Odama doğru ilerlerken en son bıraktığımda gayet normaldi diye düşünmüyo değildim. Ve.. o muhteşem halini görseniz siz annemden büyük tepki verirdiniz ama böyle mükemmel dağınıklığı elbetteki ben yapamazdım.
"Tiriiiip!! Demek burdasın seni yaramaz ne hale getirdin odamı yaa yine mi yaa geç yürü terasa" kapının önüne de tahtasını koyup köpüşüme sırtımı döndüm. İstese üstünden atlayıp gelebilir ama o patilerini üstüne koyup boynunu eğip bakarak vicdan azabı çektirmeyi daha çok seviyor. Benim biricik köpüşüm. Bembeyaz ama kulak ve göz kısımlarında siyahlıklar var. Beşiktaşlı olunmaz doğulur bu demek iştee... "Anneee iki saattir kapı çalıyo baksanaa.."
" Yukarısı çalıyodur ben duymuyorum kızım."
Evet bi de yukarda dış kapı var. Acele çıkarken iyi oluyo tabi. Kimsin yaa bi susmadı.
"Oo abicim teşrif etmeseydin ya sen biz gelirdik olduğun yere."
"Kızım sanane yaa istediğim zaman gelirim. Hesap mı vercem ben sana! "
"Hmm bi düşünelimm. Seni annemden kurtaran bu kahraman tatlı cadına mıı? (Tatlış bi sırıtış) EVET! işte olman gerekirken evdesin evde olman gerekirken de kim bilir kimin evinde oluum "
"Kızım sussana duycak şimdi. Bak tatil yaptılar öğleden sonra ondan geldim. Senin dilin mi uzamış gel buraya seen!!"
"Aaa imdaat! İndir beni. Ya bak sırtına yumruk atarım ya indirsene oluum!! Milletin abisi cafelere götürür benimkis.. ah!" Gözlerim pörtlemiş kollarım iki yana açılmış bacaklarımın biri sağda biri solda (yok artık biri sağda biri soldaymış zaten diğerlerinin kafasında karnında dimi!) yatakta öylece tavana bakıyorum. Evet kalkışım havalıydı ama inişim feci oldu.
"Tirip oluum sen her gün büyüyo musun? Valla bak şu cadı kendine bakamıyo böyle yakılıp sönmüş kibrit gibi kalmış ama sana bakıyo heralde " ve o gıcık kahkahasını atar. Ardından aynasına bakıp var mı benden daha güzeli dicek gibi bi kahkahaa..!!
"Ya senden nefret etcem hee!!"
"Benden? Bu yakışıklı kaslı abinden. Benim sayemde az mı kız arkin oldu hı? " vee alaylı gülümserken baktımda harbiden yakışıklı doğal kasları ve siyah saçlarıyla oldukça çekici bir abim var. Tolga. Metalurji mühendisi.
Hep kavga ediyoruz biz yaa.. yani kendimi bildiğimden beri. Ama hiç öyle dövüşmeyiz. Arada KAZAYLA bi yerlerimi kanatır falan. Bi kere 8 yaşlarımda falandım nasıl olduysa ağzım kanamaya başladı. Nasıl ağlıyorum ama. Elini kapadı ağzıma "Ağlamaya devam edersen akşam seni örümcekler yer ve kurtarmam" demesin mii.. 10 yaşıma kadar annemle yattım. Sonra aynaya geçip artık beni yiyemezler ağızlarına sığmam diye sevindim. Evet pekte akıllı sayılmazdım. Sanki 8 yaşımda sığarmışım gibi.
Odam sonunda bitmiş kafamı yatağımdan aşağı sarkıtmıştım. Ayaklarım duvara değerken buz gibi betona şükrettim. İyi ki varsınız duvarlar. Saçlarımın yere değmesini seviyorum. Uzunlar ama daha da uzun olsunlar istiyorum. Ağzımda saçma sapan şarkı mırıldanırken (ho! Hey! Ho! Hey! Çünkü tek bildiğim yeri burası- the lumineers) ne giysem diye de düşünmeden edemiyorum.
Tam olarak 2 saat sonra her şeyimle hazırım. Yırtık bir kot üstüne beyaz bir basic tshirt ve açık mavi kol çantamla oldukça güzeldim. Makyaj yapmayı çok sevmiyorum ama fondoteni uygun miktarda kullanırsan ve eyelinerı da abartmazsan güzel bir görüntü elde edebiliyorsun. Amaa ojelerim olmadan elbette ki çıkmam. Aynaya geçip bi selfie ve #gezmeler yazıp paylaşımda yaptıktan sonra artık çıkabilirim. Sanırımmm " Annecim. Kadınım beniim çok mu yoruldun uzanmışsın koltuğa öylece " sevimli bir gülümsemeyle başını okşadım. Ne kadar da yoruluyor sürekli. Elbette part time bi iş bulup yine yardım edeceğim sadece tatilde ara verdim son ay.
