Arabaya binince derin bir nefes aldım ve yola koyuldum Birkaç günün nasıl geçeceğini bilememenin endişesi ve tanımlayamadığım bir sıkıntı ile.*****
Yazardan:
Her daim yolcu olduğumuz bu geçici dünyada zaman zaman verilen molalardan ibarettir hayat. Her daim yolun istikametini belirleyecek hazırlıklar bu küçücük zaman diliminde yapılır. Genç kız uzun zamandır molasız sürdürüyordu hayat yolculuğunu. Kafasında dünyalar kalbinde fidanlarla yeni bir yoşa koyulmuş bir sonraki istikamet noktasına ilerliyordu. Çok fazla yaşı yoktu. Ama çok yaşanmışlıklarla doluydu. Sabah yola koyulduğundan beri tüm kararları gözünün önünden teker teker geçti. Ailesi aklına geldiğinde buruk bir tebessüm döküldü dudaklarından. O birtanecik babası şu an onun ne durumda olduğjnu bile bilmiyordu. Şu zaman kadar çok kötü şeyler yaşamamıştı. Ama bu kadarla bile onlara yalan söylemek onu çok fazla yoruyordu. Çiselenmiş gözlerini elinin tersiyle silerken içine gönderdiği hıçkırıklar boğazını düğümlüyordu. Belki bundan sonraki zorluklardı canını sıkan belki yaşanmışlıklar ama en çokta yaşanacak olanlardı. Bir anlık deli cesaretiyle aldığı karardan pişman olmamayı istedi tüm kalbiyle. Düşüncelerinin atmosferinden onu çıkaran önünde beliren tabelaydı. Arabasını sakince otogara parkettikten sonra elindeki bavullarla lobiye ilerledi. Saçları yolculuğun etkisiyle hafif dağılırken mavinin her tonunun oynaştığı göz bebekleri en çok sonbaharı andırıyordu. Yer yer ıslanmış yanakları akan gmzyaşlarını açık ediyordu.
Karşıdan ona doğru kalkan eli görmesiyle hemen kendini toparladı. Elindekileri yere bırakırken zoraki bir gülümsemeyi karşısında mutlulukla duran adama bıraktı. Hakan tüm neşesiyle :
Deniz, Hoşgeldin. Nasılsın dedi.İyiyim Hakan sen nasılsın dedi sesini neşeli tutmaya çalışarak.
Bende iyiyim. Gel seni kalacağın yere yerleştireyim.
Genç kız hiçbirşey söylemeden Hakanın ardından yürümeye başladı. Sıra sıra küçük evlerin dizildiği hoş bir alana geldiğinde Hakanın duraklamasıyla o da durdu.
" İşte burada kalacaksın. İstersen hemen yerleş ve biraz dinlen. Öğlende yapılacak toplantı için Erdem seni çağıracaktır muhtemelen. Laf aramızda senden başka kimseyle çalışmıyor artık. Doktor olmasan bu iş tam senlikmiş anlaşılan "dedi. Deniz mavi gözlerini kısarak en içten tebessümlerinden birini gönderdi genç adama. Küçük bavulunu da alıp odaya girdiğinde daha şimdiden dinlendiğini hissetmişti. Kremin en güzel tonlarıyla süslenmiş ferah oda ruhunu okşuyordu. Kendi bavulunu dolabın yanına bırakırken Erdemin bavuluna kaydı gözleri. İlaçlar aklına gelince çantasından hızlıca çıkardığı kutularla birlikte telefonunu alıp Erdemi aradı. Çalan her dıt sesi kalbinde anlamsız kıpırtılar oluşturuken acaba uyanmış mıdır diyede kendine sormadan edemedi. Uzun bir çalıştan sonra tam kapatmak üzereydi ki o beklediği ses konuşmaya başladı.
"Deniz? Geldin mi ? Nerdesin ? " meraklı ses tonu ilk başta güldürsede sesini toparlayarak "Geldim Erdem bey. Odamdayım. Siz nerdesiniz? İlaçlarınızı almanız lazım." Diyerek cevapladı genç kız.
"Dur sakin ol" dedi genç adam. Kız o anlık telaştan ne kadar hızlı konuştuğunu fark edememişti. Bu durum adamı gülümsetmeye yetmişti. "Bende kahvaltıya geçiyorum. Hadi sende gel. İlaçlarımı da oraya getirirsin dedi.
Genç kız tabiki hemen çıkıyorum diyerek telefonu kapattı. İlaçları çıkardığı çantasına seri hareketlerle koyup telefonunu da alarak çıktı. Odasından çıkarken onunla kapıda karşılaşmayı beklemiyordu. Şaşkınlıkla genç adama baktığında buz mavisi gözlerindeki değişiklik şaşkınlığını artırmış ve meraklandırmıştı. Sessizliği bozan genç adamın sesi oldu. "Hadi bakalaım Deniz Hanım bugün normalde öğlene kadar boştun ama ben çalışırken boş duramazsın mesain başlamıştır deyip güldü. Genç kız bu durumdan şikayetçi değildi. Çok daha yoğun şartlarda çalıştığıda olmuştu. İşten kaçmak bana göre değil Erdem Bey diyerek tamamladı genç adamın konuşmasını. Ardından birşey söylemeden giden adamın peşine düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen FictionÜniversiteyi yeni bitirmiş genç bir psikiyatristin en zorlu göreviydi bu. Ya Onu kurtaracaktı ya da onunla birlikte yanacaktı. Yanmaktan yana sıkıntısı yoktu ama bugün ona düşen yaşatmak için yaşamaktı. Evet Deniz bu Buz Mavisini ya içinde eritecek...