Bölüm 7

132 30 11
                                    

Eve doğru yaklaştığımda elimdeki tuvali ve çeki daha sıkı kavradım. Bu paranın bizi bir süre idare edebileceğini biliyordum ve yardım edebildiğim için çok mutluydum. Ailem için bir yabancı gibi oturup dışarıdan izlemek hoşuma gitmiyordu.

Bahçenin kapısını açarak içeri girdikten sonra tek katlı merdiveni çıkarak dış kapının önüne geldim. Dört katlı bir apartman dairesinde yaşıyorduk. Biz gelmeden önce burası aile apartmanıymış ve bizim katımızda oturanlar başka bir yere taşınınca bizden önceki kiracı eve alınmış. O kiracılara ne olduğunu bilmiyorum ama evden çıkmışlar. Sonuç olarak bir apartman dairesinde oturuyoruz.

Kapı açıldığında ittirerek karşıma çıkan üç basamağı atlattıktan sonra asansörü çağırdım. Gelmesini beklerken nefesimi dışarı vererek etrafımda bir kere döndüm. Asansörün sesi duyulunca kapısını açıp içine girdim. 3. katın düğmesine bastıktan sonra olduğum yerde çömelerek gözlerimi kapattım. Bir süre önce asansöre hiç binemezdim korkudan. Fakat bacaklarım o kadar merdiveni çıkmama izin vermediği için mecburen kullanmak zorunda kalıyordum.

Asansör bizim katta durduğunda yavaşça gözlerimi açıp ayağa kalktım. Nefesimi dışarı vererek gülümsemeye çalıştım ve kapıyı açtım.

''Ben geldim!'' dediğimde boş kapıya seslenişimle kaldım. Hayır yani, kapıyı açık bıraksanız ve bekleseniz ne olurdu ki? Şimdi ikinci kez kapıya gelmeniz gerekecek. Oflayarak kapıyı kapattıktan sonra zile bastım.

Ayak sesleri duyulduktan bir süre sonra kapyı Derin açtı. Elimdekileri havaya kaldırarak az önce kursağımda kalan hevesimi bastırmaya çalıştım.

''Ben geldim!'' Derin gülümseyerek bana sarıldıktan sonra kollarımı boynuna doladım. Vücudumda hissettiğim acıları görmezden gelmek daha daha güzel bir hayat sunuyordu.

''Hoşgeldin, abla.''

''Hoşbulduk.'' dedim ve ayakkabılarımı çıkararak içeri girdim. Derin elimdekileri tuhaf bir şekilde bakıyordu. Yorulduğumu belli edercesine nefesimi dışarı verdikten sonra elimdekileri hemen kapının yanında bulunan mutfağın masasının üstüne koydum. Arkamı döndüğümde ikilenmişlerdi.

''Hoşgeldin kaçak.'' Selim'e gülümsedikten sonra,

''Annem ve babam nerede?'' dediğimde Derin ile birbirlerine bakıp gülümsediler. Yine neler dönüyordu bu evde?

''Söylesenize.'' dedim kaşlarımı çatarak. Selim muzip bir şekilde gülerek,

''İşe gittiler.'' dedi.

''İşe mi?''

''Evet.'' Şaşkınlığımı gizleyemezken bir yandan gülmeye çaba gösteriyordum. Ne ara iş bulmuşlardı ya?

''Nerede çalışıyorlar?'' dediğimde Selim Derin'in yanından ayrılarak bana doğru ilerledi.

''Bunu geldiklerinde onlara sorarsın.'' diyerek kaşlarını kaldırdıktan sonra beni hafifçe ittirerek arkama geçip masanın üstündekilere baktı. Derin beni geçerek Selim'in yanına gittikten sonra masanın üstüne koyduğum çeke ve resme merakla bakmaya başladılar. Derin resmi eline alarak,

''Bunu bize anlatacak mısın?'' dedikten sonra yüzüme baktı. Selim de onu onaylar şekilde bana dönünce ellerimi göğsümde birleştirerek anlatmaya başladım,

''Ada'ya inmeden önce vapurda bir adam vardı ve indikten sonra kuyruk gibi peşime takıldı. Sonra bunun bir resim projesinde, daha doğrusu yarışmasında modellik yaptığını öğrendim ve ben de katılmak istedim. Yarışmayı kazanınca da bana bu çeki verdiler.''

Derin ve Selim anlattıklarımı idrak etmeye çalışırcasına bir süre sessiz kalıp birbirlerine baktılar. Hemen ardından bana döndüklerinde yüzlerindeki ifade görülmeye değerdi. Biraz heyecan, biraz şaşkınlık, biraz da merak. Bu merak özellikle de Derin'in yüzünde vardı.

Kalemimde Saklı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin