Her gün ayrı bir acıydı.. Her gün bir adım daha geriliyordum.. Bir daha güvenemem.. Bir kez daha düşersem kalkamam..
Çok özledim.. Hayır Myungsoo' yu değil.. Eski hayatımı özledim. En çokta görebilmeyi özledim...
Kalktım sopamı aldım ve salona geçtim. Teyzem ağlıyordu.
"Teyze ne oldu?"
"Ah ~ birşey yok. Göz gribi olmuşum.."
"Hayır teyze birşey var.. Ne oldu anlat lütfen.."
"Naeun kızım... Ben kanserim.. Bu sabah yastığıma bir tutam saçım dökülmüştü. Hastaneye gittim.. Kanser olduğum ortaya çıktı.."
Teyzem hüngür hüngür ağlarken ben şaşırmış ve korkmuştum... Bir anda yere çöktüm..
"Teyzee geçecek değil mi? Yine sağlıklı olacaksın değil mii!?"
"Bilmiyorum.."
"Ne olur sende beni bırakıp gitme..!!"
Bende ağlamaya başladım.. Neden hep ben?? Neden ama... Teyzem olmassa nasıl yaşardım? Tek başıma ne yapardım?
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~
2 ay sonra
~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~Yalnızım.. Güvenebileceğim kimse yok.. Artık teyzem yok..
Teyzemin mezarının yanına oturdum..
"Neden bu kirli dünya da beni tek başıma bıraktın? Hani hep birlikte olacaktık? Söz vermiştin.. Neden sözünü tutmadın!?? Neden sende ablam gibi beni bıraktın nedenn?"
Ağlayarak yürümeye başladım. Sahile geldim. Artık resmi olarak tek başıma kalmıştım.. Biraz yürüdükten sonra eve gittim.. Ne yapacaktım? Teyzem in yokluğu ayrı bir üzüntüydü.. Artık kimsem yoktu..
Koltuğa uzandım. Çok fazla zaman geçmeden uyudum...
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Kapının çalmasıyla uyandım.. Kapıyı açtım..
"Naeun.."
"Myungsoo! Hangi yüzle buraya gelirsin!?"
"Hala kızgın mısın?"
"Git burdan..!!"
Kapıyı hızlıca suratına kapattım. Myungsoo kapalı kapının arkasından konuşmaya devam etti...
"Naeun.. Özür dilerim. Kötü bir amacım yoktu.. Ben.. Ben sadece bir anlık kendimi kaybettim.."
"Senden nefret ediyorum.Git burdan Myungsoo.."
"Sana nasıl aşığım biliyor musun? Kalbim yanıyor.. Naeun kalbim acıyor.."
Ağlayarak konuşuyordu..
Myungsoo konuşmaya devam ettikçe ağlamamak için zor duruyordum.."Gittttt burdaannnn!!"
Bağırdıktan sonra ağlamaya başladım.. En iyisi ondan nefret etmek ve onu bir daha görmemekti.. Yoksa kalbimde ki bu yara daha çok büyüyerek canımı yakacaktı..
"Hoşçakal.. İlk ve son aşkım.."
Myungsoo bunu söyleyip gitmişti.. Kapının yanına çöktüm. Kalbim acıyordu..
Ağlayarak ölebilirdim oracıkta..*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*
Akşam olmuştu.. Gerçi ben körüm.. Gece veya gündüz olması benim için fark etmiyor..
Keşke teyzem yerine ben ölseydim.. Kurtulsaydım bu karanlıktan...
5 yıldır bir karanlığın içindeyim.. Benim mavi gökyüzüm, gökyüzüne aşık bir denizim yok.. Benim karanlığım var.. Sadece karanlık...
+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-
5 AY SONRA
-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+-+Artık o evde yaşamıyorum.. Teyzem öldükten sonra o evde yaşayamazdım o yüzden küçük bir eve taşındım.. Şirkette çalışmaya başladım.. Aslında hizmetli olarak başladım.. En azından şimdi daha iyiyim.. Myungsoo' yu bir daha hiç görmedim..
"Müdür seni çağırıyor.."
"Peki hemem gidiyorum"
Yine ne yapmıştım? Yanlış bir şey mi yaptım??"
Müdürün kapısını tıkladım..
"Gir!"
"Buyrun? Beni çağırmışsınız?"
"Evet.. Bu akşam müsaitsen akşam yemeğine çıkalım.."
"Ah~ şey aslında bu akşam biraz işim var.."
"Hadi ama güzelim.. Ne işin olabilir ki?.."
Güzelim mi? Bu adamın derdi neydi? Her hafta böyle şeyler söylüyordu.. İşten atılmamak için evet demeliydim sanırım..
"Şey o zaman olabilir.."
"Tamam o zaman anlaştık.. Akşam sekiz de seni almaya gelirim."
Hiç bir şey demeden odadan çıktım..
İşten çıktım, eve gittim ve hazırlandım.. Kapı çaldı. Kapıyı açtım.
"Merhaba Naeun"
"Oh~ merhaba.."
"Eee hazır mısın? Yemeğe gidelim mi?"
"Evet.. Gidebiliriz"
Arabaya bindik ve yola çıktık..
"Evett!! Geldik"
Sopamı alarak arabadan indim ve bir masaya oturduk..
1-2 saat boyunca hiç konuşmadan oturduk..
"Eee Naeun?"
"Buyrun?"
"Benimle resmi bir şekilde konuşmana gerek yok.."
"Peki.. Artık eve bırakabilir misin beni?"
"Peki güzelim.."
Evin önüne geldik. Arabadan indim ve evin kapısını açtım..
Tam eve girerken biri arkamdan eliyle ağzımı kapattı..
"Sakın ses çıkarma! İçeri gir ve kapıyı kapat!"
Bu müdürdü.. Ne yapmaya çalışıyordu? İçeriye girdim. Müdürün üstüme yürüdüğünü hissettim..
"Nee istiyorsuuunn!!"
"Seni istiyorum güzelim.."
İçimi büyük bir korku kapladı..
"İmdaaatt!!"
"Kapa çeneni!!"
Baştan anlamalıydım.. Keşke yemeğe çıkmayı hiç kabul etmeseydim..
Köşeye sıkışmıştım.. Elime geçen ilk eşyayı müdüre fırlattım..
"AHHH!! NE YAPTIĞINI SANIYORSUN!!"
Kaçmaya çalıştım ama beni tuttu ve yere fırlattı..
"İmdaaat!!!"
Artık kaçış yolum yoktu.. Ağlamaya başladım.. O anda birinin içeriye girdiğini fark ettim.. Kapıyı açık unutmuştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALP YARASI
Teen FictionHayatımız da Hayallerimiz Kadar Güzel mi? ~ ~ ~ Belki... Benim hayatım karanlık. Gördüğüm tek şey iç karartıcı siyah..