*DENİZ*
Kafamı kaldirmayıp başımı daha çok dizlerine yayarken onu düşündüm. Daha sonra içimden gelen bir istekle "bazen seni onun yerine koyuyorum!" dedim. Bir şey demesini bekledim ama sesi çıkmıyordu. Şimdiye çoktan benim başımı ağritmasi gerekiyordu ama garip bir şekilde sesi çıkmıyordu. Hemen başımı kaldırıp ona baktım.
Omzu koltuğun köşesine düşmüş uyuyordu. Uyuşmuş muydu ??!! Hemen mi?!!! Birde yetmezmiş gibi iki elinide mavi peluş ayicigina sarmıştı. Gülümsedim . Tamamen çocuğa benziyordu. Ama o hiç çocukluk yaşamamisti . Bunu davranışlarından anlayabiliyordum. Bana büyük bir umutla 'cidden çocuk gibi mi davranıyorum?' demişti. Ne diyeceğimi bilememistim. Onun kadar masumdu. O da çocuk gibiydi. Masumdu ,saftı ,zekiydi. Çok narindi. Dokunsan kırılacak gibiydi. Ama benim yüzümden çocuklugunu harcamıştı. Benim yüzümden ölmüştü ama ben onu durduramamistim bile!!! Şimdi dizlerinde yattığım kişi eğer onun gibiyse bu sefer ona sahip çıkacagim. Tek onun dizlerinde böyle rahat ederdim. Onunla buraya gelirdik. Oda böyle ayaklarını uzatirdi. Bense onun dizlerine yatardim. Bir süre konuşmazdık.
Bu kız ayaklarını uzattıginda gözümde onu canlandırdım. Ayaklarında onun kadar rahattı. Evet ona çok benziyordu. Kumsal'ı düşündüm. Yinede çok farklı bir kızdi . Atarliydi. Bir yönden banada çok benziyordu. Evet bu kız banada onada çok benziyordu.Şaşkin şaşkın
onu izlemeye başladım. Sonra birden çok yorgun hissetmeye başladım. Göz kapaklarim ağırlasmaya başladı. Sonunda gözlerimi kapattım. Bu gece çok güzeldi. Kısacası ondan sonra ilk defa bu kadar rahat hissettim.*
Sabah uyandığımda ayaklarımın üstünde bir ağırlık hissettim. Ama ağır bir ağırlık değildi . Tam tersine huzurluydu. Kafamı kaldırıp ayağıma baktığımda Deniz'in başını gördüm. Evet Deniz ,dur bir dakika Deniz ayağımda mı uyumustu!!?!
Sevindim . İçimde tuhaf bir mutluluk belirdi. Ama bu mutluluk uzun sürmedi. Çalan telefonumun sesi her şeyi mahvetti. Ekrana baktiktan sonra oflayarak söyleyeceğim yalanları düşündum .
En sonunda derin bir nefes alıp telefonu açtım.
"Efendim?!!"
"Kumsal neredesin çok merak ettim!?!"
"Sen mi her neyse seninle tartismicam ne var?!!!?"
"Kumsall!! merak ettim hem Deniz nerede senin yaninda mı çabuk eve gelin hemen ?!!!!!!"
"Ama ?!!"
"Çabuk !!"
Hiç bir şey söylemeden telefonu suratına kapattım. Sinirim bozulmuştu. Keşke babamla evliykende ilgili davransaydi keşke !?! Ben böyle düşünürken tekrar telefonum çaldı. Telefonu açtığımda
"Alo ?!"
"Kumsal nasılsın?!!"
"Iyiyim sen nasılsın?!?"
"İyi gibi !"
"Nasıl iyi gibi ne oldu Can ?!"
Canin durumunu duyunca yayildigim yerden dogruldum. Baktığımda Deniz uyanmış beni dinliyordu. Ona 'sesiz ol lütfen' bakışları yolladıktan sonra Can'ı dinlemeye başladim.
"Aslında önemli değil !"
"Can !!!?"
"Tamam okulda konuşuruz !"
"Peki kaçmak yok anlaticaksin !"
"Senden kaçış yok değil mi ?"
Bunu gülerek söylüyordu. Bende gülerek"hayır yok !!" dedim.
Oda gülerek telefonu kapattı. Yüzümde küçük bir tebessüm belirdi. Deniz beni izliyordu. "Yüzünde böyle aptal gülümseme oluşturacak kadar ne söyledi !?!"
Bunu kaşlarını çatarak söylemişti.
"Sanada günaydın!" dedim ve önüme döndüm. O bana son kez bakıp arabayı çalıştırdı. Bende ona bakmadan "annemgil bizi cagiriyormus hesap verecekmişiz!!"
Bunu ona bakmadan söylüyordum. Ama bana baktığını hissedebiliyordum .
Evin önüne geldiğimizde son kez birbirimize endişeli şekilde bakıyorduk. Annemgil pencereden bizi izliyordu. Bir şey çaktırmadan Deniz'e yaklaştım. O da bana bakıyordu . "Simdi bizi resmen sorguya çekecekler !" dedim.
O da bana "evet !" dedi.
Alaycı bir sekilde gülümseyerek "bir yalanın var mı bari?!!?" dedim.
Bana bakıp "senin ?!" dedi. "Hayır !!" dedim. Oda "bana bırak !" dedi. Ona 'sana güveniyorum 'bakışı attım. Birden yüzünde anlayamadığım bir ifade belirdi. Ne yapmıştım yani yine mi sucluydum off !!
Bizi camdan dikizleyen ana mahkemenin önüne geldiğimizde onlar yine aynı siyah deri koltuğu gösterip "oturun!" dediler. Bu siyah koltuk sanırım bizim sorgu koltuğumuzdu. Bizi bakıp sonra aralarında bakıştilar . En sonunda bize bakıp "sizle biz dün ne antlaşma yapmıştık!"
Deniz bana baktıktan sonra "antlaşma mı ha şu dünkü konuştuğunuz garip şeyler mi?!" Ertan gözlerini devirip Deniz'e döndü ve "evet oydu !!!" dedi. Denizin yüzünde alaycı bir tebessüm belirdi. Ben Deniz'e bakıp 'sus'bakışı attım ve sonra onlara döndüm. Dikkatle ne tepki vereceğim diye bana bakıyorlardı. Onlara baktıktan sonra yüzüme yalancı bir gülümseme yerleştirip "siz dünkü dediklerinizde ciddi miydiniz?!" dedim. Annemin kasları çatıldı. Yüzünde 'hiç şaşırmadım !' der gibi bir ifade vardı. Sonra bana bakıp "artık hesap veriyorsunuz !" dedi.
Bende ona meydan okur gibi "önceden nasıl bizimle ilgilenmiyorsan şimdide umursama diğeri sana ters!"
"Kumsall !!! bugünlük sizi affediyoruz ama bir dahakine bizimde haberimiz olsun !?!" dedi.
Bende ona alayla 'siz olmasanız ne yapardık !?!!' bakışı attım . O hala bana bakıyordu. Sonunda Deniz "bizim hazirlanmamiz gerek malum okula gideceğiz sizin şu çok önemli konusmaniz bittiyse !!?" dedi . Son sözcüğü bastırarak söylemişti. Onlar "gidebilirsiniz !" deyince bende Deniz'in yanına gittim. Son kez onlara bakıp birlikte merdivenlerden yukarı çıktık. Yukarıdaki koridora çıktığımızda ona gülümseyerek "gayet iyiymissin " dedim. Oda bana bakıp gülümseyerek "sormaa!" dedi. İkimizde gulumsuyorduk. En sonunda bir şey hatırlamış gibi bana döndü ve "biliyorsun yarın pazartesi yola çıkacağız simdiden hazırlan ve hiçbir şey caktirma !" dedi. Bende ona bakıp 'sen merak etme 'bakışı attım.O son kez bana bakıp odasına doğru yürüdü. Bende kendi odama doğru yürüdüm. Odaya girdiğimde ne giyeceğim diye düşünmeye başladım. En sonunda bol beyaz tişörtümü giydim. Altımada kalçalarımı kapatan hatta biraz daha uzun kot eteğimi giydim. Tişörtü eteğin içine kattım. Ayağımada beyaz converselerimi giydim. Kot rengi kumaş çantamıda aldıktan sonra saçlarımı taradım. Gözlerime eyelenier çektikten sonra şeftali rengindeki parlatıcımı sürdüm. Ağır olmayan parfümümü de sıktıktan sonra aynada kendime son kez bakıp odadan çıktım. Kapıdan tam çıkarken Denizde odasindan çıkmıştı. İkimizde aynı anda kapılarımızı kapattık. Üzerinde kırmızı kafatası olan siyah bir tişört giymişti. Altına siyah bir jean giymişti. Sol omzunda siyah çantası vardı. Çok tatlıydı. Siyah bu çocuğu çok etkileyici yapiyordu. Allah'ım ne diyorum ben!!!
Benim yanıma geldi ve beni bir kez daha baştan aşağıya süzdükten sonra "o yavşak için mi bu kadar hazırlanıyorsun !?!" dedi. Bende ona bakıp alaycı bir gülümsemeyle "haahh çok komiksin!!" dedim ve gözlerimi devirdim. O hala bana bakmış sırıtıyordu. Sinirle onun önünden geçip merdivenlerden aşağıya indim. O da arkamdan geliyordu. Masanın önüne geldiğimizde annem bir bana bir Deniz'e baktı ve " oturun hadi kahvaltı yapın ve sabah sabah surat aşmayı kesin !!"
Biz birbirimize bakıp oturduk. Sonuçta yarın kahvaltıda biz olmucaz!! Bir şeyler yedikten sonra masadan kalktık. Son kez onlara baktıktan sonra kapıdan çıktık.
Deniz bu sefer "seni ben bırakırım !" dedi. Sonrada şoföre gidip bir şeyler söyledi. Geldiğinde arbaya bindi bende onun yanına bindim. Konuşmadan ilerliyorduk. Şoför 'ün Deniz'i bıraktığı yere geldiğimizde
bana döndü. Bende çantamı omzuma takıp arabadan indim ve ona küçük bir tebessüm yolladım. Sonrada arkama bakmadan okula doğru yürümeye başladım. Bir yandanda yarın çıkacağımız yolculuğu düşünuyordum. Onunla yolculuğa çıkmak ... düşünmek bilene bir garip hissettiriyordu. O Denizdi. Sert çocuk ama benim yanımda yaşamak istediklerini yaşayamamış bir çocuk gibi davranıyordu. Artık onu çözemiyordum. Aslında onu hiç çözememiştim ama bu sefer daha bir garip davranıyordu. Bahar'ı bir kızla konuşurken gördüğümde o gün aklıma geldi. Yüzüm asildi. Sonra Baharda beni fark etmiş olmalıki onunda yüzündeki gülümseme silindi. Bana kötü kötü bakıyordu.
Koridorun sonuna doğru giden Can'ı görünce bakislarimi o tarafa doğru çevirdim. Beni fark etmemiş olmalıydı. Eğer fark etmiş olsaydı hemen yanıma gelirdi. Aslında fark etmesede gelirdi ama neyse !!
Can'ın arkasından gitmeye başladım. Hızlı hızlı bizim gittigimiz yere doğru yürüdü ve yine çimenlerin üstüne yattı ve gökyüzünü izlemeye başladı. Sessizce yanina gittim ve bende yanına yattım. Onun baktığı yere gökyüzüne baktım. Birkaç dakika sessizlikten sonra "babam derdiki gerçekten mutlu olmak istiyorsan kötü şeylere katlanmalisin kötü şeyler seni mutluluğa daha çabuk ulaştırır " bunu ona söylerken babamı ne kadar özlediğimi fark ettim. Evde yalnız başına ne yapıyodur acaba!! ? Aslında biz varkende yalnızdı ama ben vardım bari ama şimdi annemin saçma sapan nedenleri yüzünden şimdi tamamen yalnız kaldı . Ama iki gün sonra göreceğim . "Keşke öyle olsa!!!" düşüncelerimden ayrilip hayal kırıklığına uğramış sesin sahibine döndüm. İlk defa onu böyle görüyordum. Neşeli Can'a ne olmuştu böyle aslında Deniz'e ne olmuştu böyle!? bu günlerde herkes çok garip davranmaya başladı. Yattığım yerden doğrularak kalktım ve çimenlerin üzerine oturdum. Ona dönüp "Can ne oldu?!!" sesim ciddileşmişti. Tabikii de ciddileşti !!Can'ı ilk defa böyle görüyordum. Hep o beni düzeltirdi şimdi sıra bende. Bakışlarını bana çevirdi ve oda doğrulup çimenlerin üzerine oturdu . Ona 'hadi söyle!' bakışı attım. En sonunda pes etmiş bir şekilde nefesini bıraktı. Ona dikkatlice bakıyordum. İlk gördüğümde ne kadar neşeliydi. Sanki hayatta hiç derdi yokmuş gibi . Bu yönünü kıskanmıştım.Ona ne oldu bilmiyorum ama ben eski Can'i geri istiyorum. "Bazen kendimi ıssız bir kuyudaymiş gibi hissediyorum. Kapkaranlık !! Etrafa bakiniyorum
Bir çıkış var mı diye bakiniyorum. Ama sadece sondaki küçük kırmızı nokta ! Benim karanliğımdaki tek ışığım o kırmızı nokta !!"
Kırmızı nokta mı anlamayan gözlerle ona baktığımda yuzunde küçük ama hüzünlü bir tebessüm belirdi. "sen gerçeksin değil mi?" Bana büyük bir umutla bakıyordu. Sanırım vereceğim tepkiyi merak ediyordu. Hayır desem ne yapardı acaba!? Lanet olsun ki evet lanet olsunki yaşıyordum. Ona bakıp hüzünle "maalesef yaşıyorum !"
dedim. Bana bakıp ciddi bir sesle "senin üzülmene asla izin vermeyeceğim ! bu sefer olmaz!" Ona bakıp yorgun bir şekilde "bende senin!! bu halini hiç sevmedim !" dedim yüzümü buruşturarak ! Bana bakıp sırıtmaya başladı. Evet sonunda onu güldürmeyi başarmıştım. Onunla birlikte bende gülmeye başladım. Sonunda ona bakıp sarıldim ve kulağına eğilerek
"Seni benden başka kimse üzemez buna izin vermeyeceğim!!!"dedim.Bana bakıp parlayan gözleriyle gülümsedi.Bende ona gülümsüyordum. Sonunda zilin çaldığını duyduğumuzda ikimizde isteksizce okula doğru yürüdük. Sınıftan içeri girdiğimizde Deniz farklı bir şekilde bana bakıyordu.
Tabi diğerleride Can'a bakıyordu.
Ama ben hala Deniz'in neden bana böyle baktığını düşünüyordum. En sonunda pes edip başımı kollarımın arasına alıp uyumaya başladım.
Artık Deniz'i tanıyamıyordum.*Deniz *
Kumsal'ı bıraktığımda arbayı görünmeyen bir yere park ettim sonrada yavaş adımlarla okula doğru yürümeye başladım.Kumsal ortalıkta yoktu. Kim bilir o yavşak kıza nasıl sulanıyordur. Sonrada duvarın arkasındaki bizim çeteyi gördüm. Beni görünce hemen geri çekildiler ve bende yerime durdum.
Bahar sinirle bir şeyler anlatıyordu.
Bahar'ı sinirlendiren kimse takdir edeceğim.
"O ucube kız sinirlerimi altüst etti !" Ateş zevkle onu dinliyordu ve hemen sorusunu sordu " hangi ucube kız ?"
Bahar Ateş'in sorusuna karşılık gözlerini devirdi.Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Ayy Ateş sinirsin neyse hani varya şu sizin sınıftaki..."
Bunu bana söylemişti. Ateş hemen benim yerime sordu " hangisi Bahar ?!!" Bahar benim sormam gereken soruları Ateş'in sorduğunu gordükçe deliriyordu. Bakışlarımı başka tarafa çevirdim.
"Ya şu yeni olan kırmızı saçlı aynı ucubeye benzeyen şu Can'ın yanında takılan ..."
Ateşle ben bir anda bakislarimızı Bahar'a çevirip aynı anda "hangi kırmızı saçlı kız !!?" dedik. Bahar bizim ani tepkimize ve benim yorum yapmama şaşırmış olmalıki "ayyy offf aahaa şu !?" dedi ve bir yere
bakmaya başladım. Kumsal hızlı adımlarla okulun çıkışına doğru gidiyordu. Bir dakika lan Kumsal mı?!! Ne alaka lan!!! Ateşte benim kadar şaşkındı ve bana endişeyle bakıyordu. Lan tabiki endişeli olacaktı . Bahar'a bulaşmıştı. Bahar bu kızı mahvederdi. Ateş bakışlarını benden ayırıp Bahar'a döndü. Şaşkınliktan sesi değişmişti.
" Bahar şu işi doğru düzgün anlatsana !!?!"sesi ciddileşmişti. Bahar Ateş'in ani tepkisine karşılık şaşkınlıkla "ben yine geçen gün bir kızı uyarıyordum. Derse girmemiştim . Kızı tam ikna ediyordumki bu ucube öne atıldı ve kızı benim önümden alıp arkasına sakladı.' Kimseyle uğraşma 'filan dedi lan kızdaki cesarete bak yeni filan diyonuz ama tam bir ucube neyse ben ona kim olduğumu göstereceğim!!"
Geçen gün mü haaa evet Kumsal derste izin almıştı. Daha sonra zil çalana kadar görmemiştim. O zaman olmuş olmalıydı sinirle"dokunmayacaksın!!!!!" Bahar şaşkınlıkla bana bakıp "anlamadım!?!!!!!"
"Dokunmayacaksın Bahar!!!"
"Ama Deniz?!şey..."
"Duydun !!!!!!!!"
Sinirle okulun çıkışına doğru yürüdüm. Ateş arkamdan beni takip ediyordu. Okulun arkasındaki harabeye geldiğimde sinirle yerdeki tenekeleri tekmelemeye başladım.
Ateş endişeyle bana bakıyordu.
Sonunda düzensizce yığılmış kayaların birinin üzerine oturdum. Oda çekinerek yanıma oturdu. Bir süre sessizlik olduktan sonra sessizliği Ateş bozdu.
" bunu ona yapma!!!!!"
Soran gözlerle ona baktigimda "Kumsal'da onu görüyorsun biliyorum !!"
Derin bir offf!! çektim.
"Deniz böyle yaptıkça işleri daha berbat yapıyorsun . Kumsalı bırak ona da aynısını yaşatma !başkalarının iyiliği için onları feda etmeyi bırak !!"
Bunu söylerken gözleri sulanmıştı.
"Ateş..."
"Deniz görüyorum Can'da senin gibi yapıyor onu görüyor . Günden güne daha çok etkileniyor Deniz Can'ı ne zamana kadar mutlu ediceksin o senin yüzünden öldü ama sen bir şey yaptigin için degil yapamadığın için!!!"
Bakışlarımı kaldırıp Ateş'e çevirdim. Izdırab çekiyordu. Gözlerinden anlaşılıyordu. Tek ben acı çekmiyordum. O da kardeşini kaybetmişti. Ona bakıp "Ateş dayanamıyorum !!"dedim. Bana şaşkınlıkla baktı. Sonra "Deniz Kumsal'a dikkat et bu sefer dediğimi yap !!!!!"
Ona bakıp "Bahar 'ı ondan uzak tutmamız gerekicek !" dedim.
Bana bakıp çaresizce "bu biraz zor olacak !!!?" dedi. Yavaşça ayağa kalktım. Dikkatle beni izliyordu. Sonra birden elimi yumruk yapıp duvara geçirdim. O gelip benim yakama yapışıp "sakın sakın yapma !!!!" dedi. Bakışlarımı yumruk yaptığım elime çevirdim. Kanıyordu ama umrumda değildi.
Sessizce sınıfa doğru yürümeye başladım. Ateş arkamdan geliyordu.
Bizim sınıfın kapısının önüne geldiğimizde bakislarimı Ateş'e çevirdim. Oda kendi sınıfına doğru gidiyordu. Bana son kez baktıktan sonra sınıfına girdi. Bende kendiminkine girdim ve sırama oturdum. Birkaç dakika sonra sınıfa Kumsal girdi . Dikkatle onu izliyordum . Arkasındanda Can girdi . Kumsal bana şaşkınlıkla bakiyordu. En sonunda sırasına oturdu ve başını kollarının arasına koyarak uyumaya başladı. Bir kaç dakika onu izledikten sonra bende aynısını yapiyordum. Sanki herkes susmuş biz konuşuyor gibiydik . Bu kadar çok uyum normalmiydi !???

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~KUMSALDAKİ DENİZ~(DÜZENLENİYOR)
Novela JuvenilSen sigara gibisin. Hem çok zararlısın hemde beni kendine daha çok bağlıyorsun.Bağımlılık yapıcısın .Bunun için bir daha bana sigara içme deme çünkü sigara içerken her soluduğum hava bana seni veriyor . O soluduğum zehirli hava bana senin nefesinmiş...