Elleri ceplerinde yavaş adımlarla yürüyordu. Ağzından hiç eksik olmayan sigarasını gecenin karanlığıyla buluşturdu. Sıkıntıyla iç geçirdi.
Her şey boka sarıyordu genç adamın hayatında. Babasının o aptal sevgilisinin oyunlarına gelmesine katlanamıyordu.
O kadın babasını bir kukla gibi elinde oynatırken biliyordu ki kadın babasının parasını seviyordu.Şimdi bir geneleve bir fahişeyle birlikte olmak için gidiyordu. Bu her zaman yaptığı bir şey değildi fakat babasıyla bu gece de o kadın yüzünden tartışmıştı ve aniden buraya gelmeye karar vermişti. Neden böyle bir şey yaptığınıda bilmiyordu. Aslında şimdiden pişman olmuştu fakat geri dönmeyerek otelden içeri girdi.
İçeri girerken onu yaşlı bir kadın karşıladı. Fazlasıyla samimiydi ve yüzünde fazlasıyla makyaj vardı. Bu yaşlı kokona ayak üstü Demir'e asılıyordu. Demir umursamadan odanın anahtarını aldı.
Bu sırada en üst katta odaları temizleyen Gece, az sonra Demir'in gireceği odayı temizliyordu. Gece, buraya zorla getirilmiş fakat hiç konuşamadığı için ve yaşına rağmen küçük gösterdiği için fahişelik yerine otelin ayak işlerine bakıyordu. Aceleyle kimse gelmeden çarşafı değiştirmeye çalışırken açık kapıdan Demir içeriye girdi.
Arkası dönük çarşaf ile uğraşan kızı görünce ilk başta şaşırdı, fakat onu bu gece ki fahişesi sanarak arkasından usulca yaklaşıp belini tuttu. Kız yine buraya gelen iğrenç heriflerin tacizine uğradığını düşünürken korkuyla onu belinden tutan genç adama baktı. İrkilerek geriye doğru sendeledi. Genç adam kıza yaklaşarak boynunu öpmeye yeltendi. Korkuya kapılan kız minik elleriyle genç adamı sert göğsünden itmeye çalışırken genç adam o anda donakaldı. Kız korkmuştu. Bu küçük kız bir fahişe olamazdı. Böylesine ürkek bir kız çocuğu bir fahişe olamazdı. Ondan korktuğu aşikârdı. Fakat farkettiği bir diğer şey ise tıpkı annesine benziyor olmasıydı, ölmüş olan annesi.Onun gibi bakan ürkek gözlere sahipti. Onun kadar masum, onun kadar savunmasız gözüküyordu. Annesinin özlemi içine dolarken kızdan uzaklaştı. Bu sırada içeriye kalçasını zor kapatan bir elbise ile aşırı makyajlı fahişe kız girdi.
Ağzını yayarak,"Neler oluyor şekerim, bu dilsizle ne işin var?" demişti.
Gece başını yere eğerken genç adam "dilsiz" kelimesine takılmıştı.
"Çık dışarı" dedi sert bir sesle genç adam. Kız ilk başta itiraz edecek gibi olsa da Demir'in bakışlarından ürkerek geri geri dışarı çıktı.
Gece içinden kendisine küfürler yağdırırken korkuyla genç adamı izliyordu. Ona zorla sahip olursa, bu sefer gerçekten dilsiz olurdu. Aslında konuşabilen kız, hayata küsmüştü. Annesi ile babasının ölümünden sonra kimsesiz olduğu için sokaklara düşmüştü. Kimseyle cesaret edip konuşamadığı için herkes onu dilsiz olarak biliyordu.Zaten o da bunu kabullenmişti. Sesini dahi unutmuştu.
"Sen konuşamıyor musun?" diye sordu Demir. Kızdan bir tepki bekliyordu ama o kıpırdamadan ona bakıyordu. Demir sıkıntıyla nefesini dışarı verirken genç kız bakışlarını ondan kaçırıyordu.
"Senin adın ne ?"
Demir'in ikinci sorusuna genç kız cebinden kağıt ve kalemini çıkarttı.
"Gece."
Demir, tatmin olmuşcasına kafasını salladı.
"Demir," dedi. Sonra kıza fırsat vermeden devam etti. "Tamam o zaman. Sana bir teklifim var. Bak iyi dinle beni. Sana temin ederim ki başına hiçbir şey gelmeyecek. Sana hiçbir şekilde dokunmayacağım. Sadece senin gibi bir kızın böyle çirkin bir yerde çalışması imkansız. Seni buradan kurtarmama izin ver."
Aceleyle cümlesini bitirip kızın yüzüne baktı genç adam. Onaylayan bir tepki vermesini bekliyordu. Gece cebinden bir not defteri çıkarıp onun buraya ait olduğunu ve buradan çıkarsa öldüreceklerini yazmıştı.
"Bunları düşünme, onları ben ikna ederim. Sen kabul et yeter."
Gece bir sefer de olsa bir insana güvenmek istedi. Onun gözlerindeki anne özlemini görür gibiydi. Onun iyi bir insan olduğunu hissediyor, inanmak istiyordu.
Burada olmaktan nefret ediyordu. Buradan kurtulmak için çıkış bileti bu genç adamdı.
Kağıda "Kabul ediyorum." yazmıştı.Genç adam kıza gelmesini söyleyerek beraber giriş kata indiler. Bu sırada Gece'yi gören yaşlı kokona kıza öfkeyle baktı.
"Nerede kaldın dilsiz?
Çabuk tuvaletleri temizle, oyalanmayı kes.
Yoksa olacakları biliyorsun !"Elbette biliyordu. Nasıl dayak yediğini, nasıl işkencelere maruz kaldığı çok iyi biliyordu.
Bu sırada genç adam bu tehdide kaşlarını çatmış ve gereken cevabı vermişti.
"Dilsiz benimle geliyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE
Ficção AdolescenteBir gece, Bir kaza, Üç kayıp, Yıldızlara uzanan hüzün, Siyaha bulanan ruhlar, Can acıtan yıkımlar, Sonsuzluğa uzanan acı, Bir çığlık, ancak bu kadar sessiz olabilirdi. Bir kibrit çöpünün aydınlattığı karanlık ne kadar aydınlık olabilirdi ki? Tüm H...