordu. Gözlerinin ıslaklığını bir kişi görmüştü ve kendince binlerce tahmin yürütmüştü. Güneş batmaya başlamış serin rüzgarlar tenleri üşütüyordu. Uzaktan Fulya Hocanın sesi duyuldu. "Çocuklar hadi hazırlanın. " diye bağırdı. Yavaş yavaş toplanmaya başlayan ekip hazırlanıp servislerinine bindiler. Bir güzel gün daha bitmişti demek isterdim ama bu kısmen geçerli. Üzgün olduğu belli etmemeye çalışan Ata açılan kapı ile.
"İyi akşamlar. " dedi yanağında ki hafif tebessümle. Ata'nın ardından sıra iki kardeşe gelmişti coşkulu bir hoşçakalın ile servisten indiler.
Dinlendirici bir duştan sonra Ayşe annenin ellerinden güzel bir akşam yemeği ve muhteşem bir romantik komedi filminin ardından yatıldı yataklara...

O Benim KardeşimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin