Şok oldum. Resmen şokum yani şu an. Açılışıma beklerim o derece!! Ne dedi o!
"Ya bak bu bi teklif değil hemen yanlış anlama!" Dediğinde fırlayan gözlerim yuvalarına geri döndü ama bu kez de öfkelendim galiba...
"Farkındayım! Çünkü genelde teklifler soru işaretiyle biter seninki gibi ukala bakışlarla değil!! "
"Ovv.. sakin ol. Bu kadar sinirlemene gerek yok. Bak sadece yardımına ihtiyacım var tamam mı? Yani sevgilimmişsin gibi olman lazım?"
"Yaa ayş bak çok merak ettim! O niyeymiş ??!" Sandalyede iyice yayıldı ve sonra gözüyle yanını işaret etti. Merak ettiğimden değil de... oturdum ve tek kaşımı kaldırıp ona baktım pembiş tokamla oynamayı da kestim. Önce derin bir nefes aldı ve sonra tamamen bana döndü.
"Bak biliyorum saçma geliyor ama... nasıl başlasam ki? Bi arsa var. Güzel bir mekan. Spor faaliyetleri için de zaman geçirmek isteyenler içinde harika projeler yapılabilir. Ve orayı ben almak istiyorum. Ama sahibi olan kişi dostum dediğim bi pislik. (Ben yumuşatarak yazdım da o küfrediyo tabii..) neyse. Adı burak gerçi sen daha iyi bilirsin dimi!"
"Ya ben nerden bilcek.. aa şu o gece yanındaki çocuk mu.. hani benle tek konuşan insancık?"
"Hmm. Neyse. Yer dedesinden kalma. Aslında satmak istemiyor ama benim çok istediğimi biliyor. Ve bana bir teklif sundu. Dün gece! Önce saçma sapan sorular sordu.. sonra sana geldi konu ki ben seni hatırlamıyodum bile tüm olayı baştan anlattı... bende hmm şu kız diyincee evet o kızla sen olmaz mısınız dedi?" Gözlerim daha çok açıldı. Ne alakaydı ki?
"Dur bi saniye bi saniye.. ben ne alaka yani şimdi anlamadım?"
"Bak eğlenmeyi sever ve eğlenmek için bazen saçmalar. Bu kez çok abarttı. Tamam uzatmıyorum direk söylicem. (Diyip gözlerini kapattı ve suratını buruşturdu midesi bulanıyo galibaaa) seninle sevgili olabilirsem ve ayrılmazsam yani buna dayanabilirsem o arsa benim olucak. Hemde bedavaya veriyor. Tek isteği orda lokanta gibi bi yer açmak o kadar. Yanii o arsa için sana ihtiyacım var." Hiçbir şey diyemiyorum. Yani cidden. Bu kadar küçük düşmemiştim. Hayır yani ben dayanılmaz biri miyim! Sevgili olunamicak kadar çirkin katlanılmaz..!!
"Çık evimden." Bunu masaya bakarak söylemiştim. Kafamı kaldırıp ona bakmadım bile. Ellerim masanın altında pembeli bağlama tokamı kaldırıp indirirken inledim... ovv kolumu kızartmışım. "Çık dedim sana çık.. git burdan!"
"Elisa fazla tepki vermiyor musun hı?"
"Fazla mı tepki bu hı! (Bu sırada ayağa kalktım) ya sen nasıl... bak berke misin nesin sen beni ne sanıyosun hı!! Sevgilim olcakmışmış!! O arsaya gömerim ben seni çocuk!" Dedim. Nefes alış verişlerim hızlanmıştı ama o karşıma geçti. Küstah! Bir de yaklaştı. Bir de gülümsüyor ya!
"Aslındaa... seninle cidden olamazmışım. Yanii tipinle idare ederdim ama içindeki mahmutu ben bile düzeltemem premses!" Ah! En sinir olduğum kelimeyle de cümlesinin üstüne sos ekledi!
"Ne dedin sen bana?" Bir adım daha attım ve aramızdaki mesafeyi kapattım. Boyum ufak olduğu için kafamı kaldırmak zorunda kaldım tabi. Normalde kısa değilim ama onun yanında.. ufacık kalıyorum. Kaşlarımı çatıp ona bakıyordum. O ne yaptı! Sakince gülümsedi ve iki eliyle çatılan kaşlarımı kaldırdı. Bi an nefesimi tuttuğumu fark ettim.
"Sinirlenince daha da..." sustu ve gülümsemesini kesti. Daha da ne.. hoff meraktan ölebiliyoz mu?
"Ee daha da ne?"
"Teklifi kabul ederseen söylerim" diyip muzipce gülümsedi. Elimde olmadan güldüm sonra da kendime kızdım. Ah hemen bi gülücüğe şebekliğe kan sen Elisa!