5. Bölüm 'Annem'

101 2 0
                                    

Eve girdiğimde yorgunluktan öldüğümü düşünüyordum. Yatakta uzanırken uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Bana kalırsa hemen uyuyacaktım ama eve girerken annem aramıştı ve tam konuşma ortasında seni bir saate arayacağım demişti.

Sesi güzel geliyordu, belki de işleri düzeltmeye başlamışlardı. Beni tekrar oraya çağırıyor da olabilirlerdi. İşte bu düşünceler uyumamam için bana güç veriyordu.

Yeni hattımı telefona takmıştım ve artık ben de Türk hattı kullanıyordum. Bu asla düşünmeyeceğim bir şeydi. Aslında ben neyi düşünmüştüm ki? Telefonuma gelen mesaj sesiyle irkildim.

Numara annemin numarasıydı. Neden mesaj atmıştı da aramamıştı?

'Skype aç kızım.' Annem iki günde Skype'i çözmüş müydü? Bu inanılması güç gibi gelse de dediğini yapıp çalışma masama oturup laptopu açtım. Skype'e bağlanarak anneme çağrı gönderdim.

Annem çağrı isteğimi kabul ettikten sonra ekranda belirdi. Yüzü gülüyordu, bu beni buraya geldiğimden beri en mutlu eden şey oldu.

"Yüzünü göremek istedim, nasılsın Begüm?"

Kelimeler dudaklarıma geliyor ama çıkmıyordu. İyi değilim anne, beni buraya neden gönderdin sanki demek istiyordum.

"Begüm, sesim gelmiyor mu kızım?" Annemin endişelenmeye başlayan haline baktım. Ben evdeyken de böyleydi. Telefonlarına cevap vermeden eve gelirsem yüzü tam olarak bu şekilde olurdu.

"Geliyor anne." Ve işte eve geldiğim zaman beni gördüğünde tam şu anda olduğu gibi bir rahatlama belirirdi güzel yüzünde.

"Nasılsın kızım?"

"İyiyim anne. Sen nasılsın?" Seni çok özledim anne.

"İyiyim ben de. Babanla İsveç'teyiz şimdi. İnternet bulur bulmaz seninle konuşmak istedim."

"İşleriniz nasıl gidiyor? Babamı da görseydim."

"Baban dışarıda kızım. İşler de iyi gibi." Dudaklarını ısırdı. Yalan söylüyordu. Bunu fark ettirmemeye çalışarak "Sevindim." diyebildim sadece. Acaba babamın dışarda olması mı yoksa işlerin iyi gitmesi mi yalandı?

"Seni çok özledim." Bu kelimeleri her ne kadar ben söylemek istesem de annem söylemişti. Bu da bir şeydi değil mi?

Annem benden bir şeyler söylememi istiyor gibiydi. İstediği şeyi ona söyleyemezdim. Düşüncelerimi kimseyle paylaşamamıştım ki ona söyleyebilecektim. Daha önce bir kere bile ona seni seviyorum dememiştim. Bunu yüzüme vurmak istercesine "Şimdi çıkmam lazım kızım, seni seviyorum." dedi.

"Görüşürüz." diyerek görüşmeyi kapattım.

Şu an benden giden sadece annem değildi. Göz yaşlarım benden istemsizce akıyor, ne yaparsam yapayım durduramıyordum. Bir taraftan kızıyordum kendime neden ona onu özlediğini söylemedin aptal diye. Ama yapamamıştım işte.

İçine kapanık bir kızdım ve ne yaparsam yapayım bunu değiştirememiştim. Annemi çok seviyordum ve bunu ona söylememiştim.

"Benim gibi evlat olmaz olsun!" diyerek daha sesli ağlamaya başladım. Beni kimin duyduğu ve onların benim hakkımda ne düşündükleri umurumda değildi. Şu an umurumda olan tek şey annemdi.

Şu an kim bilir ne hale getirmiştim onu? Acaba o da benim gibi bilgisayarın karşısında ağlıyordu muydu?

"Lütfen, lütfen Tanrım o ağlamasın." Göz yaşlarım durmak bilmiyordu. Kaç günün, kaç ayın acısı çıkıyordu acaba şimdi?

"Begüm, sakin ol." Orkun abi odama gelmiş arkamdan bana sarılmıştı. Geldiğini duymadığım yetmezmiş gibi bir de karşısında ağlıyordum.

"Begüm, kendini rahat bırak. Derin nefesler al." Dediğini yapmaya çalışırken ciğerlerimde biriken hava hemen dışarı çıkmak için çıldırıyordu. Onları görmezden gelerek derin derin nefes alıp verdim.

"İşte böyle küçük şey. Derin derin..." Sesli ağlayışım artık yavaşlamıştı. Sesim çıkmıyordu ama göz yaşlarım hala akmaya devam ediyordu.

"Şimdi kalk buradan yatağa geç." Yine dediğini yapıp yatağa doğru yürüdüm. Orkun abi ince yorganı içine girmem için kaldırmıştı. Yatağa yerleşip ona baktım.

"Teşekkür ederim."

"Bir daha ağlama. Yemin ediyorum o kadar zayıfsın ki ağlarken kopacaksın diye korktum. Evet mantıksız olabilir ama korktum. Küçücük bir şeysin zaten nasıl ağlayabiliyorsun anlayamıyorum sıska."

Dediklerine gülsem mi surat mı assam bilemedim. İç sesimi dinleyerek yavaşça, sesim bile çıkmadan güldüm. O da güldü. "Ben çıkıyorum şimdi, gidip annemi de sakinleştirmem lazım. Sesini duyunca ne yapacağını bilemedi zavallı."

Başımı sallayarak ona iyi geceler diledim. "Sana da iyi geceler sıska. Sabah okula bırakacağım seni erkenden uyan yoksa evde bırakırım seni haberin olsun."

"Tamam." diyerek güldüm. Bu kez içten gelen bir gülümsemeydi bu.

Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Ağladıktan sonra gelen uyku isteği çok güzeldi ve hiçbir şeyde yoktu.

Bunları şu an düşünüyor olmam beni korkutsa da umursamadım. Kendimi derinden gelen uykunun içerisine bıraktım. 

S.E.K.S (SEVGİNİN EBEDİYETİDİR KOŞULSUZ SEVMEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin