Son Bölüm~14

151 11 50
                                    

Yüzlerindeki saklanamayan telaş ve hızlı adımlarla karakoldan içeriye girdi iki genç kız. Aradıkları kişiyi dışarıya çıkmak için kendilerine doğru gelen bir grup erkek içinde bulmuşlardı. Hemen arkadaşlarının yanına gidip sarıldılar. Fakat arkadaşlarının arkasındaki adamdan uyarmak amacıyla gelen öksürük sesiyle sarılmaları kısa sürdü ve isteksizce ayrıldılar.

"Nasılsın?" Ha Na boğazında düğümlenen ve onu ağlamak için zorlayan sesine inatla konuştu. Cevap olarak sadece  küçük bir tebessüm alabilmişti.

Binanın kapısından dışarıya çıktıklarında hepsi durdu ve iki ayrı grup şeklinde zıt yönlere döndüler. 

Kidoh'nun sağında Ha Na, solunda ise Ji Soo duruyordu ve karşılarında duran kişilere bakıyorlardı merakla. Ha Na, omzunda hissettiği el ile irkilip sol omzuna baktığında Kidoh'nun da aynı şekilde sağ omzuna baktığı dikkatini çekti. İkisi de omuzlarındaki elin hafifçe itmesiyle ayrıldılar ve aralarına Bay Kim'in girmesine izin verdiler. Bay Kim'in uyarıcı bakışlarıyla Kidoh, karşısındaki yüzünde yaralar bulunan kendinden birkaç yaş büyük olan adama çevirdi bakışlarını.

"Özür dilerim. Tekrardan." Sesindeki huzursuzluk sözleriyle çelişiyordu adeta.

"İdolleriniz hep böyle değildir umarım. Şirketlerimiz birleştiğine göre bir daha böyle bir terbiyesizlik istemiyorum." Bay Kim'in yaşlarındaki adam öfkeli bir şekilde konuşmuştu gözleri Kidoh ve Bay Kim arasında gelip giderken.

"Merak etmeyin Bay Bang, böyle bir durum bir daha olmayacak." Ortaklıklarının tehlikeye girmesinden endişelenen Bay Kim içindeki endişeyi saklayıp düz bir sesle konuşmuştu.

İki grup da ayrılıp zıt yönlere ilerlemeye başladılar bu sefer. Bay Kim, arkasından ilerleyen oğlanı ve iki kızı da durdurdu, sert bakışlarıyla onları süzdü.

"Sizin burada ne işiniz var?" İşaret parmağı Ha Na ve Ji Soo arasında gidip gelirken sordu.

"Haberlerde arkadaşımızı gördük ve merak ettik. Bunda yanlış olan ne?" Ha Na, Bay Kim'e meydan okurcasına konuştu.

"Muhabirler uzaklaştırılmamış olsaydı bu yaptığınız yüzünden bir sürü dedikodu çıkabilirdi. Dikkatli davranmanız lazım. Artık stajyer değilsiniz." Bay Kim aynı şekilde Ha Na'ya cevap vermişti.

"Onu uzun zamandır göremiyoruz. Arkadaşımız hakkında endişelenmenin neresi suç?" Ji Soo, Bay Kim'in sert bakışlarının kendine yönelmesine sebep olmuştu.

"Dediğim gibi artık stajyer değilsiniz. Böyle olması çok doğal." Bay Kim arkasına dönüp yürümeye devam etti. "Şimdi buraya nasıl geldiyseniz öyle gidin."

Bay Kim'in arkasından yürüyen üç genç durdu ve birbirlerine baktı. Kidoh ilk önce Ji Soo'ya sarıldı.

"Yarın mutlaka yurtta kalın. Hojoon ile size bir mektup göndereceğim." Fısıltıyla Ji Soo'nun kulağına konuşmuştu Kidoh. Ayrıldıklarında Ji Soo gözlerini kapatıp açarak onaylama mesajını vermişti. Sonrasında Ha Na'ya sarıldı Kidoh. Aynı şeyleri ona söyleme gereği duymamıştı, Ji Soo'nun Ha Na'ya söyleyeceğini biliyordu. Zaten Ha Na da Kidoh ve Ji Soo'nun uzun kucaklaşmalarından bir şeyler olduğunu anlamıştı.

...

Ha Na ve Ji Soo yurtlarında geldiklerinde hemen odalarına girmişlerdi. Ha Na, Ji Soo'nun şimdi söyleyeceğini biliyordu o yüzden hiçbir şey demeden bekliyordu Ji Soo'nun konuşmasını.

"Biliyorsun ben sinirliyken ne dediğimi bilmiyorum." Ji Soo çekingence konuşmaya başladı fakat Ha Na'nın beklediği sözler bunlar değildi. Bu yüzden şaşkın gözlerle Ji Soo'ya döndü.  "Çok kaba konuşup seni kırdığımı biliyorum. Defterinde öyle okuyunca ben gerçekten şey sandım." Ji Soo cümle kuramıyordu ve utancından kıpkırmızı kesilmişti. "Özür dilerim."

TogetherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin