rutin geçmiş 2 günün ardından haftasonu gelip çatmıştı bu gün iş yemeği yarında rüzgar ın doğum günü vardı atıştırıp üst katdaki odasına çıkan merdivenleri tırmandı rüzgar pusetinin içinde yayılmış çizgi filmini izliyordu odasına girip dolabının kapağını açtı askıdaki elbiselerine bir göz atdı beğendiği bir kaç elbiseyi yatağının üstüne bırakıp kapağı kapatdı 4 ayrı elbise arasında bakışlarını gezdirirken karar vermeye çalıştı biri mavi kumaş üzerinde gümüş rengi detaylar olan vücudu ikinci bir deri gibi saran iddalı bir elbiseydi yanındaki krem uzun siyah detaylı balık model bi elbiseydi diğer elbisede kırmızı mini straplez üstü ve pileli eteğiyle sade bi elbiseydi son olarakta midesi ve göğüsünü dar bi şekilde çevreleyen üst kısmı vişne çürüğü uzun bol eteği siyah ve derin yırtmaça sahip göğüs ile sırt dekoltesi çok cesur bir elbiseydi uzun bir süre düşünüp siyah ve vişne çürüğünün birbiriyle şahane uyum sağladığı elbiseyi üzerine geçirdi derin dekoltesi beyaz tenini sergilerken yırtmaçıda dekoltesine meydan okurcasına genç kadının bacağının tekini tamamen gözler önüne seriyordu ayağınada siyah kalem topuklu ayakkabılarını geçirip saçları ve makyajı için kuaföre gitmeye karar verdi rüzgar ıda giydirip annesine bıraktı ardından sürekli gitdiği kuaförün önüne park edip içeri girdi hemen bi koltuğa yerleşip kendini seren hanımın ellerine bıraktı yarım saat sonra aynadaki yansımasında memnun bir şekilde kalktı koltuğundan saçları yer yer örgülerin süslediği dağınık topuz şeklinde toplanmış siyah göz makyajı ve mat şeftali rujuyla dudakları renklendirilmişti ücreti ödeyip arabasına bindi ve yemeğin yapılacağı mekana doğru yol aldı gösterişli otelin önünde arabasını durdurup indi anahtarı park etmesi için valeye verdikten sonra içeri girdi otelin büyük salonuna doğru yol alırken birkaç tanıdık sima gördü kimisiyle kısa sohbetler edip yemeğin ve sunumun yapılacağı büyük salona girdi bir iki masa ileride kendine ondan etkilendiğini belli etmekten çekinmeyen ve yakıcı bakışlarla bakan selim in yanına gitdi selim hemen kalktı genç kadının elini tutup dudaklarına götürdü
-gerçekten can yakıcı gözüküyorsun nehir çok güzel olmuşsun buradaki birçok adam ve ben gözlerimizi üstünden alamıyoruz
selim in iltifatları ruhunu okşadı nehir in siyah takım elbisesinin içinde oldukça yakışıklı gözüküyordu selim
-teşekkür ederim bu gün sende gerçekten çok şık olmuşsun
-seninkinin yanında benimki bir hiç nehir inan bana
tebessüm edip masadaki diğer konuklarlada selamlaştı ve iltifatlarını kabul etdi kendiside bir kaç iltifat mırıldandı. nehir kendini izleyen yeşillerden habersiz iddalı görüntüsü ve mütevazi tavırlarıyla oldukça dikkat çekiyordu servis edilen yemekleri yiyip hoş bir sohbete başladılar aralarındaki sohbet nehir ve selim in proje tanıtımı üzerine çağırılmasıyla son buldu gayet rahat adımlarla projeksiyon aletinin projesini yansıtdığı geniş duvarın önünde durdu ve aylarca çalıştığı projeyi konukların beğenisine sundu nehir akıcı konuşması ve şık görüntüsüyle göz dolduruyor kimi ruhu imrendirirken kimi ruhu etkisi altına alıyordu en arka köşede gözden ırak özlemle kendisine bakan adamdan bihaber sunumunu bitirip masasına geri döndü. genç kadın keyifli saygı çerçevesi altında kah gülerek kah ciddileşerek koyu bir sohbete daldı öyleki ona doğru yaklaşan bir zamanlar ömrünü doldurduğu adamdan ve birazdan olacaklardan habersiz huzurlu ve gururluydu bazı şeyler yoluna girerken anılar paslanırken gözyaşları ve ağlama krizleri artık daha az kendini ziyaret etmeye başlamışken bu adil değildi kaderin cilveleri artık can yakmaya başlamıştı genç kadın için kafasını kaldırdı ve ne olduysa işte o zaman oldu o tapılası yüz derin yeşiller özlemini yıllarca çektiği adam şuan tam karşısındaydı yine eskisi gibi gözlerinin en derinine bakıyordu bir zamanlar içini ısıtan bu gözler şimdi canını yakıyordu bu olmamalıydı hatırı sayılır acı dolu onca zamanın ardından bu hiçte katlanılabilinir değildi ne tepki verse bilemedi hayatın bu tokatına gülsemi ağlasamı bilemedi evet bir darbe daha bekliyordu ama bu kadar ağır olması tahammül sınırlarının dışındaydı yetmezmiydi artık bi an gözlerini kapatıp bunun sadece bir hayal olmasını diledi ama değildi işte hayal falan değildi adam tüm gerçekliğiyle tam karşısında duruyordu ilk önce selim le selamlaştı sonra masadaki diğerleriyle sıra nehir e gelince bi an kararsız kaldı genç adam acaba kendine çekip ayrı geçirdikleri zamanın acısını çıkarırcasına sarılmalımıydı yoksa resmi bi şekilde diğerleriyle yaptığı gibi selamlaşsamıydı kalbinin ve ruhunun efendisi bu kadınla zafıydı nehir onun sevdiğiydi herşeyiydi böyle olmamalıydı kesinlikle bu şekilde olmamalıydı bu yanlıştı iki yabancı gibi olmaları yaşanmışlıkları yok saymaları kesinlikle yanlıştı ifadesiz suratıyla ona tokalaşmak adına elini uzatan nehir bi an adamın gözlerine sonrada havadaki eline baktı adam genç kadının elini kavramasıyla ikisi içinde zaman durdu tenler buluştuğu yerden alev aldı yandılar kendi ateşleriyle birbirlerini yaktılar sonuç külleşmiş iki bedenin ellerini buruk bir şekilde ayırmaları ve yine olan olmuştu kader ortaya bir mayın koymuştu ve iki aşıktan birinin bu mayını patlatmasını ve ikisinide yok etmesini bekliyordu. herkes oyuncuların selamını verdiğini oyunun bitdiğini perdenin kapandığını salonun boşaldığını ve ışıkların karardığını sanıyordu ama öyle değildi henüz söylenmemiş sözler dökülmemiş gözyaşları atılmamış kahkahalar vardı nehir ve araf aşkı bitmemiş aksine kaldığı yerden devam ediyordu.
süpriz!!!! aslında 20. bölümde tanışıcaktınız araf la lakin dayanamadım ve onu birden karşınıza çıkardım yazarken kendimi kaybetdiğim bi bölümdü umarım beğenirsiniz yorum ve votelerinizle beni sevindirmenizi umuyorum kendinize iyi bakın :*