14

18 1 0
                                    

şimdi bi filmin sonuyla muhattapsak içimden ıraksan elimi bıraksan ne fark ederki zaten her manzara aynı uçmak aynı inan düşmek bile aynı zaman senden yana seyirde geriye bakmak için geç artık bu şehirde görüyorum bu defa bilmediğim şekilde ölmektesin hemde topraksızın bitdi şiirler ömrün hırsızları koynumuzda büyüdü bu gün yarına hasret bi hayatda lanetledik dünü sabret dedikce dudaklarım biraz daha çürür senin o saray sandığın kalplerin hepsi benim sürgünüm ne desem göğsüme ısrarla bastırır kabahat bilmiyorum belki çıkmam bile bir sabaha şimdi lazım bana sınırsız bir istirhaat fakat tutmuyor dikişlerim sabret biraz daha tutki ben kendime ızdırabı hak görenim tutki bir rüyada medet buldum uyut beni tutki dilim susmuyor kusuyor cümleleri inanmam için tükendi tüm benliğim toparla beni bi mutlu son istemem yeterki son olsun zahmetim surete büründükce ben oldum ben ona baktığımda dahada büyük yok oldum şarkılar susunca huzuru ben oldum ruhum ziyan ismin viran dilimden düşecekse dünyada bitmiş zamanım bak bu lanetlere gark oluyor sabahım bir ağaca benziyorum dallarımda yok artık neden manidar bu kadar şimdi merhabalar neyin kastına düştümde yakar hatıralar senin karşına bi zanlının sıfatıyla gün gelir cinayetler eşitlenir büyük sevdalara sakın arkamdan bakma sırtımda gururumu taşırım inatla bi insan herşeyinden arınmak ister bu kadar kanla bi gururum kalır ellerimde onuda ben bırakmam öyle sahte suratlar tanırımki bendende beter gönlüm el kaldırılan bi çocuk sanki küstü gene bunca şey üst üste geldi diyemi bindin en tepeme kirlenen yine ben sayfalar boyunca ah bi neşelen çıktı geceye benzeyen bi karanlık göz altlarımda kanıt var dilimde bi insanlık ayıbı kimin var bizim kadar büyük bi kayıbı benim düşen suratlarımın hepsi kollarımda sarılı hakim olamadığım hayatımın şu devrimi artık yürekler içerlerde çok derinde yapılır insan işte üç kuruş kadarla satılır elbet ismini satmam girahım akıllarda kazınır... safi ruhlar uçup diyarından gitdi bu şehrin ortasında bir lekeyim şimdi bitdim susuyordum evvelde gönlü kim diriltdi payıma düşen yağmurun altında büyütdüm bu fikri üzülürmü dersinki sol yanımda ifrit ne kalender bi veda şekli görünmeden gitdi bakma zaten bana durduğumuz dipti mutluluk mesafesi bizde ya kaştır ya kiprik

~alıntı~

insan kendi nefesiyle boğulurmu hiç hayalleri katili olurmu tutundukca biyerlere boşluğa düşermi evvelini unutup maziyi gömermi kim hem o kadar aciz olur bi o kadarda güçlü olabilirki kendi nefesimde boğulacak kadar aciz mazimi gömecek kadar güçlüyüm olduklarım için değil olmadıklarım için suçluyum eğer çekeceğim mükafat buysa acımda kabulüm lakin eğer fazlası varsa kaldıramam o kadar yükü... nehir daldığı düşüncelerden rüzgar ı uyutup gelen kübra sayesinde arındı bir çok çarenin içinde çaresizdi evvela karar vermesi gerekliydi lakin ondan bi karar istenmedi önüne bir şeçenek sunuldu ve kabullenmesi istendi aksi olumlu sonuçlar doğurmazdı araf ı tanıyordu o bişeyi ister ve alırdı gerisi teferruatdı

nehir in dalgınlığının sebebini bilen kübra bi yandan arkadaşı sevdiğine kavuştuğu için mutlu olurken onun bu halleri sızlatıyordu sol yanını ama yapılabilinecek bir şey olmadığı için el mahkum uyum sağlıyordu mutfağa yönelip iki kahve yaptı arkadaşını koltuktan kaldırıp bahçeye çıkardı önce sessiz bi şekilde kahvelerini yudumladılar ardından tıpkı çocukluk zamanlarında yaptıkları gibi çimenlere sırt üstü uzanıp gözlerini göğe diktiler uzun süren sessizlik rahatsız ediciydi bu sessizliği bozan nehir oldu

-pusat da gelmiş bu gün

işte o an tekledi kübra nın kalbi pusat yıllardır kalbinde aşkını büyütdüğü hayallerini süsleyen adam o umursamaz taş kalpli o hem sevinç hem hüzün o çevresindeki hiçbir kadını değer vermeye layık görmeyen kalpsiz ama gönlü ısınmıştı bir kere bu adamın aşkıyla bırakırsa donardı

-evet gelmiş ama bir kez olsun bakmadı yüzüme tek bakışına can kurban ama nafile, değersiz, yitik eskisi gibi acıtmıyor umuruna konamamak lakin sızlatıyor nehir

-ah benim kuzum bırak o eşşekliğine yansın kıymetini bilmiyor sevdanın tabi sızısı geçmez yürekten ama alışırsın be güzelim

-ama ben alışmak istemiyorum bir kere sarılsa bir ömür yeter o bir kere sevsin ben bin kere severim onu fazlasında gözüm yok bir kere aşkla baksın ben zaten daim diri tutarım onun aşkını

-ne desem ateşin dinmeyecek bilirim can dostum ama umarım mutlu olursun

-umarım

ve sonrası yine koyu bir sessizliğin koynunda yıldızlarda gezindi gözleri iki kadının aklını ve kalbini ele geçirmiş iki adam kader kurnaz ve acımasız zaman ne göstericek meçhul lakin her daim diri kalan tek şey umut ve dilden düşmeyen dua mutlu olmak için tanrı ya yakarışlar...

merhaba öncelikle bölümün başındaki alıntı tavsiye üzerine dinlediğim ve müptelası olduğum bir parçanın tamamı wp üzerinden gönderildiği için sanatçısını ve parçanın adını bilmiyorum ve bölüm tadımlıktı ama umarım keyifle okumuşsunuzdur deyinmek istediğim bir konu daha var yorum yapıp vote veren okuyucularıma teşekkür etmek istiyorum arkadaşlar siz bana yorumlarla beğenmediğiniz durumları bildirinki bende düzelteyim ve size daha keyifle okuyacağınız bir hikaye sunabileyim ve takdir edersiniz ki bir emek harcıyorum ve karşılığını almak istiyorum sayımız hızla artıyor lakin göründüğü üzere vote ve yorumlar çok az lütfen beni kırmayın ve bu konuda biraz daha duyarlı olun kendinize iyi bakın :*

TESADÜFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin