İthal Hırsız Bölüm 8

119 13 0
                                    

Aralık 1878- -Macaristan-

Üç Yıl Sonra

Zane üç yıl önceki halini hatırladı, elindeki kağıda bakarken. Şimdi elması bulmak icin Karpat dağları eteklerinde, Macaristan'ın Tuna nehri kıyısında bir otel odasında, camdan dışarı bakarken, elinde tuttuğu kağıtta yazılı olanlar ona birçok şeyi hatırlattı.

Karpat dağları? Ötesi değil. On iki krattan fazla, bir buçuk krattan aşağı değil; Mavi renk; işlenmemiş. Oldukça ağır. Zaharen Yce elması.

Paristeki bir handa otururken sarhoş bir adamdan duymuştu bu elmasın hikayesini. Büyüleyici büyük bir elmas!

Zane hatırladığı bu anısının içinden otel odasının kapısının tıklanması ile kendisine geldi.

Kapı tekrar tıklanınca, Zane silahını çıkardı.

"Mösyö? Mösyö Anthony?"

Tek ayağını kapının arkasına dayayıp silahını görülmeyecek şekilde yanında tuttu ve tokmağı çevirdi. Deniz mavisi gözleri olan leylek gibi bir adam ona bakıyordu.

"Evet?"

"Rahatsız ettiğim için özür dilerim, efendim."dedi resepsiyon görevlisi. "Az önce resepsiyona sizin için bir mektup bıraktılar."

Adam kolunu uzattı. Elinde, ince parşömene kötü bir el yazısıyla, üzerinde Zane'nin adı-hemde gerçek adı- ve oda numarası yazılı olduğu bej rengi bir zarf vardı.

Zane bir saniyeliğine bu zarfa baktı. İnce yüzünde hiçbir kötülük görünmeyen görevli bekledi. Zane kapıyı kapadı,silahını sırtındaki kuşağa soktu, sonra da kapıyı tekrardan açtı ve zarfı adamın elinden aldı.

"Teşekkürler. "

Cebindeki bozuk parayı -hangi ülkenin parası olduğunu tanrı bilir- görevliye verdi ve o da gülümseyerek, başıyla selam vererek şamdanların aydınlattığı koridordan aşağı doğru gitti.

Zane kapıyı tekrar kilitledikten sonra zarftaki mührü söktü.

Cumartesi gecesi - 23 Aralık akşamı sarayımda düzenlediğim partide sizi de görmek isterim. Adres Diğer kağıtta.

Le Kont de Abony

Zane kaşları çatık bir halde kafasını davetiyeden kaldırdı.Cumartesi bu gündü. Yani bu gece.

Birisi onu tanıyordu. Birisi onun burada olduğunu biliyordu. Kont de Abony diye birini hiç duymamıştı. Bu herifin kendisini nasıl tanıdığına bir anlam verememişti.

Dışarıdaki Tuna nehrine bir kez daha baktı sonra perdeleri çabucak çekti. Düşünceleri teorilere, komplolara ve ihtimal dışı raslantılara dönüşürken yaklaşan geceyle, gölgelere dönüşen kağıt kaplamalı duvara karşı hareketsiz bekledi.

Kont de Abony bir sarayda yaşıyordu. King's view otelinden çok uzakta olmadığından, Zane oraya yürüyerek gitti. Yeri bulmak için kağıtta yazan adres ve iki insan boyundaki süslü demir direklerde sallanan lambaların şaşırtıcı parlaklığı yeterliydi.

Cebindeki içtenlikle yazılmış davetiyeye sadece büyük bir aptalın icabet edebileceğini düşündü. Ayrıca onun adını bilen, Zane'nin aptal olmadığını da bilirdi. Yinede gidiyordu. Yürüyordu. Küçük bıçağını, silahını ve üstün zekasını yanına almıştı; en güzel davet giysisini giymişti; şu kont her kim oluyorsa, Zane sonunda onu görebilmeyi amaçlıyordu. Sonra, eğer adamı tek yakalarsa belki de üç beş kelime konuşurlardı... Her halükarda, şu anda geceyi otelde geçirme riskini göze alamazdı ve sırf bu yüzden Zane birilerine zarar vermek istemiyordu. Yürürken kendisine selam verenlere başıyla dostça selam veriyor, yüzlerini inceliyor, hislerini ve görevlinin tarifini takip ediyordu; artan at arabaları sırası sokakları dolduruyordu.

İTHAL HIRSIZ - I - Kutsanmış ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin