"Heyecan mıı! Ne heyecanııı! Of tamam heyecanlıyım kızaaam !! Nasıl yani birlikte bizzz luniye mi gidiyoruuuuz!!!"
"Ah! Cansucum abartmasan mı! Yani takılıcaz işte."
"Vay canına ve berke izin verdi. Bak bu tuhaf."
"Bana berke deme tamam mı! Sensin berke!"
"Ohaa kızım sağol o kadar yakışıklı mıyım! Bak valla yani yazardım da şimdi çok abimsi biri.. ah! Yastık savaşı mı istiyosun!"
"Hayır. Çeneni kapamanı! Küsüm ben ona hem! Hıh!"
"Ayş şımarık şuna bak anom ano.. dur. Alo.. buyrun samsun krallığının prensesinin kankisiyle görüşüyosunuz! Efendim berke bey.. ah üzgünüm elisa benle değil. Ne cevap vermiyo mu sana..! Hmm anladım nese biz görüşünce konuşurum ben! Baş baaaş!" İkimizde gülmeye başladık.
"Ohaa kızım niye öle dedin?!"
"Merak etsin biraz daha kim bilir ne yaptı pislik!"
"Ahah! Yanii öyle çokta büyük.. neyse hadiii abimi işleteliiim yehuuu!"
..."Buyrun?"
"İyi günler kimle görüşüyorum acaba..?"
"Beni siz aradınız hanımefendi benim sormam lazım? "
"Ah evet ben taş arıyodum da.. yani şey.. öhöm! Bulduk sanırım. Sağolun."
"Kızlar.. üniversitelisiniz ama hala bi ergen ergen hareketler. Cansucum... orda mısın?" Birbirimize baktık.. ve ben atladım.
"Nası yaaa nası anladın kii. Hof kızım taş dersen anlar tabii! "
"Napiim elisa adam taş.. "
"Kapatıyorum artık kızlar. Hadii" diyip gülme seslerini duymamıza engel oldu. Bende kızgın bakışlarımı cansuya çevirdim. Sonra da kahkaha atmaya başladık.
"Hoff elisaa.. iyi ki tanımışım senii! Canım kardeşiiim!" Bana eğilip sarıldı bende sarıldım ama telimin sesiyle ayrıldık.
"Oha ne alaka be! "
Meraklı gözleriyle kafasını telime sokan cansuya dik dik baktıktan sonra..
"Kerem abi..? Ta tamam ben hazırlanıyım... tamam peki. Beklerim ben." Teli kapatıp cansuya şok olmuş bi şekilde döndüm.
"Ne olmuş! Ne diyo! Ne istiyomuş! İyi miymiş! Bişi mi olmuş! Elisaaa!"
"Ya kızım abartma.. konuşalım mı biraz dedi. Sesi biraz durgundu. Yarım saate gelicekmiş beni almaya."
Aslında merak etmekten çok korkuyorum. Yine berkeyle ilgili bir şey der.. evet ben onun gerçek sevgilisi değilim ama merak ediyorum işte. Konuşalım dedim kaç kez.. her seferinde bi şey bulup sanki kaçıyor benden! Cansunun evinden çıkıp kapıya yaslandım. Gözlerimi kapadım.
"Pardon güzel bayan birini mi bekliyordunuz?"
"Evet yakışıklı centilmen kibar.. biri işte. "
"Geldim. "
"Sen mi? Hıh.. "
"Elisa... abartmıyor musun? "
"Niye berke ben senin için sadece bir figüranım öyle değil mi! Abartmam neden sorun ki!"
"Elisaa! Bununla ne alakası var alt tarafı.."
"Ovv bu güzel çift kavga mı ediyor yoksa.. hadi gidelim premsesi.." bu sözüyle çatılmış kaşlarımı ve içeri kaçmış burnumu düzeltip istemsizce gülümsedim. Yol boyu pek konuşmadık. Berke de önümüze geçip hayır elisa gitmiyo ya da silahını çıkarıp çabuk bırak kızı yoksa vururum falan demedi.. ama arabanın önünü keser sanmıştım en azından.!