Sabahın ilk ışıkları perdenin aralıklarından gözüme girdi. Normalde insanlar uyurken gözlerine ışık gelmesinden hoşlanmazlar. Ama ben çok severim. Anormal biri olduğum burdan belli.
Uyanmıştım. Ama yatakta biraz daha tembellik yapmak istiyordum. Sağ tarafımda bir haraketlilik olunca uykulu gözlerle nur 'a bağırdım.
" Nur kaç kere söyleyeceğim. Benim yatağımda yatam-"
"Şşş ben nur değilim . Sessiz ol annenler duyacak"
" Savaş senin burada ne işin var?"
"Arkadaşımı görmeye geldim."
Başımı sinirle iki yana salladım. Savaş yatağıma geri yatmış , bir eli başının altında bir eli benim yastığıma vuruyordu. Ne yani onunla uyumamı mı istiyordu ?
Doğruyu söylemek gerekirse benimde hala uykum vardı. Kapımı kilitlemek için ayağa kalktım . Ama dün gece kilitlemiştim zaten . Umut sayesinde kapımı kilitlemeden uyuyamıyorum.
Baygın ve uykulu gözleriyle bakıyordu.Savaş gözleriyle beni kendine çekiyordu. Allahım sana geliyorum!
Baygın bakışlarına karşı koyamıyordum. Yüzümde olan gülümsemeyle savaşın yanına yattım. Bana sıkıca sarıldı. Neredeyse iç organlarım ağzımdan çıkacaktı.
" Savaş biraz daha sıkarsan organlarım ağzımdan çıkacak."
Güldü.
"Seni bırakmak istemiyorum. Bırakırsam kendimi tuhaf hissediyorum. Sanki .....bir tarafım eksik kalıyor."
Bunları söylerken beni daha da çok sıktı.
Ben de ona sımsıkı sarıldım.
Gözlerimi kapattım. Savaşın nefes alışverişleri ninni gibi geliyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar huzurlu uyuyacaktım.
****************
SAVAŞ'IN AĞZINDAN....
Yağmurun düzenli nefes alışverişlerini duyduğumda uyuduğunu anlamıştım.
Benim kollarımda uyumuştu. Daha iki üç kez gördüğü ve katil olduğunu bilmediği yabancının kollarında uyumuştu. Sevgiye ihtiyacı olduğu buradan anlaşılıyordu. Bu sevgiyi ona ben verecektim.
Yavaşça yataktan kalktım. Ceketimi ve şapkamı giydim. Balkondan çıkacakken dayanamadım . Yağmurun yanına gittim. Masum bir çocuk gibi uyuyordu. Dudağına doğru eğildim. Bunun yanlış olduğunu biliyordum. Ama insan sevdiği kişiyi öpmek istemez miydi?
Tam öpecekken yağmur kıpırdanarak uyanmaya başladı. Hemen geri çekildim. Yağmur gözlerini açtı.
"Gidiyor musun?"
" Evet."
Hızlıca ayağa kalktı. Yanıma geldi.
Ceketimi çıkardı. Şapkamıda çıkardı.Birden boynuma atladı. Bende refleks olarak belinden yakaladım. Nefesi boynuma değerken bana değer verdiğini anlamıştım. Annem bile bana böyle sarılmamıştı.
Ellerimi beline sardım. Kafamı omzuna koyarak sessizce kokusunu içime çektim. Bu iyi gelmişti. Kokusunda huzuru buluyordum.
"Neden şapka ve ceketle geziyorsun? Böyle gezmene sebep ne ? Yanlış anlama sadece merak ettiğim için soruyorum. Cevap vermek istemessen seni anlarım."
Cevap vermek için ağzımı açtım. Ama ona polisler tarafından arandığımı söylediğim an benden uzaklaşırdı.
Bu göze alamayacağım bir bedeldi.
Onu kaybedersem her şeyimi kaybederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIM OLUR MUSUN?
ChickLitYaptığım çaydanlık şakasına çok bozulan savaş ellerini göğüsünde birleştirmiş, kendimi affettirme çabalarımı dinliyordu. Hadi ama yarım saatir şurada benimle barışması için uğraşıyorum. En sonunda savaşa doğru eğildim. Soran gözlerle bana bakıyordu...