İTHAL HIRSIZ - I - Kutsanmış Elmas

Bölüm 14

Bir zamanlar kutsanmış bir prenses varmış. Bu prensesin krallığı cok gizli bir elması koruyormuş. Bu elmas'ı insanların eline geçmemesi için kalede en güvenli sekilde korunuyormuş. Elmasın özelliği ise kutsanmış varlıklara emir verebilmesiymiş. Elması elinde tutan kişi kutsanmış varlığa istediği herseyi yaptirabilirmis.

Bir gün gelmiş ve krallığa bağlı olan köyün halkı o elmas'ı öğrenmiş. İçlerinde en sefil ve fakir olan köy çocuğu prensesi kaçırmaya karar vermiş. Pesinde yardakçısı büyücü ile köylü, kaleye girmiş, büyücünün yaptıgı büyülerle kutsanmışları anlık etkisiz hale getirmiş. Köylüde kolayca prensesi kaçırmış. Ancak şuda fark edilir ki köylü sefil, prensesi yanında zorla nasıl tutacağını düşünürken onunda bir yolunu bulmuş ve elmasıda çalmış. Yıllarca elmasın etkisi ve köylünün emirleri altında yaşayan prenses sonunda bir gece köylüyü öldürmüş, cocuklarını ardında bırakarak Elmas ile birlikte karpat daglarındaki mağaralarda kayıplara karışmıs. Ancak bilinen o ki- bazıları prensesin hayalet olarak elmas'ı hala koruduğuna inanır. Bazilarida prenses gittiği yere elmasıda götürerek intihar ettigi yerde elmasın üzerine büyücü tarafından koruyucu büyü yerleştirdiğinide düşünmektedirler. Ancak esas olan şu ki prenses öldü ve Elmas o madenlerde bir yerde hala orada ve şarkı söylüyor.

Dr. Hansen'in Macaristan,Romanya,Transilvanyave Rusya İmparatorluğu topraklarına yaptıgı yolculuklardan esinlendiği/ esinlenerek yazdığı masallar Ansiklopedisi'nden alınmıştır.

Londra, 1974

...ve aslında, Karpat dagları köylüleri arasındaki en eski efsanelerden biri "kutsanmış ırkı" olarak kabul edilen bir efsanedir. Bu ırkın tam adını- cadı- kulağıma fısıldayacak olan çobanı bulmak için tam on beş gün ve yüklü miktarda para harcamış olmam bu kutsanmış varlıkların sebep olduğu olağanüstü kurgunun bir göstergesidir.

Kutsanmışlar insan görünümünde olan fakat istedikleri zaman, özelliklede alacakaranlıkta, dumana dönüşebilen, özel güçleri olan ihtişamlı, ürkütücü varlıklardır. Karpat dagları civarında korkuyla, küçümsemeyle ya da hayranlıkla ama daima yürekten anlatılan bu masalların popülaritesi açıkça gözlemlenebilir. Alp köylerinin bu her şeye inanan, basit halkına göre kutsanmış ırkı gerçektir. Aslında, dağlara doğru ilerledikçe, geceleyin gözleri pürüzlü ufuk çizgisinde olan adam ya da kadın görme olasılığının daha düşük olduğu, daha yüksek rakımlı bir mezra buldum. Serfler dumana dönüşen birini görmenin oldukça kötü şansa alamet olduğuna inanırlardı.

Bu ve benzeri anektodları birleştirerek kutsanmışlarla ilgili bir kaç çıkarım yapabildim:

İnsan iken, müthiş inandırıcıydılar. Onları ele veren tek fiziksel özellikleri en bitkin çapkını bile büyüleyebileceği söylenen sıra dışı güzellikleriydi.

Dumana dönüştüklerinde gizli ve avcıydılar.

Kutsanmışların en bilinen efsanesinde zeki, kaba bir köylü cocuğu tarafından kaçırılan ve kendisiyle evlenmeye zorlanan bir kutsanmış prensesten bahsedilir. İnsanın aklına bir köylünün, kaderinde her gece dumana dönüşmek olan ve özel güçleri olan bir gelinle nasıl başa çıkabileceği geliyor ama bu sorunun yanıtı da Zaharen yce [kaba çevirisi: buzgözyaşı elması] adındaki kutsanmışların esir alıp özellikle de bir kişinin emrine sunma gücüne sahip gizemli bir elmas, sihirli bir taştır.

Köylülerin zarif misafiperverligi karşısında macarların yöresel yemeği gulyas'ı yerken, bir zamanlar Zaharen yce'in onu insanoğlundan- en dikkatli sekilde- koruyan kutsanmış ırkına ait olduğunu fakat prensesle birlikte kaçırıldığını öğrendim. Köylü çocuk sihirli elmasla birlikte, gelini alıkoyabilmiş ve kızlarını geri almaya çalışırken birer birer ölen ailesinede karşı koyabilmişti.