Bölüm~4

409 43 19
                                    

NOT: Hikayemdeki grupları bilmediğinizi söylüyorsunuz. Bu biraz üzücü fakat ben hikayemi beğendiğiniz için okumanızı tercih ederim.

Şimdiye kadar okuyan ve destek veren herkese teşekkür ederim. ♡♥♡

Uzattım sanırım. Her neyse medya kısmındaki gifte Ha Na (Ji Yeon), Ji Soo (Suzy) ve Kidoh var. Video da ise Big Bang-Haru Haru Türkçe Altyazı var.

Keyifli okumalar.  

.

.

.

.

~-~ 

O daha demin ne demişti? Aşık olduğunuz kişiyi kaybetmek mi?

Karaoke odasındaki herkes bu sözlerden sonra hiç kıpırdamadan oldukları yerde donup kalmışlardı. Şokun etkisini yavaşça atlatırken Ji Soo derin bir nefes aldı.

"Sen arkadaşım dediğin kıza aşık mı oldun? Hemde onun Hongbin'e aşık olduğunu bile bile." dedi normal bir ses tonuyla. Ama ne kadar sinirli olduğu her halinden belli oluyordu.

Kidoh kendinden utanmıştı. Başını öne eğdi. O haklıydı. Onlar çok yakın arkadaşlardı. Ama aşkın nasıl geleceği belli olmazdı ki!..

Kendini savunmak için başını kaldırdı ve "Aşık olacağım kişiyi ben seçmiş olsaydım inanın başkasına aşık olan birisini seçip kendime acı çektirmezdim." dedi zorlanarak.

Yüreği acıyordu, parçalanıyordu. O çok üzgündü. Gözlerindeki ışıltı sönmüştü. Acısının büyüklüğü ilk bakışta belli oluyordu.

Gözlerinin dolmasına aldırmayarak devam etti konuşmaya.

"Ama artık hiçbir şeyin önemi yok. O öldü..."

Bir an duraksadı. O günü hatırladı. Mi Cha'nın öldüğü günü ve gözlerinde dolan yaşlar gözlerine sığamayıp teker teker yanaklarından süzülmeye başlamışlardı. 

Ayakta durmaya, konuşmaya hatta ağlamaya bile gücü yokmuş gibi hissediyordu. Artık çok fazla canı acıyordu.

Gözlerinin önüne onun kanlar içindeki hali geldi. O günü, o şoku hiçbir şeyi unutamıyordu. Hepsi aklının bir köşesine sıkışmış bir türlü çıkmak bilmiyordu. Hafızası ona eziyet ediyordu, canını yakıyordu...

Kidoh ise ona karşı koyamıyordu. Belki de karşı koymak istemiyordu. Sonuçta o aşık olduğu kızdı. Onun hiçbir halini unutmaya, aklından çıkarmaya kıyamıyordu. Bu hatıralar ona ne kadar acı versede...

Zorda olsa göz yaşlarını elinin tersiyle silip konuştu.

"Eski yurdunuza hiç gittiniz mi? B-Ben gittim. Son kez yattığı yere saatlerce baktım."

Dalgınca ve kekeleyerek konuşuyordu. Saçmalıyordu belki. Farkında bile değildi. Düşünmeden konuşuyordu. Ne söylediğinin farkında bile değildi.

Ji Soo'nun da gözleri dolmuştu bu yüzden bulanık görüyordu ama bunu önemsemedi. Sadece ağlamamaya güçlü durmaya çalışıyordu. Yanında duran Ha Na'ya baktı. Kidoh'ya bakıp ağladığını gördü. Bu onun işini zorlaştırmıştı. Göz yaşlarına direnebilmek için gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Sonrasında gözlerini açıp Kidoh'nun yanına gitti ve tek elini ona destek olmayı umarak omuzuna koydu ve tekrar göz yaşlarının onu ağlamak için zorlayacağını bilmesine rağmen gözlerini Kidoh'nun gözlerine dikti.

TogetherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin