1x07 Küçük Bir Kahve Molası

40 4 4
                                    

Doruk ve arkadaşları yürümeye başladılar. Elindeki dosyadaki adresi anlayıp arabaya bindiler. Sonra navigasyon ile oraya vardılar.

Burası çok büyük bir tesisti. Dışarısı beyaz duvarla kaplanmıştı. Şu an yapım halindeydi. Büyük elektrik direkleri ve santralleri vardı. İki işçi "Huma Kamu Hizmetleri" yazısını asıyorlardı. Tesise dosyanın içindeki giriş kartları ile giriş yaptılar. Tesisi gezmeye başladılar. Burası cidden çok büyüktü.İşçiler'in birine burası hakkında bilgi vermesini istediler.

İşçi: Bu şirket eskiden küçük bir firma idi. Sonra birisi bu firmayı başkalarına sattı. Yeni alıcılar şirketi buraya taşımaya karar verdiler ve çok büyük ihaleler aldılar. Bunun dışında pek bir şey bilmiyorum.

Arkadan bir topuklu sesi gelmeye başladı. 

Başkan: Bakıyorum da yeni patronlarınız ile tanışmışsınız.

Hepsi şaşırarak Başkan'a baktılar.

İşçi: Merhabalar hanımım. Kendileri de beni bir teste tutuyorlardı galiba. Geçmişimdir herhalde.

Başkan gülümsedi.

Başak: Geçtiniz,geçtiniz.

Başkan: Benimle gelin, size bir şeyler göstermem lazım.

İçeri girdiler. Boş bir alana oturdular. İçerisi yeni olmasına rağmen harabeden hallice idi.

Doruk: Burası inşaat halinde?

Başkan kafasını salladı. Doruk'un gözlerine bakarak:

Başkan: O zamana kadar eğitiminiz tamamlanacak.

Doruk cevap vermek istedi ama Başkan onu durdurdu.

Başkan: Diyeceklerini sonraya sakla. Artık biraz dinlenmeniz hakkınız. Gidip eğlenin gezin tozun...

Alp: Ütopya bizi de anında bulsun.

Başkan: Yıllar önce Ütopya tesislerinin birine girmiştik. Yazılımcılarımız onu kırmanın yolunu bulamadılar. Ama ona bir kör nokta yerleştirdiler. Ütopya sizi göremez. Şüpheli davranışlar yaparsanız ama size herkese yaptığı gibi davranır. Maalesef tek yapabildiğimiz bu. Yaptığımız yazılım her gün bize yeni kimlikler oluşturarak Ütopya'nın bizi öyle görmesini sağlıyor. 

Başkan ayağa kalktı biraz yürüdükten sonra arkasına döndü.

Başkan: Nerdeyse unutuyordum. Yarın saat 16.00 da Çınar Kafe'de.

Başkan bunları söylerken bir kaç adam içeriye onlarca sunucu taşıyordu. Doruk Başkan'ın arkasından seslendi:

Doruk: Peki ya bu sunucular ne için?

Başkan: Yakında öğrenirsiniz.

***

Alp bu kadar maceradan sonra Başak'a sahilde gezmeyi teklif etmişti. Bu durumlar onu bile yormuştu. Başak'ın da gergin olduğunu tahmin ediyordu.Onu bu olaya çektiği için suçluluk duygusu duyuyordu. Her zaman buluştukları banka oturdu. Bu bankı ilk tanıştıkları zaman seçmişlerdi. Bankın arkasından kalın gövdeli bir ağaç sanki onlara elini uzatır gibi dallarını uzatıyordu. Yapraklarının rengi sonbaharda hiç bir derdi olmayan bir  insana bile hüzün katıyor, yazın gölgesi altındakilere ana kucağı gibi huzur veriyor, kışın insanlara sıcacık bir sarılma hissi verirken ilkbaharda insanın doğaya aşık olası geliyordu. Sonra denize baktı. Her bir dalga sanki onu selamlamaya gelmişti. Tüm bu sessizliği bir kahvecinin sesi bozdu.

BörteçineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin