1x01 Geçmişten İzler

251 12 11
                                    

Hava karanlıktı. Rüzgâr insanın dersine işlercesine esiyordu. Işıkların bazıları bozulmuştu. Doruk kalkmayı denedi. 2 kez yere düştükten sonra kalkmayı başardı. Zar zor yürüyordu. Hava ciddi derecede soğuktu. Doruk tüylerinin ürperdiğini hissetti. Yalpalaya yalpalaya yürüyordu. Gözü bulanıktı, ilerdeki ışık parlamalarından başka bir şey gözü seçemiyordu. Işıklar sanki bir o yana bir bu yana dans ediyorlardı. Kolunda bir acı hissetti. Koluna baktığında her şey netleşmeye başlamıştı. Var gücüyle ileriye atıldı ama artık çok geçti. Nesneler tekrar bulanmaya başladı. Sesler boğuk geliyordu. Yere düştü, ardından tekrar kalkmaya çalıştı ama başaramadı. Son hatırladığı önüne tek bir gözyaşı düştüğüydü. 

***

Doruk uyanmıştı. Bu olay aklından hiç silinmediği gibi rüyalarında bile rahat yoktu. Artık bundan sıkılmaya başladı ama yardım alamıyordu. Kurallar katıydı, en küçük psikolojik sorun veya acıma duygusu fazlalığını öğrenirlerse daha yeni başladığı mühendisliği elinden alırlardı.Sonuçta Ütopya'nın gelecek vaadeden mühendisler kategorisinde yer alıyordu. Bunu göze alamazdı. Gerçi mühendis olmayı istemiş miydi? Bilmiyordu. Ama buna uygun olduğu kararı verilmişti. Bu kararın yanlış olduğunu dillendirmenin suç olduğunu çok iyi biliyordu. Nasıl olsa hukuku bir zamanlar istiyordu ve kuralları aynı proglamlama gibi en ince ayrıntısına kadar biliyordu. Zorlu bir çocukluk geçirmişti ve bu da onun merak duygusunu tetiklemişti.

Yataktan kalktı. Bu sorgulamaların kendine faydası olmadığının farkındaydı. Özellikle bu devirde. Tıraş olduktan sonra mutfağa doğru ilerledi. Bilgisayarını çağırdı. Önünde saydam bir ekran belirdi. Bu kahvaltıda ne yemek istediğini sorunca kararsız kaldı. Rastgele belirle dedi. Evde birisinin yemek pişirmesini , o kokunun uzaktaki odaya yavaş yavaş yayılmasını.Bu onun beyninin tozlu bölümlerinde kalmıştı artık.

Stajını yapıp  kurtulalı 10 yıldan fazla olmuştu. Şirkete doğru yol almaya başladı. Bugün hiç işe gidesi yoktu. Saatine baktı ve mesai saatine yarım saat olduğunu fark etti. O rüyanın etkisinden olsa gerek arkadaşlarını bugün dışarı davet edeceğini unutmuştu, ağacın dibine uzandı kulaklığını takıp müziğe daldı. Gerçi kulaklığına çok ihtiyacı yoktu beyni zaten bir müzik çalar gibi çalışıyordu. Nereye gitse ne zaman bir şey düşünse kafasındaki müzikler onu hiç yalnız bırakmıyordu. Zaten o müzikten başka çok bir şeyi kalmamıştı.

***

YIL 2018

Gelecek dokularından arınmış bir depoda bir adam tek başına sigarasını tüttürüyordu.Yanına iki adet uzunca adam geldi;

Ajan50: Hazırız hanımım.

Büyük Hanım: Peki ya "o" hazır mı?

Ajan80: Emri o verdi hanımım.

Büyük Hanım: İnsanlar binlerce yıldan sonra kendi oylarıyla kendisini yönetecek kişileri seçiyorlardı. Ne yazık ki bu haklarını düzgün kullanamadılar. Her oyunun bir sonu olmalıdır.Bu demek ki insanların bu saaten sonra daha fazla hakları olmayacak. Zamanı geldi.

***

Doruk telefonun sesiyle uyanmıştı. Arayan Börteçine idi. Telefonu açamadan telefon sustu. Saatine baktı. Mesai saatine 10 dakika kalmıştı. Hızlıca toparlandı. Yürümeye başladı. Bugünlerde buradaki polislerin sayısı gittikçe artıyordu. Doruk'un içi içini kemiriyordu. Oraya varınca Börteçine'yi ararım diye düşündü. Adımlarını sıklaştırdı. Sanki polisler ona bakıyordu. Şirketine girdi. Odalar retina taraması ile açılıyordu. Odasına girdi. Börteçine'yi aradı.

BörteçineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin