Karşımdaki Psikopat

77 21 4
                                    

...Karşımdaki manzaraya bakınca şok oldum . O da neydi öyle, yaaa! Hayır, imkansızdı böyle bir şey! Yaaaa, ama olamaz ki! Ağlamam daha da şiddetli bir hal almışken gökyüzü aynı çizgide seyralıyordu. Merak etmeyin karşımda bir canavar yoktu ne bir hırsız ne bir kanun kaçağı. Aslında bir canavar vardı hem de kafayı yemiş, psikopat bir canavar ×_× Yani ayna vardı ×_× Önce bayağı bir uzun kahkaha attım hem de o gözlerle, özür diliyorum galiba onlar üzüm taneleri idi hem mor-siyah-kırmızı arası hem de iri taneleriyle! Dağılmış saçlar, o gözler... Daha fazla dayanamadım ve " aynadaki ben " e hızlı bir - hem de bayağı-yumruk attım. İşte şimdi kriz geçiren bir psikopattım. Musluğa bir / iki yumruktan sonra lavoboya 3 tekme ve 4. yumrukta yere yapıştırdım. Elime geçen büyük parçaları da klozete savurdum ki bu davranışım ve ardından musluğu çekişim ile üç yerinden su fışkırmaya başladı. Demiştim size ben, bu oda " üç " e göre döşenmiş diye! Sonra kapıya bir tekme attım. Bir şeylere zarar verdikçe sanki acım hafifliyordu. Dışarıdan gelen birkaç hemşirenin sesi ile durdum. Sonra onlardan da ses gelmedi ve biri içeri girdi. Ben de ona doğru yaklaştım, bakış açısına girince < yüzümü görünce kendi yüz halini görse > diye düşündüm ve önce burukca gülüp sonra kahkaha attım. Hemşireyi " - Rahat bırakın beni! " diyerek odadan çıkardım ve kapıyı sonuna kadar kilitledim.<İnşallah kapının kilidi bozulur da pencereden atlamak zorunda kalırım > diye dua ettim. Sonra bunun çok saçma ve imkansız olduğunu düşündüm. Bir yandan hıçkırarak ağlıyor bir yandan kanayan elime bakıp kendimle dalga geçiyordum : " - Güçsüz Arya, Güçsüz Arya! " Sonra koştum ve iyice hızlanarak camdan orta sehpaya yumruk attım. Etim parçalanmıştı, kemiklerimi görebiliyordum. Sonra dondurucunun üstündeki o şık ve dikkat çekici aksesuarları alıp plazmaya fırlattım ve o an galiba şartelleri attırdım ☺. Bir yandan sızan su bir yandan şartelleri artıran küçük (!) kaza... Sonra kilitlediğim kapının önüne geldim. Benimle konuşmaya çalıştıklarının farkına daha yeni varıyordum. Ama burada olmalarını istemiyorum.  Bana acımalarını, öyle zavallıymışım gibi bakmalarını bir de o fısırdaşmalarını... Hiç birini hem de hiç birini ne görmek ne duymak ne de hissetmek istiyorum. Ama ne olursa olsun "Yemin ederim ki!"buna asla izin vermeyeceğim. Buna annem de dahil. Ayrıca ben gittiğimde annem ve babamın hatta dostlarımın ağlamasını ve ya beni yad edip üzülmesini istemiyorum ve bunun için,  bunun için... Kendimi onlardan soğutmalıyım , evet evet onları kendime bağlamak yerine soğutmalıyım! Nasıl olsa zaten ben gitsem bile hayat devam ediyor. Ben yoksam ne olacak? Annem su içmeyecek mi, babam çalışmayacak mı, arkadaşlarım okula gitmeyecek mi? Bakın, işe hayat devam edecek benden sonrada! Bir an doktor Tamay Hanımın sesiyle irkildim. Neden beni bu kadar umursuyorlar ki? Ben psikopat,  kafayı yemiş canavar kılıklı psikopatım işte! Ne var öyleysem!
   "-Beni rahat bırakıııınnnnnnnn" diye bağırdım avazımın çıktığı kadar, hatta elimden geldiğince uzatarak. Sırtımı yumruklanan ve tekmelerle açılmaya çalışan kapıya yasladım ve yavaşça aşağıya kaydım. Gözyaşlarıma engel olamıyordum. Sanırım yeni bir ağlama kriziydi bu. Yeniden salya sümük ağlıyor, çığlık atıyor ve yerleri tekmeliyordum. Yeni bir sinir krizine merhaba
de Arya!

Ölümü Beklerken; AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin