Önceki bölümün multimedyası
Bölüm geç geldi biliyorum çok özür dilerim ama ilham gelmiyo bazı yerlerde ne yazacağımı bilmiyorum. Bölüm kısa onu da biliyorum ama yeni bölüm erken gelicek. İyi okumalar...
******************
"Hassiktir!"Ciğerlerime dolan kan kokusuyla gözlerim karardı. Hol tamamen kan içindeydi. Nefes almak istemiyordum.
Yağız Sude'yi kucağına aldı. Ben de Aleyna'nın kolundan tuttuğum gibi çekiştirmeye başladım. Bir an önce burdan çıkmamız gerekiyordu. Kapının önüne geldiğimizde yine bir yazı gördük.
"Bu daha hiçbir şey. Sizin için daha güzel planlarım var." yazıyordu. Daha fazla burda kalamayacağımızı düşünüp kapıyı açtım ve hepsini dışarı çektim. Koşarak evden uzaklaştık. Ama Yağız Sude'yi daha fazla taşıyamayacağını söylediğinde bir parka girip Sude'yi banka yatırdık. Onu ayıltmaya çalıştık.
Kendine gelince bir taksiye binip bizin eve geldik. Bu sefer Sude de para olduğu için o ödedi.
Eve gidince kendimi bir koltuğa attım. Herkes odaya gelince konuşmaya başladım.
"Birşeyler yapmamız gerekiyor. Başkalarına zarar vermeden bu adamı bulmamız gerekiyor."
"Nasıl! Nasıl bulucaz Helen?! Her kimse peşimizdeki çok hızlı ve kıvrak zekalı. Başa çıkamayız bununla. Lanet olsun ki bir bok yapamıyoruz!" diye bağırdı Aleyna. Cevap veremedim. Haklıydı.
Hiçbirine bakmadan odama çıktım. Kapıyı arkamdan kilitledim ve kendimi yatağa attım. Aleyna kapımı çalıp
"Helen kapıyı açar mısın?" diye sordu."Biraz yalnız kalmak istiyorum." diye cavap verdim.
"Helen lütfen. Sert davranıyorum sana biliyorum. Ben özür dilerim. Son zamanlarda yaşadıklarımız iyice psikolojimi bozdu. Hadi Helen aç işte!" dedi. Pişman olduğu belliydi. Ama konuşmak istemiyordum.
"Lütfen biraz yalnız kalmak istiyorum." dedim ısrarla. Sonra Yağız'ın sesini duydum.
"Bırak biraz yalnız kalsın. Kendini toparlasın." dedi.
"Biz aşağı iniyoruz. Bir şeye ihtiyacın olursa seslen." dedi Aleyna ve ayak seslerini duydum.
Yatağın içine girip örtüyü başıma kadar çektim. Gözlerimden yaşlar süzüldü. Sonra gözlerim kapandı.
Uyandığımda her yer karanlıktı. Acaba saat kaç? diye düşündüm. Eğilip telefonumu aldım. 02.17 baya uyumuşum.
Gece lambasını açtım. Yatakta doğruldum ve tam kalkacakken yerime yapışıp kaldım. İçme korku doldu. Size de olur mu bilmiyorum ama bende sürekli birinin beni izlediği hissine kapılırdım. Şimdi yine öyle hissediyordum. Tam arkamda biri varmış gibi. Her yerim titremeye başladı.
Birşeyler yapmalıydım. Arkamda biri vardı ve beni izliyordu biliyorum. Bağırsam bana zarar verebilir. Arkamı dönsem ne ile karşılaşacağımı bilmediğim için korkuyordum. En iyisi konuşmaktı.
"A-arkamdamsın öyle değil mi?" dedim korka korka. Sonra bir nefes sesi duydum.
"Evet arkandayım. Ama sakın korkma ve arkanı dön." dedi bir erkek sesi. Yerime sıçradım. Bu sesi tanıyordum. Sürekli gizli numaradan arayan psikopat. Derin bir nefes aldım. Tüm cesaretimi toplayıp hızla arkamı döndüm.
Üstünde siyah deri ceket olan siyah pantolonlu ve yüzünde siyah maskeli biri vardı. Lambanın ışığı yüzüne vurduğu için net görebiliyordum. Gök mavisi gözleri vardı. Dudakları pembe mi desen kırmızı mı desem bilmiyorum ama koyu bir renkti. Biraz düşününce bu gözlerin bana tanıdık geldiğini fark ettim.
Ayağı kalktı. Korktuğum için ben de kalktım ve ona döndüm. Üstüme yürümeye başlayınca veb de geriye doğru gitmeye başladım. En sonunda ben duvara toslayınca karşıma gelip elimden tuttu ve kendine çekti. Tek eliyle iki elimi tuttu ve elini belime sarıp kendine çekti. Bedenim bedenine değince korkudan gözlerimi kapattım. Ama o çenemden tutup kafamı kaldırdı ve yüzümüzü aynı hizaya getirdi. Ben de gözlerimi açıp ona baktım.
Diğer eliyle cebinden bir bıçak çıkardı. Bıçağın ucunu yanağıma bastırıp aşağı doğru çizmişti. Kesilmemişti ama canım yanmıştı.
"Seninle yüz yüze konuşmamız gereken şeyler var." dedi kendi gibi soğuk sesiyle.
"N-ne konuşucaz?" durdu. Kolunu gevşetti ve beni kolumdan tutup yatağa oturttu. Bıçağı cebine geri koyup buz gibi gözlerini üstüme dikti.
"Biliyor musun sevdiklerinin çırpınışlarıyla acı çekeceksin. İntikamımı alıcam."
"Sana ne yaptım söyler misin?" dedim sesim titredi.
"Bunu şimdi söylemicem. Zamanı gelince zaten öğreneceksin. Öncelikle sana da bana yaptığın gibi acı çektiricem."
"Sana ne yaptım ben? Nasıl sana acı çektirdim? Kimsin sen?" dedim gözlerimden yaşlar akarken. Cevap vermedi. Biraz sessizlik oldu.
"Sude'yi neden öldürmedin? Onu öldürdüğünü sanmıştık."
"Çünkü ona acıdım. Bana çok sevdiğim birini hatırlattı." dedi ve gözlerinde bir hüzün belirdi.
"Dün bizim konuşmalarını nasıl duydun?"
"Dinleme cihazı diye bir şey var gerizekalı! Ama artık ona ihtiyacım yok çünkü ben istediğimi aldım. Tekli koltuğun altında." kapıya doğru hareket edince onu durdurdum.
"Bana konuşmamız gereken şeyler var demiştin?"
"Buraya asıl geleme amacım kafanda bazı soru işaretlerini gidermek. Ama çok saçma sorular soruyorsun. Bu yüzden gidiyorum." dedi ve kapıyı açtı. Tam odadan çıkacakken bana döndü
"Geldiğimi kimse bilmeyecek." dedi sert ve soğuk bir şekilde. Kafamı aşağı yukarı salladım. Ve odadan çıkıp kapıyı kapattı. Hızla peşinden çıktım ama evde değildi bu kadar kısa sürede nasıl evden çıkabilmişti ki?
Odama gidip yatağa uzandım. Aklımı kaçırmak üzereydim.
BEN ONA NE YAPTIM? ........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEŞİMİZDEKİ PSİKOPAT
УжасыHiçbir şeyden habersiz yaşayıp giderken bir ölümle başladı maceramız. Önce iki kişiyken sonradan bir kişiye daha açıkladık sırrımızı. Her geçen gün benim yüzümden başkalarının çırpınışlarıyla acı çekiyordum. Peşimizde gizemli bir psikopat.. Başımız...