Bölüm~5

354 41 17
                                    

NOT: Tatsız maden faciası yüzünden geç yayınladım bölümü ve geç olduğu için de uzun bir bölüm yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz.

Medyadaki gifte Hongbin ve Ken var, videoda ise Speed'den One Day ve Never Say Goodbye şarkıları var.

Keyifli okumalar...

^-

 .

 .

 .

 .

~HATIRLATMA~ 

İki genç endişeyle yerlerinden hızla kalkıp Ha Na'nın yanına gittiler. Ha Na kapının önünde dizlerinin üzerine düşmüş vaziyette içeriye doğru şaşkınca bakıp ağlıyordu.

Kidoh ve Ji Soo'da aynı yöne gözlerini çevirdiklerinde kanlar içinde yatan Mi Cha'yı görmüşlerdi.

İşte üçü içinde Dünya'nın en acı sahnesiydi bu...

... 

Kapının önünde üçü de şok içinde Mi Cha'nın kanlı ve cansız bedenine bakıyorlardı.

Ji Soo kendini toparlayıp bir umut telefona sarıldı ve ambulans çağırdı. Sonrasında ise dizleri onu daha fazla taşıyamadı ve kendini yere bırakıp ağlamaya başladı. Ağlarsa acısı dinecekmiş gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Fakat acısı dinmiyor artıyordu.

... 

~Ji Soo~ 

Ambulans gelmişti. Bize çok geç kaldığımızı ve onun öldüğünü söylemişlerdi.

Her ne kadar bunun farkında olsam da kabullenmek istemiyordum. Onun öldüğünü gözlerimle görmeme rağmen inandırıcı gelmiyordu. Daha sabah beni gıdıklayarak uyandırmıştı. Hiç gerçekçi durmuyordu.

Cansız bedeninin üzerini örtmeden önce son kez ellerini tuttuk. Soğmuş, cansız ve kanlı ellerini. 

Neden bunu yapmıştı ki? Eminim çok canı yanmıştır ve ben bu düşünceye katlanamıyorum.

Onu ambulansa kaldırdılar bile. Onlar kapılarını kapatırken sanki etrafı aydınlatan ışığı kapatıyorlarmış gibiydi. Her taraf karardı. Önümü göremedim ve düştüm. Gözlerimi kapadım ve ağladım. Sadece ağladım. Çünkü canım yanıyordu. Dizlerim değil yüreğim acıyordu.

Gözlerimi açtığımda önümde Ha Na vardı. Yaşlı fakat şaşkın gözlerle ambulansın arkasından bakıyordu.

Omzumda hissettiğim elle bir anlık irkilmiştim. Başımı çevirdiğimde gözlerim kıpkırmızı gözlerle buluştu.

"Hadi. Taksi bekliyor."

Beni çağırdıktan sonra halsiz adımlarla Ha Na'nın yanına gidip onu da taksiye binmek için çağırmıştı Kidoh.

Gücüm yoktu fakat onu hastanede başı boş bırakamazdım. Elimden geldiğince kendimi toparlayarak ayağa kalktım ve taksiye doğru yürüdüm.

... 

Hala Mi Cha'nın dün öldüğünü kabullenememişken bu saçmalıkta neydi?

"Bu tamamen saçmalık. Neden?"

Önümde şirketin komutunu getiren ve suçsuz olan menejere bağırıyordum. Suçsuz biliyorum fakat daha dün grup arkadaşlarımdan birini hatta en yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim ve bugün onun cennazesine gitmemize izin verilmiyor.

TogetherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin