Nur karşımda yeni uyanmış duruyordu. Gözlerini ovuşturdu. Sonra uyku mahmuru konuşmaya başladı.
" Abla? Senin yatağında olman gerekmiyor mu ? "
"Bu bir rüya nur ! Ayakta uyuyorsun yatağına geri dön sevgili kardeşim!"
Dedikten sonra nur'u odamın dışına kadar ittim. Sonra kapıyı kapattım. Kendimi yatağıma attığımda sert bir bedene çarptım. Yataktan kalktım ve yavaş yavaş arkama baktım. Baktığımda umut'un yatağımda uyuduğunu gördüm. Hemen yanına gittim. Ve uyanması için onu sarsmaya başladım. Ama nafile.
" UMUĞĞT ! KALKSANAĞĞĞ! Iykkk!
Yatağımı leş gibi parfüm kokutmuşsun! "Uyanmıyordu piç kurusu. Ama dur, ben ona en sevdiğim müziklerden bir tane açacağım. Kesin uyanacak. Çünkü benim dinlediğim müziklerden nefret ediyor.
Ellie goulding - love me like you do şarkısını açtım. Telefonu kulağının dibine soktum. Şarkı şok etkisi yaratırken umut efendi küfür ederek uyandı.
"Bu gürültü ne amk! "
"Biz insanlar ona gürültü değil müzik diyoruz umutçummm.."
Umutu kaldırmaya çalışırken neredeyse belimi kıracaktım. Umut ayağa kalktığında ellerimi tuttu.
"Yağmur özür dilerim . O günü sana öyle davranmamalıydım. Sen benim için çok değerlisin biliyorsun değil mi?"
Dedikten sonra işaret parmağıyla yanağımı okşamaya başladı. Size anlatmadığım şeyler var. Biz umutla eskiden sevgiliydik. Aslında ilkimdi umut benim. Umut çok iyi bir çocuktu. Ben ona , o da bana çok aşıktı.
Ama umut her zaman çok kıskanç olmuştu. En yakın erkek kankam alperi tek bıçak darbesiyle öldürmüştü. Niye diye sorarsanız söyleyim. Alperle fizik sınavına çalışmaya alperlerin evine gittim diye. Alperle bize japonca gelen ama aslında fizik konuları olan ders kitabıyla çalışıyorduk.
Sonra kapı tekmelenmeye başladı. Ardından bağırışlar.
Alper kapıya giderken içimde kötü bir his vardı. Alper kapıyı açtığında umut elindeki bıçağı alperin göğsüne sapladı. Ben korkuyla karışık üzüntü, şaşkınlık hissederken umut elindeki kanlı bıçağı yere atmıştı.Ben o kadar çok korkmuştum ki umuta bir daha benimle konuşmamasını ve karşıma çıkmamasını söylemiştim.
Ama sonra umutun annesi selda teyze öldü. Kim yüzünden dersiniz ?
Tabikide alperin yüzünden .
Alperin babası pisliğin tekiydi. İçki içip karısını ve çocuklarını döven tiplerden biriydi. Tabi umut alperi bıçaklayınca babası delirdi. Sonra umutun annesini yani selda teyzeyi umutun gözleri önünde tecavüz edip sonra selda teyzeyi ....Dilim varmıyor ama sonra selda teyzeyi hamile bıraktı işte. Ondan sonra umut kafayı yedi. Kimseyle konuşmadan 3 yıl geçirdi. Aslında konuştuğu tek kişi bendim. Zaten konuşsada anca 2 kelime. Doktoru umutun bana aşık olduğunu ve konuşmak isteyebileceği tek kişinin ben olduğumu söyledi. Bende mecbur onunla konuşmaya başladım.
Umut bir yıl geçtikten sonra nihayet psikolojisi düzelmişti. Bende artık onunla çok fazla takılmıyordum. Ama genede beni bırakmıyordu. Ben umuttan uzaklaştıkça o bana daha çok yakınlaşıyordu. O anlamda değil!
(FESATLAŞMAYALIM LÜTFEN ) :D
Umutla konuşmak istemiyordum. Ama annelerimiz ölümüne kankaydı sanırım. Çünkü umutun annesi ölünce annem benim yanımdaki odayı umuta verdi. Umut bundan sonra bizimle yaşayacaktı. İtirazım olmadı. Ama genede umut'tan uzak durmaya çalışıyorum.
Ne biliyim bir katille eski sevgili olmak biraz tuhaf geliyordu. Umutu odamdan attığımda kapımı kapatıp kilitledim. Umut kapıma bir kuala gibi yapışıp:
" yağmur aç şu kapıyı konuşalım .
Lütfen.... özür dilerim ..."Bu hala benden özür mü diliyor?
Geçti canım o günler. Onunla ne konuşmak ne barışmak istiyordum.Umut'u odamdan atalı yarım saat oldu. Ama hala kapıyı tekmeliyordu.
Ben çoktan hazılanmıştım. Üzerimde beyaz okul gömleğim, altında ise kırmızı okul eteğim vardı. Okul eteğim her zamanki gibi dizlerimin üstündeydi. Belime gelen saçlarımı ikiye ayırıp ördüm. Kafamda siyah bir bere vardı. Gözlerimde ise uzağı pek göremediğim için siyah bir gözlük. Gözlerime önceden rimel sürmüştüm. Umut hala deli gibi bağırıyordu. Eğer kulaklarım sağar olursa umuta dava açacaktım.
Umut tehtitlere başlamıştı.
" Bak bu odadan çıkmazsan eskiden sevgili olduğumuzu annene söylerim!"
Bu tehtidi bekliyordum. Zaten anneme söylese bile annem biliyordu. Ona önceden anlatmıştım. Siyah konverselerimi giyerken umuta cevap verdim.
"Valla annem biliyor. Başka neyin var?"
Umut 'tan bir süre ses çıkmadı. Ben merakla umutun söyleyeceği şeyi beklerken umut bir kahkaha attı.
Ben ne diyeceğini düşünürken umut:
"İstersen odadan çıkma ,
o nutella'nın hepsinide ben yerim"Ben kapı kilidini açmaya çalışırken umuta bağırıyordum.
" YAĞĞĞĞ! BU KADAR VİCDANSIZ OLAMASSIN ! O KAHVALTIDA YEDİĞİM TEK ŞEYYY!"
Kapı kilidini açınca ışık hızında mutfağa indim. Nefes nefese kapıya yaslanıp umuta baktım. Baktığımda umut efendi nutella'nın kapağını bile açmamış 4 tane salamı ağzına atıyordu. Manda yavrusu. İçimden umuta saydırırken annem :
"Kızım bu ne hal ? Savaştan çıkmış gibisin!"
Dediğinde anneme dönüp:
"Eğer umut o nutellaya dokunsaydı bir savaş çıkacaktı anne"
Dediğimde umut bana pis pis sırıtıyordu. Umutun yüzündeki o pis sırıtışı silmek amaçlı kapağı bile açılmamış olan nutellayı kapının hemen yanındaki okul çantamın içine koydum. Umut bana 'manyak mısın?'bakışı atarken bende ona piç smile attım.
Öyle değil
Böyle yapılır.5 -Bölüm de kisa oldu ama idare edin. Zaten hic okuyucumuz yok ... :'(

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIM OLUR MUSUN?
ChickLitYaptığım çaydanlık şakasına çok bozulan savaş ellerini göğüsünde birleştirmiş, kendimi affettirme çabalarımı dinliyordu. Hadi ama yarım saatir şurada benimle barışması için uğraşıyorum. En sonunda savaşa doğru eğildim. Soran gözlerle bana bakıyordu...