-8.Bölüm-

93.5K 3.6K 556
                                    

17.03.2017

***

Kahvaltı masasında kollarımı gögsümde birleştirmiş, yüzüm asık bir şekilde annemin karşısına oturdum. Annem neşeli bir şekilde kahvaltısını yaparken, arada sırada bana bakıyor ve yüzümdeki hali gördügünde gözlerini deviriyordu. Annem bana her göz devirdiginde, bende omuzlarımı silkerek onun göz devirmesine bu şekilde cevap verdim. Burda böyle oturmam benim suçum degildi. Onun suçuydu.

"Ne zamana kadar somurtmayı düşünüyorsun böyle?" Bakışlarımı anneme diktigimde tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. Gözlerimi kısıp ona baktığımda "Hadi ama Öykü. Sence yetmez mi artık karşımda öyle oturman?" diye sitem ettiginde omuzlarımı silktim.

"Benimle konuşmayacakmısın?" Annem bana en tatli gülümsemesini attığında, istemsizce benimde yüzümde bir gülümseme oluştu. "Ha şöyle. Bak gülmek sana çok yakışıyor. Hem bu sayede gamzelerinde ortaya çıkıyor" Annemin söyledigine sadece kafamı salladım. Bu kadın beni bazen gıcık etsede, iyi anlaşıyorduk yinede.

"Birşey soracağım?" Annem bütün dikkatini bana verdiginde derin bir nefes aldım. "Aklına nerden geldi beni öyle uyandırmak?" İşaret parmağımı ceneme koyup düşünüyormuş gibi yaptım. "En son beni öyle Antalya uyandırmıştınız ve o fikirde o zaman..."

Dudaklarımın arasından çıkmak isteyen ama aklıma her geldiginde boğazımda dügümlenen isimi annem benim yerime çok rahat bir şekilde söyledi.

"Burak"

O ismi duymam bile tüylerimin ürpermesine neden olurken, onunla yüz yüze görüşmek zorunda kaldığımda neler olacaktı kim bilir? "Hıı Ondan çıkmıştı" diyerek umursamaz gibi gözükmeye çalıştım. Gerçekten hangi akla hizmet onunla ilgili birşey söyleyip, onun aklıma gelmesini sağlıyordumki . Ne güzel onu ve yaptıklarını tam unutmuşum derken.

"Bu sene senin için çok önemli biliyorsun degil mi?"

Annemin yine bu konuyu açması beni mutlu etmesede, yinede aklımdaki düşüncelerden kurtardığı ve konuyu değiştirdiği için içimden teşekkür ettim. "Biliyorum" diye mırıldandığımda, annem önündeki tabağı alıp masadan kalktı. Tabağı bulaşık makinesine koyarken "Umarım ona göre davranırsın" diye yorumda bulundugunda, görmedigini bildigim halde gözlerimi devirdim.

Annemin ne demek istedigini anlıyorum. Eski okulumda olan bir kaç olay yüzünden okul değişikliği yapmak zorunda kaldım. Annemin bunu ögrendiginde çokta memnun olmadığını tahmin edebilirsiniz. Ah o günkü hali hala aklımda. Bana attığı o bakışları asla unutamam. Resmen beni yiyecekmiş gibi bakıyordu.

Eski okulumdaki olan olayların benimle fazla bir alakası yok demek isterdim. Ama malesef olayların baş kahramanı bendim. Yani fazla birşeycikler yapmamıştımki. Sadece benimle uğraşmaması gerektigini bildigi halde uğraşan canım arkadaşıma, nasıl bir yanlış yaptığını göstermiştim. Fazla abartılmayacak birşeydi benim için. Ama işte müdür beyimiz bunu böyle görmemişti.

Annem bir yandan masayı toplarken, bir yandanda bana bu okulda neler yapmam neler yapmamam gerektigini anlatıyordu. Bu davranışı bana çocuğunu ilk defa okula götüren biri gibi gelsede, annemin dediği herşeye sadece kafa sallıyordum. Annem bana kısa bir bakış attı. O kısa bakışta bile neler gizli oldugunu görmemek için kör olmak lazımdı. O bakışlarda 'Eger bu sene herhangi bir olayla karşıma gelirsen, seni balkondan aşağıya dogru ayaklarından asarım' tehditi vardı.

Aşk-ı Esaret- AnkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin