Öncelikle Merhaba. Benimle röportaj yapmayı kabul ettiğin için tekrar teşekkürler. Seni çok sıkmadan başlayayım.
1- Klasik bir soruyla başlayalım. Sen kimsin ? Günlük hayatında ne yaparsın ?
- Kendimden bahsetmekte çok kötüyümdür ama deneyeyim. Benim adım Buse. Yirmi bir yaşında, üniversite öğrencisiyim. İstanbul'da yaşıyorum, burada doğup büyüdüm. Müzik dinlemeyi çok severim. Kulağımda kulaklık olmadan yürümeyi sevmem mesela. Kitap okumaktan, hikayeler yazıp paylaşmaktan çok zevk alıyorum. Yaklaşık yedi yıldır yazıyorum.
2- Peki ne zamandır yazıyorsun ? Wattpad'den öncede yazıyormuydun ?
-Yazmaya on beş yaşımda başladım aslında. Sosyal ortamda paylaşmadığım, sadece birkaç kişinin okuduğu ve kağıtlara yazdığım yaklaşık 500 sayfalık fantastik bir romanım var. O kağıtları hala saklarım. İnşallah bir gün düzenleyip yayınlarım. Üç sene önce yayınladığım ilk hikayemi yani Düşlerimin Prensi'ni üniversite sınavına hazırlanırken yazmaya başladım. Wattpad'den önce iki senelik forum geçmişim var. İlk olarak 'Bizimhikayelerimiz' adlı forumda yayınladım hikayelerimi. Wattpad'i duyunca da buraya geldim.
3- Düşlerimin Prensi nasıl ortaya çıktı ?
- Düşlerimin Prensi, Rüya'yla başladı aslında. Rüya da benimle. Üniversiteye beraber başladık diyebilirim. Rüya'nın bazı özellikleri bana benziyordu ve bu, onu çok sevmemi sağladı. Mert ise Rüya'yla benim ortak hayalimiz, hikayenin adı bu yüzden adı Düşlerimin Prensi. Mert gibi bir adamın sadece hikayelerde ve kitaplarda yaşadığına inandığım için bu hikayeyi yazma kararı aldım. Kendime ve okuyucularıma, umut verdiğimi düşünüyorum.
4- Düşlerimin Prensi'nin kurgusu ve karakterleri seni zorladı mı ? Çok zorlandım dediğin karakter var mı ?
-Düşlerimin Prensi'nde zorlandığım karakter yok galiba. Rüya'yı Mert'in aşkına inandırmak zor oldu sadece. Zorluğun nedeni, Rüya'nın özel durumuydu. Okuyanlar bilir, Rüya gibi bir kıza aşık olacak karakter değildi Mert. Ama mucizeler her yerde vardır, değil mi? Ben bunu anlatmaya çalıştım okuyucularıma. Mert gibi bir adam gerçekten sevebilir. Rüya da anladı sonunda ama okuyucular ona kızmadı desem, yalan olur.
5- Düşlerimin Prensi'ni okumayanlar için bir özet geçer misin ?
- Düşlerimin Prensi, adından da anlaşılacağı üzere, imkansız bir aşkla başlıyor. Kendini güzel bulmayan,fazla kilolarıyla sorunu olan Rüya, yeni başladığı üniversite yaşamının ilk zamanlarında, Mert'i görüyor. Mert Demiroğlu; uzun boylu, yakışıklı, karizmatik, tüm kızların peşinden koştuğu bir adam. Rüya için ulaşılmaz biri. Ama aşkın güzelliği burada saklı, değil mi? Rüya ilk görüşte aşık olduğu imkansız aşkını unutamaya çalışırken, Mert ise anlam verilemeyecek şekilde ona yaklaşmaya çalışıyor. Peki, neden? Olaylar, yanlış anlaşılmalar, gözyaşı, hüzün ve sonunda ulaşılan mutluluk, huzur ve aşk... Hepsi bu hikayede sizleri bekliyor.
6- Diğer kitapların Düşlerimin Prensi'ne benziyor mu ?
- Benzemiyor aslında. Şu anda yayınladığım üç hikayem var. Düşlerimin Prensi, Unutamam Seni ve Aşkın İlk Öpücüğü. Aklımdaki kurguları saymazsak, yazılmayı bekleyen 3 tane daha var. Sırayla gideceğim, yoksa hepsine bölüm yetiştirmek zor oluyor. Çok ara verilince okuyucular da kızıyor tabii.
7- Birazda diğer kitaplarından bahsedelim.Unutamam Seni nasıl bir kitap ?
- Unutamam Seni, konusu biraz klasik olarak başlayan ama benim yazım tarzımla başkalaştırdığım bir kurgu. Laçin ana karakterimiz, geçirdiği bir kaza sonucu hafızasını kaybediyor. Uyandığında, eski imkansız aşkını ama yıllar önce sevmekten vazgeçtiği ve hatta düşman olduğu en yakın arkadaşı Çınar'ı buluyor. Hafızasından son dört senesi silinmiş halde. Bıraktığı yerde değil dünya. Sevdikleriyle görüşmüyor ama konuşmadığı Çınar hep yanında. Üstüne üstlük onunla aynı evde yaşadığını ve sevgili olduklarını öğreniyor. Tabii ki inanmıyor ama tüm kanıtlar ortada. Laçin yarım kalan aklını kaybetmemeye uğraşırken, biz hikayede zaman geçişleri yapıyoruz. Geçmişi 4 sene öncesine giderek öğrenirken, günümüzde Laçin kayıp hafızası ve Çınar'la olan durumuyla boğuşuyor. Her bölümde bir "SIR" ortaya çıkarken, itiraf ediyorum, açık vermemek için çaba harcıyorum. Bütün olaylar birbirine bağlı, domino taşları gibi düşünelim, her şey birdenbire çözülecek ama o zamana dek biraz sabır gerekiyor. Okumak isterseniz, beklerim.
8- En çok içine sinen kurgu hangisi ?
- Bitirmek üzere olduğum Düşlerimin Prensi de içime çok sindi ama Unutamam Seni konusu ve yazımı çok farklı olduğundan, bir de yazımı hala devam ettiğinden daha çok yer etti içimde.
9- Hiç yayın evinden teklif aldın mı ? Aldıysan kabul etmeyi düşünüyor musun ? Yoksa kabul ettin mi ?
-Aslında sayısını tam olarak hatırlayamıyorum ama en az 6-7 yayın eviyle Düşlerimin Prensi hakkında görüştüm. Bunlar bana gelen teklifler, benim değerlendirilmesi için yolladıklarım hariç. Ama henüz bir yayın eviyle anlaşmadım. Düşlerimin Prensi uzun soluklu bir hikaye olduğundan, gerçekten iki-üç ciltlik seri bile olabilecek kadar uzun. Kısaltılmasını, en sevilen sahnelerin kesilmesini istemediğimden şu anda bekliyorum, gerçekten değer verileceği bir yayın eviyle anlaşmak istiyorum. Her şey kısmet, hayırlısı neyse o olacak. Eğer bir anlaşma yaparsam duyuracağımdan şüpheniz olmasın.
10- Yazdığın kitapların 2. Kitaplarını da çıkarmayı düşünüyor musun ?
- 2.Kitap gibi değil de hikayenin içindeki başka bir çiftin devam kitabı olarak düşünüyorum. Unutamam Seni'nin Ekin'i için aklımda bir şeyler var mesela ama şimdilik sadece düşünce olarak aklımda.
11- Wattpad'de yazımını, kurgularını beğendiğin bir yazar var mı ?
- Birkaç yazarı takip ediyordum ama şu sıra yoğunluktan hikayeleri pek okuyamıyorum. Mcflyb'nin "Bir Fotoğrafçının Küçük Sırları" hikayesini severek okudum mesela ve özlediğimde tekrar tekrar okurum. Noktavirgul'un "Kızıl Ayaz" adlı hikayesi var, yakında Postiga Yayınları'ndan kitap olarak çıkacak, tavsiye ederim. Lemariz'in "Frezya" adlı hikayesini de severek takip ediyorum.
12- Ne tür kitaplar okursun ?
- Tür seçmem aslında. Sevdiysem her konuyu okuyabilirim. İçinde 'aşk' olsun ve sonu mutlu bitsin yeter.
13- Aklında yeni bir kurgu var mı ?
- Aklımda çok kurgu var, bir deftere not alıyorum. Sırayla yazacağım hepsini.
14- Örnek aldığın bir yazar var mı ?
- Nora Roberts benim favori yazarım. Onun kadar başarılı olmak hayallerimden bir tanesi.
15- Okurlar senin kitaplarını neden okumalı ?
- Ben hikayelerimde her zaman mutlu son taraftarıyım ve başından sonuna kadar 'Yaşıyormuş gibi hissettirmek' için elimden geleni yapıyorum. Okumayı sevdiğim gibi yazıyorum, bu yüzden hikayelerimi samimi bulacaklarına inanıyorum. Okumak onların tercihi.
16- Hayata karşı bir sloganın var mı ?
- "Her şeye rağmen umut etmeye devam et.
17- Yazar olmak isteyenler için bir önerin var mı ?
- Yazmayı okunma sayısı ya da popülerlik için değil de sevdikleri için yapsınlar, başarı kendiliğinden gelir.
18- Okuyucularına bir şeyler söylemek ister misin ?
- Onları çok seviyorum. Hikayelerimi okuyup sevdikleri için onlara teşekkür ederim.
Şimdi sıra da anket soruları var.
1- Küçükken en çok olmak istediğin meslek neydi ? Ve şimdi ne okuyorsun ?
- Bir sürü fikir değiştirdim. Öğretmen, doktor, polis. Şimdi maliye okuyorum ama hayatım boyunca yapmak istediğim meslek, yazarlık.
2- En sevdiğin renk ?
- Hepsini eşit seviyorum
3- En sevdiğin film ?
- Tek bir film yok, seri olarak var. Twilight serisi, Hızlı ve Öfkeli serisi, Karayip Korsanları serisi vs.
4- En sevdiğin kitap ?
- Öyle çok kitap var ki, birini seçemiyorum. Kütüphanemde 495 kitap var. Ama klasiklerden favorim: Suç ve Ceza.
5- Ne tür müzik dinlersin ?
- Kulağıma hoş geldiği sürece her tür müziği dinlerim. Ama daha çok pop ağırlıklı
6- Hangi takımlısın ?
- Galatasaray
Benim sorularım bu kadar. Sorularımı cevap verdiğin için teşekkür ederim. Rica ederim bende teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevdiğimiz Yazarla Röportajlar
De TodoSevdiğiniz kitapların yazarlarıyla ilgili bilgiler öğrenmek istiyorsanız, bir bakın derim.