"Kral elbette biliyordu ki, çocuklarından birisi onu tahtından gereğinden erkence indirecek ve yok edecekti,
Kral elbette biliyordu ki, büyük oğlu kuzeydeki tapınağa gider olmaya başlayalı yıl olduğundan beridir bu ihtimal artıyordu
Ve kral elbette biliyordu ki, bunu bir kraliyet kâhininin anlatmasına bile gerek yoktu."
"Senin evindeyim" Hashirama'dan gelen mesaj buydu. İki kelime, onun şimdiye kadar zorla durduğu evinden kendini postaladığını açıkça gösteriyordu.
O evde beklediğimden bile fazla kalmıştı.
"Bu korkunç" Çenemi avucuma yaslamış Harvey'in kafasından dumanlar çıkarak bana bağırmaya devam etmesini dinliyordum.
Olanları duymuştum. Mia tabii ki anlatmamıştı ama bir şekilde uçan kuştan haberimin olması gibi sette olan her şeyi biliyordum. En son olan olaydan beridir de, yani yaklaşık 48 saattir Harvey beni çağrı manyağı yapmıştı ve ben iki gündür ondan köşe bucak kaçacağım diye Hashirama'yı göremiyordum.
Çünkü Hashirama ile yakınlıkları vardı.
Sonundan beni Akatsuki'deki neden hala var olduğunu Mia'nın asla çözemeyeceği ofisimde olduğum kısacık bir anda yakalamıştı.
Ayrıca bu yaşlı Harvey'de acemi bir yönetmen gibi susmak bilmiyordu. Onu anladığımı söyleyemezdim ama set lanetleri, stalkerlar, ünlülerin ürkütücü hobileri gibi olaylara alışkın olmasını beklerdim. Kurama'nın lanetini ciddiye almasını, en azından bu kadarını beklemiyordum.
Gerçi setin ortasında midesini deşilmiş bir kedi bulmak lanet olsun veya olmasın pek iç açıcı bir şey değildi.
Midesi açılmış kedi derken bu son 48 saati geç bir haftadır Mia'yı görmemiştim, sette yatıp kalktığı ve boş kaldığı tek zamanlarda Fugaku'ya gidip duş alıp geri döndüğünü duymuştum.
Set lanetlerinin asıl onun etrafında dönmesi de bir tuhaftı zaten.
Yoo, hayır, lanetlerin onun etrafında dönüyor olmaması tuhaf olurdu belki de.
"Harvey" dedim sakin olmasını söyleyerek. Amerikan derin bir nefes alıp kızarmış suratını şişirdi.
"Ne var Madara" karşımda dikiliyordu ve biraz daha sinirlenirse morarıp patlayacaktı.
"Otur bir bardak su iç ve biraz aklını başına topla, sen olgun bir adamsın" dedim. Çatık kaşları mümkünmüş gibi daha da çatıldı.
"Olgun molgun değilim Madara, o olay açıklığa kavuşana kadar da olamayacağım" oturmadı ama önüne koyduğum koca bir bardak soğuk suyu tek seferde içti. Nefes nefese kaldığında biraz daha rengi normale dönmüştü ve sakinlemiş görünüyordu, elleriyle sertçe masaya tutundu
"Benim setimde otuz yıldır tek bir lanet bile olmadı Madara, tek bir stalker bile olmadı ama Amerika'dan beri sette olmayan şey kalmadı. Sahnelerim düştü, kıyafetlerim çalındı ve önemli bir sahnenin ortasında bir kedinin ölüsü vardı. İçi. Dışına. Çıkmış. Ölü. Bir. Kedi. Madara" son kelimelerin üzerine o kadar basmıştı ki salağın tekine mi anlatıyordu merak ettim.
Bu konuda göründüğüm kadar vurdumduymaz değildim ama sanırım böyle bir şeyler olmasını bekliyordum. Beklediğin bir şeyin olması bazen pekte mutmain edici bir şey olmuyordu. Özellikle en sevdiğin insanlardan birinsin başı beladayken.
Bir süre sessizlik içinde bekledik, Harvey sakinleşmeye çalışırken bende birkaç olası fikrimi tartıyordum. Sonra sakince bir koltuğa geçip konuşmaya başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Naruto no Ai!
FanfictionBoyXBoy Hikayesidir, Gerekli Yerlerde Uyarı Yapılmaksızın Smut,Şiddet ve Kan İçerebilir. Tanıtım Hikayenin Kendisi :3 Sanırım İlk Bölümlerde Bir Yerdeydi :D Türkiye'nin İlk İtachiXNaruto, SasukeXNeji Hikayesi olmakla beraber Naruto Alterntif Univers...