Ayakkabılarımı giydiğimde Hakan arabayı çoktan hazırlamıştı son defa Erdeme dönüp gülümsemeye çalıştım. O ise bana yaklaşıp keşke bende seni iyi edebilsem dedi. Zaten ağlamak üzere olan gözlerimden bir damla yaş geldi. Elimin tersiyle hemen sildim. Ve arkamı dönerek oradan uzaklaştım.
Bilemezdim tedavi edecekken hasta olduğumu ; Yarayı saracakken yaralı olduğumu ve yardım edecekken yardıma muhtaç olduğumu. Belkide gerçek ilacım bu adamda gizliymiş bilemezdim.
****
Gözyaşlarım durmanın aksine artarken koşarak arabaya bindim. Hıçkırıklarımı yutmaya çalışarak Hakana sür lütfen dedim. Anlamsızca yüzüme baktıktan sonra birşey demeden sürmeye devam etti.Pencerenin camını açarak temiz hava almaya çalıştım. Gözyaşlarım biraz olsun dinince gözlerimi kapattım. Hakan torpidodan peçete çıkararak bana uzattı.
İstersen duralım müsait bir yerde biraz hava al dedi. Yok anlamında başımı salladım.
Deniz ne oldu diye sormayacağım ama anlatmak istersen hep burdayım. Sakın unutma yanlız değilsin.
Biliyorum dedim ve ardından ekledim teşekkür ederim. Yeniden önüne döndüğünde telefonunu çıkartıp bir numarayı tuşladı. Karşıdan bir kız sesi geliyordu. Merve canım benim bana acil küçük bir bavul hazırlar mısın içine en lazım olacak şeyleri koy. Ben gelince direk alıp çıkacam çok fazla vaktim yok dedi. Karşıdaki kız tamam deyip telefonu kapattı. Kız kardeşi olmalıydı.
Hakan dedim bozulmuş sesimi düzeltmeye çalışarak Onu yanlız bırakmaman çok iyi oldu. En azından aklım kalmayacak. Bu gece çok önemli. Nöbet tekrar nüksedebilir. Acil bir durumda saat kaç olursa olsun ara ! Mutlaka gelirim. Ayrıca yarın bir ara profesöre uğrayıp reçete işini halletmen lazım veee bana Erdemin bu zamana kadar ki tedavi dosyası lazım. Bunları ayarlayabilir misin dedim.
Tabi, tabikide yarın büyük kısmını hallederim dedi. Tamam anlamında başımı sallayıp yönümü dışarıya çevirdim.
Evlerin arasında siluet gibi geçerken aklıma rüyam geldi. Ben annemi hiç rüyamda görmemiştim. Görsemde çok hatırlamazdım. Ama bugün ilk defa hissetmiştim. Yüreğim tekrar aynı acıyla sıkışınca gözyaşlarımı geldikleri yere geri gönderdim. Bir kere olmuştu bir daha olmasına izin veremezdim. Bu insanlara acizliğimi gösteremezdim.
Arabadan inip eve gideceğim sırada Hakana dönüp iyi geceler dedim. O da gülümseyerek iyi geceler dedi.
Bu arada Deniz evinizin yanında şüpheli birşeyler gördünüz mü? dedim. Geçen günkü gördüğüm siyah araba aklıma geldi.
Korumalardan başka birşey görmedim dedim. Koruma mı ? Henüz burası için koruma ayarlamamıştık ki biz. Kimdi onlar?dedi endişeyle. Bilmiyorum diyerek yüzüne baktım.
Acilen koruma işini halletmeliyiz. Kendinize dikkat edin bu işe hemen bir çözüm bulmalıyız dedi. Tamam deyip ayrıldım.Eve geldiğimde Şeyma uyumamıştı. Kapıyı açtığında ellerini beline koymış beklerken yüzüme bakınca noldu sana dedi. O zamana kadar zorla içimde tutmaya çalıştığım gözyaşları birer birer döküldü ve artık hıçkırmaya başladım. Ne kadar sürdüğünü bilmediğim bir süre Şeyma nın kucağında ağladım. Beni odama kadar getirmişti. Sonra gözyaşlarım biraz geçince ayaklandım ve namaz kılmak için abdest aldım. Gözyaşları eşliğinde duamı da ettikten sonra beni hareketsizce izleyen Şeyma ya bu gece benimle uyur musun dedim. Tamam diyerek yanıma uzandı. Gözlerimden dökülen yaşlarla uykuya daldım.
Gözümü kapattığımda yeniden kabuslara daldım. Sabah çalan alarm ile nefes nefese uyandım. Şeymayı da uyandırıp namazımızı kıldıktan sonra onu odasına yollayıp hazırlanmaya başladım. Dün gece hiç dinlenemediğim ve ağladığım için başım felaket ağrıyordu. Fetih suremi okuduktan sonra almam gereken dosyaları yanıma alıp dışarı çıktım. Gelen mesaj evin önünde hazır olmam şeklindeydi. Bende dedikleri vakitte hazır olmuştum. Kahvaltı yapacak vaktim olmadığı için kendime küçük bir sandviç hazırlayıp el çantama koydum ama pek iştahımın olduğu söylenemezdi. Şu an şiddetle vuran başağrısı beni yatıracak şekildeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ MAVİSİ
Teen FictionÜniversiteyi yeni bitirmiş genç bir psikiyatristin en zorlu göreviydi bu. Ya Onu kurtaracaktı ya da onunla birlikte yanacaktı. Yanmaktan yana sıkıntısı yoktu ama bugün ona düşen yaşatmak için yaşamaktı. Evet Deniz bu Buz Mavisini ya içinde eritecek...