Denizin ağzından :
"Yanlış duymamıştım değil mi adım geçmişti. Bu da neydi ki şimdi ? Hocam kiminle konuşuyordu benim hakkımda. Dikkat kesilip dinlemeye devam ettim."
Selim Hoca :
"Deniz mi ? Ama o daha çok yeni. Tamam gerçekten iyi bir doktor olacak belki benden sonra bu bölümün başına geçmeye aday olacak ama bunu gerçekten yapabilir mi "
"Neyi yapabilecek miyim ? Neydi ki benden beklenen ? Aman Allahım meraktan ölmek üzereydim.ben bu düşüncelerle boğuşurken İçerideki diğer adamın sesini duydum. Sanırım Selim Hocayla muhabbetleri eskiye dayanıyordu. Çünkü Ona abi diye hitap ediyordu."Selim abi biz bu konuda baya bir araştırma yaptık. İlk başta tabikide seni düşündük ama sen yıllardır bu ailenin içindesin. Şimdi ziyaretlerini sıklaştırsan Erdem zeki adamdır. Hemen niyetini anlar. Onun hiç tanımadığı anlayamayacağı birileri olmalı. Hem zeki hemde kültürlü bir insan olmalı. Bu kız bu iş için biçilmiş kaftan." Adamın dediklerinin etkisinden henüz çıkamamışken hocamın sesi beni içinde bulunduğum hengameden çıkardı. "Ama bu iş Onun gibi biri için çok tehlikeli. O çok savunmasız. Ben bunu kızım gibi sevdiğim bir çocuğa yapamam. Hem böyle bir şeye aileside izin vermez." Allahım merakım artık tavan yapmak üzereydi. Bu adamlar neyden bahsediyorlardı. Girsem mi girmesem mi diye düşünürken adamın sesi durmam gerektiğini hissettirdi. " Abi bak biz herşeyi düşündük. Yurtdışında bu aralar 5 aylık bir eğitim yapılacakmış bu da öğrencin için hazırlanmış bir davetiye. Bu davetiyeyle ailesinden izin almak çok zor olmamalı. Ayrıca bu süre boyunca kalacağı evde bizim arkadaşlarımız tarafından özel olarak korunacak. Öğrencinin güvenliğinden şüphen olmasın. Hem de bu iş sonunda hayal bile edemeyeceği kadar büyük bir ödüle ulaşacak.Abi sana güveniyoruz ve senden haber bekliyoruz ve olumlu olmasını umut ediyoruz." Beynim duyduklarını algılamaya çalışıyorken içerden hareketlenme sesleri gelmeye başladı. Telaşla mutfağa geri döndüm tabi yaptığım kahvede soğumuştu . Yeni bir kahve hazırlarken beynimde duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Heyecandan ellerimin titrediğini farkettiğimde kendime sinirlendim. Hakimiyetimi bu kadar çabuk kaybedemezdim. Yeni yaptığım kahveyle hocamın kapısını çaldım gir sesi üzerine içeri girdiğimde onu şimdiye kadar görmediğim kadar yorgun gördüm. Anlaşılan az önceki görüşmenin etkisinden hâlâ çıkamamıştı. Aklıma geldikçe titreyen ellerimle tepsiyi daha çok kavrayarak hocamın kahvesini masasına koydum. Tam çıkacağım sırada "Bugün kahve baya gecikti çaylak "dedi. Afedersiniz hocam bir daha olmaz deyip çıkarken durmamı söyledi. Sanırım sonunda bana açıklayacaktı. Buyrun hocam dedim. "Deniz geç otur karşıma kızım sana söyleyeceklerim var." Derin bir nefes alarak geçip karşısına oturdum.Buyrun hocam dinliyorum dedim. "Deniz bak kızım sana kızım diyorum çünkü seni en az onun kadar severim bilirsin. Şimdi hiç sözümü kesme ve beni dinle. Bir daha bunu söyleyecek cesareti kendimde bulamayabilirim. Sen çok başarılı çok kültürlü ve zeki bir kızsın. Bu meslekte nasıl çalıştığına ben şahidim ve inanıyorum ki muhteşem bir doktor olacaksın. Bak kızım doktorluk zordur. Ama doktorlukta en zoru bizim bölümümüzdür. Biz modern tıp aletleriyle tanı koymaz bizzat insanı dinleriz. Bazen bir hastalığa tanı koymak için senelerce bekleriz. Bu meslekte önmli olan insandır. İnsanı düzeltirsek toplum düzelir deriz. Bak kızım bu hastane seni bir yere kadar geliştirir. Seni asıl geliştirecek gerçek deneyimlerdir. Kısa kesmem gerekirse uzun zamandır doktorluğunu yaptığım bir aile vardı. Aileyi iyi tanırım. İstanbulun en zenginlerindendir. Önümüzdeki aylarda şirkette büyük bir seçim olacak. Ve şirketin bundan sonraki varisi belirlenecek. Bu seçim o ailedeki herkes için kritik bir önem taşıyor. Özellikle de Erdem için. Erdem ailenin en önemli fertlerinden biri. Bu seçim onun kendini kanıtlama savaşı olacak. Ailenin her ferdiyle ilgili senelerdir çalışmalar yaptım. Çoğuyla ilgili dosya elimde mevcut. Bir kişi hariç. Erdem ne kadar zorlasamda kendini bana bir türlü açmadı. Uzun yıllar önce geçirmiş olduğu bir kaza sonucu hafızasının bir kısmını kaybetti. Ve 8 yaşından öncesini hatırlamıyor. Bende zaten o zamanlarda aileye girmiştim. Erdemi tedavi etmek için. Yıllardır verdiğim uğraş sonucu bir karınca yol alamadağım gibi iki üç yıl önce sevdiği kızı kaybettiğinde yaşadığı travma onu daha kötü hale getirdi. Son duyduklatıma göre ise yaşadığı stresle orantılı olarak nöbetleri artmış. Kızım bak o aile bir soğuk savaşın döndüğü harp meydanıdır. Ve bana soracak olursan en masum olanı Erdem Akındır. İstersen işte davetiyen al ve yurtdışına çık. Orada yapılacak olan uluslararası sempozyuma katıl istersen de gir kurtlar sofrasındaki o kuzuyu onlara yem olmadan al. Karar senin kızım.Ben seni herhangi birşeye zorlayamam. Yanlız düşünmek için çok fazla süren yok. Düşün taşın bana cevabını bildir. Eğer devam etmeye karar verirsen birlikte detayları görüşelim. Bugün izinlisin git biraz dinlen ve bana dön." Kafam allak bullak olmuştu ne diyeceğimi bilemez haldr çıkışa doğru yönelirken hocamın sesiule yeniden değil ona doğru döndüm. Ve Deniz lütfen konuştuklarımız aramızda kalsın bu çok önemli bir konu. Kararın ne olursa olsun bu mesele gizli kalmalı peki hocam deyip çıktım. Peki şimdi ne yapacaktım. Kontrolünü kaybetme Deniz. Hızlıca hastaneden kendimi dışarı attım. Şu an biraz nefes almaya ihtiyacım vardı. Temiz havayı ciğerlerime doldurduktan sonra arabama bindim ve eve doğru yol almaya başladım. Bir yandan da hocamın dediklerini düşünüyordum. Evet gerçekten zor bir karardı ve evet gerçekyen deneyimsizdim. Bir yandan da değer mi diye düşünmekten kendimi alamıyordum. Değer mi ? Bir insan için bu kadar risk almaya değer mi? Kafamı bu karmaşadan kurtarmalıydım. Eve girdiğimde saat henüz erkendi. Babam bir sorun mu var dercesine bakarken çok yorgunum deyip odama çıktım. Staja ilk başladığımda da ilk haftalar aynı tepkiyi vdrdiğim için babam artık alışmış beni kendi halime bırakmayı tercih etmişti. Ve bu şu an şüphesiz en ihtiyacım olan şeydi. Odama girmeden önce elimi yüzümü yıkadım. Soğuk su vücuduma iyi gelmişti. Evet şimdi oturup mantıklı bir karar vermeliydim. Tabiki önce araştırma. Araştırma hayatımın vazgeçilmeziydi. Önce iyi bir araştırma yapacaktım. Eğer kabul edeceksem de bilmem lazımdı. Kim ile çalışacağım. Kimlerle aynı ortamda olacağım. Bu konuda ilk aşama bilgisayarımdı. Bakalım kimmiş bu Erdem Akın ? Bilgisayarın ekranında haberler kısmına girdiğimde önüme çıkan sayfaların fazlalığı ilk başta beni ürkütsede devam ettim. "İNANILMAZ KAZA : AKINLAR ŞİRKETİNİN VELİAHTININ DA İÇİNDE BULUNDUĞU ARABA TEPE TAKLAK OLDU. İNANILMAZ BİR ŞEKİLDE VELİAHT KAZADAN YARA ALMADAN KURTULDU." Arabanın resmi sayfanın yarısını doldururken gayriihtiyari bir yakarış döküldü dilimden 'bu kazadan bu kadar yarasız kurtulması imkansız. Sonra bir diğer habere tıkladım. " KAZA SONRASI BÜYÜK ŞOK: KÜÇÜK EMİR HAFIZASINI MI KAYBETTİ. " bu haberin hemen altında yer alan tekzip açıklaması ise haberin yalanlandığını gösteriyordu. Profesörün anlattıkları bu hususu desteklediğine göre aile bu haberin duyulmasını engellemeye çalışmıştı. Sonra bir diğer haber. " AKINLARIN EVİNDE ŞOK ÖLÜM : AİLENİN KÜÇÜK OĞLUNUN ESRARENGİZ ÖLÜMÜ HERKESTE ŞOK ETKİSİ BIRAKTI" Aman Allajım bir de babasını mi kaybetmişti. Çok ağır bir travma. Haberler alt alta devam ediyordu.Gözüm yıllar sonrasının haberine takılmıştı. "GENÇ VELİAHT ADINDAN SÖZ ETTİRMEYE BAŞLADI " ve en son haber " ERDEM AKININ ACI GÜNÜ : EVLİLİK HAZIRLIĞI YAPTIĞI NİŞANLISINI ACI BİR TRAFİK KAZASINDA KAYBETTİ." Neredeyse bütün aksilikler bir insanda toplanmıştı. Bunlar kesinlikle tesadüf olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen FictionÜniversiteyi yeni bitirmiş genç bir psikiyatristin en zorlu göreviydi bu. Ya Onu kurtaracaktı ya da onunla birlikte yanacaktı. Yanmaktan yana sıkıntısı yoktu ama bugün ona düşen yaşatmak için yaşamaktı. Evet Deniz bu Buz Mavisini ya içinde eritecek...